 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15.HUKUK DAİRESİ
Esas Karar
------ -------
1993/5633 1994/4456
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : SİLİFKE Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi : 6.7.1992
Nosu : 1989/247 - 1993/333
Davacı : S.S.Silifke Belediyeciler Konut Yapı Kooperatifi
Vekili Avukat Ahmet Sağlam
Davalı : Nedim Sancar Vekili Avukat Elif (Doğan) Türkmen
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen
tetkiki davalı vekillerince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde
davacı vekili Avukat Ahmet Sağlam ile davalı vekili Avukat Elif Doğan Türkmen
geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır
bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin
incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki
kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı Kooperatife ait arsa üzerine yapılacak inşaatın süresinde inşa
olunamaması nedeniyle taraflar arasındaki eser sözleşmesi Kooperatifçe
feshedilmiş, feshin haklı nedenlere dayandığı kesinleşen mahkeme kararı ile
anlaşılmış, davacı işsahibi (Kooperatif) bu davasında fazla ödeme, gecikme
cezası, proje bedeli, stopaj ve fiat farkı ile faizlerinden oluşan toplam
404.089.387 Tl.nın davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın aynen
kabulüne dair verilen karar davalı yüklenici vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun
gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik
bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan
sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davada sözleşmenin 3. maddesine dayanılarak inşaatın gecikmesinden
dolayı oluşan 80.267.499 Tl. gecikme cezasının tahsilide istenilmiştir. Bu
ceza niteliği itibariyle ifaya bağlı gecikme cezası olup müsbet zarar
kapsamına girmektedir. Böyle bir zararın talebi aktin ifasına bağlı
olduğundan akti fesh eden davacının B.K.nun 108. maddesi uyarınca bu zararı
istemeye hakkı bulunmadığından mahkemece gecikme cezası isteminin reddi
yerine kabul edilmesinde isabet görülmemiştir.
3) Öte yandan mahkemece hüküm altına alınan alacak kalemlerine
fesih-teslim ve ödeme tarihlerinden itibaren ayrı ayrı temerrüt faizi
uygulanmış ise de, B.K.nun 101. maddesi uyarınca gecikme faizine
hükmedilebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp ayrıca
borçlunun usulen temerrüde düşürülmesi gerektiğinden ve olayda davalının
temerrüde düşürüldüğüne dair bir belgeye rastlanmadığından ve alacak istemini
içermeyen fesih davası da temerrüt ihtarı yerine geçmiyeceğinden hükmedilen
alacak kalemleri için dava tarihi yerine belirtilen tarihlerden faize
hükmedilmesi de bozma nedenidir.
4) Davacı aktin bozulması yüzünden kalan işin başka müteahhite
verilmesi nedeniyle oluşacak fiat farkından uğradığı 284.364.306 Tl.
zararının da tahsilini istemiş ve mahkemece rapor doğrultusunda bu talepde
kabul edilmiştir. Aktin bozulması yüzünden kalan işlerin sözleşme fiatı
üstünde yapılması nedeniyle oluşacak fiat farkının menfi zarar kapsamına
gireceği kuşkusuzdur. Böyle bir zararın hesaplanması sözleşmede hüküm varsa o
doğrultuda yapılmalıdır. Sözleşmede hüküm yoksa ve kalan iş fiiden başka bir
müteahhite verilipte fark oluşmuş ise; ilk ihalede verilen en yakın teklif
fiatı ile ikinci ihalenin miktarı arasındaki fark olarak bulunmalı, böyle bir
durum da yok ise; ilk ihalenin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayici ile
ikinci ihalenin yapılması gereken tarihteki rayiç arasında oluşan farka menfi
zarar olarak hükmedilmelidir. Oysa mahkemece alınan bilirkişi raporunda bu
yönde bir açıklama yer almadığından farka ilişkin karar da eksik incelemeye
müstenittir.
Bu durumda mahkemece oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulundan
yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda rapor alınarak 284.364.306 Tl.lık
zararın oluşup oluşmadığı değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir.
Belirtilen nedenlerle verilen karar yerinde olmadığından temyiz
itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bent gereğince sair temyiz itirazlarının reddine,
2- 3- 4. bentlerde açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davalı yüklenici
yararına BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil edilen davalı yararına 24.800
Tl. vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek
halinde ödediği temyiz peşin harcının temyiz eden davalıya iadesine,
30.3.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
M.S.Aykonu Y.Akman İ.Ulusoy E.Ertekin A.Güneren
|