 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onbeşinci Hukuk Dairesi
E. 1993/5503
K. 1993/5757
T. 31.12.1993
* İCRA HUKUKUNDA İHALE
* MENKUL MÜLKİYETİ
* EŞLERDEN BİRİ ALEYHİNE İCRA
* İHALEDE MUVAZAA
ÖZET : Müzayede ile menkul malı alan kimse, onun mülkiyetini, ihale anında
iktisap eder.
Eşlerden biri aleyhine yapılan icra takiplerinde, yasal haklar kullanılmadan,
kısa sürede haciz gerçekleştirilmiş ve ihale ile satışa çıkan bu eşyaları,
ödeme gücü olan diğer eş satın almışsa, satın alan eşin, icra borcunu haciz
aşamasında ödememiş olması, ihalede muvazaa olduğunu gösterir.
(2004 s. İİK. m. 114, 115)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı alacaklı vekili
tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış
olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacının açtığı istihkak davasının kabulüne dair verilen karar, davalı A.Ş.
vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, borçlu kocasının daha önceki bir takip nedeniyle haczedilen ev
eşyalarının ihaleden kendisi tarafından satın alındığını bu yüzden sonradan
başka bir borç nedeniyle haczedilemeyeceğini ileri sürmüş ve bu iddia mevcut
belgelere göre Merci Hakimliğince de benimsenmiştir.
Gerçekten BK.nun 231. maddesi hükmü uyarınca müzayede ile menkul bir mal alan
kimse onun mülkiyetini ihale anında iktisap eder ise de, bu ihalenin
muvazaaya müstenid bulunduğu da ileri sürülüp ispat olunabilir. Davalı
savunmasında, ihalenin mal kaçırmak amacıyla yapıldığını belirtmiştir.
Dosyada mevcut belgelere göre borçlu Erdal'ın davacının eşi olduğu ve
hakkında çeşitli icra takipleri yapıldığı bir dönemden sonra Kadıköy Üçüncü
İcra Müdürlüğü'nün 1992/4081 sayılı dosyasında Önder tarafından yapılan icra
takibinden hemen haberdar olup, aynı gün borcu kabul ederek sürelerden
feragat edip evindeki eşyaları haczettirmesi ve kısa sürede satışa
çıkartılarak eşi olan davacı kadın tarafından ihaleden satın alındığı
anlaşılmıştır.
Yine aynı dosyalardan, davalı borçlu kocanın alacağı karşılayacak mal
varlığının olmadığı ve davacı eşin üzerinde kayıtlı birkaç taşınmazın
bulunduğu, müşterek oturulan evin tapusunun dahi davacı adına tescil edildiği
görülmektedir.
Faiz ve teferruatı hariç (220.000.000) lira üzerinde borcu bulunan ve ticari
ilişkisi olan davalı borçlunun mal varlığının olmaması ve taşınmazların eşi
adına yapılması hayatın olağan akışına göre alacaklılardan mal kaçırma
kastını göstermektedir. Davacı adına bankalarda bir takım vadeli hesapların
bulunması da bu paraların mutlaka davacıya ait olduğunu göstermez. Nitekim
varlıklı olduğu ileri sürülen davacı kadın eşyaları ihaleden satın alacağı
yerde icra takibini yapan alacaklılara icra borcunu ödemek suretiyle aynı
sonuca ulaşabilir ve eşyaları hacizden kurtarabilirdi. Bu yol denenmeden
eşyaların haczettirilmesi, yasal haklar kullanılmadan sattırılıp davacıya
intikal ettirilmesi ortada bir muvazanın bulunduğunu göstermektedir.
O halde, Merci Hakimliğince davanın reddi gerekirken kabul edilmesinde isabet
yoktur, karar bozulmalıdır.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulüyle
kararın davalı ......... Metal A.Ş. yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz
peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine,
31.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|