 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15.HUKUK DAİRESİ
Esas Karar
----- ------
1993/5613 1994/1192
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : ŞİŞLİ 3.Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi : 13.5.1993
Numarası : 1991/659 - 1993/338
Davacı : T.Garanti Bankası A.Ş. Vekili Av.Serap Özarslan
Davalılar : 1)N.Onur Soyoğlu Vekili Avukat Turan Biçer
2)F.Filiz Çetin
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı
vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği
anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde T.Garanti Bankası A.Ş. ile
davalı Fatma Filiz Çetin arasında kredi sözleşmesi olduğunu, borcun
ödenmemesi nedeniyle hesabının kapatıldığını yapılan icra takibinde haczi
kabil malı bulunmadığını, muvazaalı bir şekilde elinden çıkardığı taşınmaz
için yapılan tasarrufun iptalini istemiş,
Davalı Nilgün Onur muvazaa iddiasının asılsız olduğunu, taşınmazın
tapu kaydına bakılarak alındığını, borcun satıştan sonra doğduğunu, geçerli
aciz belgesininde bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, diğer
davalı tebligata rağmen davaya gelmemiş,
Mahkemece, borcun, tasarruftan sonra doğduğu dava koşulu olan kati
veya geçici aciz belgesinin bulunmadığı, muvazaanın ispat edilemediği
gerekçesiyle dava reddedilmiş, bu karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık İ.İ.K.na dayanan tasarrufun iptali
istemine ilişkindir. 29.4.1991 tarihinde borçlu adresinde yapılan hacizde,
haczi kabil malı olmadığı saptanmıştır. İ.İ.K.nun 105. maddesi ve yerleşmiş
Yargıtay içtihadı gereğince bu tutanak geçici aciz belgesi niteliğindedir.
Davacı ile borçlu arasındaki ilişki kredi kartı mukavelesi ile
başlamıştır. Borçlu tarafından 1990 yılında alışveriş yapıldığı bellidir. Bu
nedenle borcun bu tarihte doğduğunun kabulü gerekir. Tasarruf ise borcun
doğumundan sonra 18.2.1991 tarihinde yapılmıştır.
Öyleyse mahkemece yapılacak iş; davanın esasına girilip, taşınmazın
satış tarihindeki değerinin saptanarak bu husus diğer kanıtlarla birlikte
değerlendirilip satışın muvazaalı olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre
hüküm kurmak olmalıdır. Bu konular gözden uzak tutularak uygun olmayan
gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup
bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz
itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde ödediği temyiz
peşin harcının temyiz eden davacıya geri verilmesine, 1.3.1994 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
M.S.Aykonu Y.Akman İ.Ulusoy K.Öge A.Güneren
|