 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onbirinci Hukuk Dairesi
E. 1993/5261
K. 1994/2091
T. 8.3.1994
* ASIL İŞVEREN
* İKİNCİ İŞVEREN (TAŞARON)
ÖZET : Bir işverenden, belirli bir işin bir bölümünde veya eklentilerinde iş
alan ve işçilerini münhasıran o iş yerinde veya eklentilerinde çalıştıran
diğer bir işverenin, kendi işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili ve İş
Kanunundan veya hizmet sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden asıl işverenle
birlikte sorumludur.
(1475 s. İş K. m. 1/son)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Kırıkkale Asliye Birinci Hukuk
Mahkemesi)nce verilen 22.12.1992 tarih ve 351-961 sayılı hükmün temyizen
tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi
içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; şirketlerine ait işyerlerinde devamlılık arzetmeyen işler
meyanında genel temizlik, tahliye, aşçılık, garsonluk, bahçe bakımı ve
tanzimi için ihale açtıklarını, davalı müteahhitlerle iş yapım ve istisna
sözleşmesi imzaladıklarını, bu işler için müteahhitlerin işçi temin edip,
işyerlerinde çalıştırdıklarını, müteahhitlerle ihale edilen işler
çerçevesinde imzalanan sözleşmelerin ilgili maddeleri uyarınca müteahhidin
SSK.'dan ayrı bir işyeri numarası aldığını ve temin edilen işçilerin her
türlü vergi, resim, harç ve her çeşit sigorta primlerinin işveren ve işçi
hisseleriyle SSK. ve İş Kanunu hükümlerinden doğan ve işin icabı gereği
yerine getirilmesi gereken vecibelerin davalılara aidiyetinin ilgili sözleşme
maddelerince açıkca düzenlenip kabul edildiğini ve işçilerin ücretlerini
ödediklerini, sözleşme uyarınca kendilerinin işçi ücretlerini adam gün hesabı
ile müteahhitlere ödediklerini, davalı müteahhitlerin temin ettiği işçilerin
Kırıkkale İş Mahkemesine dava açarak dayanışma aidatı ödemek suretiyle
işyerlerinde uygulanan TİS. hükümlerinden yararlanarak ücret, ikramiye,
bayram harçlığı, sosyal yardım, kıdem ve ihbar tazminatı gibi alacakların
tahsili için dava açtıklarını ve davanın kabul edildiğini, bu kararların
Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi'nce onandığını iddia ederek, müteahhitlerin
işçilerine ödemiş oldukları meblağın faizle birlikte davalılardan rücuan
tahsilini istemiştir.
Davalı vekilleri cevap dilekçelerinde; iş mahkemesinden verilen kararların
kesin hüküm olduğunu, o nedenle davanın reddi gerektiğini, ayrıca ihaleye
girilirken davacının müteahhit işçilerinin TİS. hükümlerinden
yararlanmıyacakları hükmünü getirdiğinden, müteahhitlerin bu şartla ihaleye
girdiğini, TİS. nin tarafının davacı olduğunu, TİS.nin hükümlerinin bir
sözleşme olup, hükümlerinin sadece tarafları bağlayacağını, o nedenle
TİS.'den doğan haklardan sorumlu olmayacaklarını ve davanın reddi gerektiğini
savunmuşlardır.
Mahkeme, davacı şirketin iddia ettiği gibi taraflar arasındaki sözleşmelerde
davacı şirkette çalıştırılacak işçilerin İş kanunu ve işin İcabı yerine
getirilmesi gereken vecibelerin müteahhide aidiyeti hüküm altına alınmadığı
ve davalılarca kabul edilmediğinin anlaşıldığını, ayrıca dava açan işçilerin
özel hizmet sözleşmesine dayanmadıklarını bu kişilerin işyerlerinde geçerli
TİS. nin kendilerine uygulanmasını istediklerini, TİS.nin de davacı şirket
ile sendika arasında kararlaştırılmış olduğunu, müteahhitlerin bu sözleşmeye
taraf olmadıklarını, 1983-1989 yılları arasındaki döneme ait davacı işveren
şirketin imza attığı TİS.in hepsinin 3. maddesinde müteahhit işçilerinin TİS.
hükümlerinden yararlanamayacağı hükmü olup müteahhitlerin bu hükme güvenip
ihaleye girdiklerini, buna rağmen işçilerin iş mahkemesine başvurup TİS. den
doğan haklarını elde ettiklerini taraflar arasındaki sözleşmeye göre,
müteahhit aracılığı ile çalıştırılan işçilerin işe alınması, işten
çıkarılması ile işyerlerinde uygulanacak kuralların ve işçiye ödenecek
ücretin belirlenmesinde asıl söz sahibinin davacı Tüpraş olduğunun
düzenlendiği, davacının rücu isteminin haklı ve yasal olmadığı
anlaşıldığından davanın reddine karar vermiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1475 sayılı İş Kanununun 1/son maddesine göre; "Bir işverenden, belirli bir
işin bir bölümünde veya eklentilerinde iş alan ve işçilerini münhasıran o iş
yerinde veya eklentilerinde çalıştıran diğer bir işverenin, kendi işçilerine
karşı o iş yeri ile ilgili ve bu kanundan veya hizmet akdinden doğan
yükümlerinden asıl işverenle birlikte sorumludur". Görüldüğü üzere bu maddeye
göre, bir işverenin (asıl işveren) bir işinin bazı bölümlerini alan ikinci
işveren (taşaron) o iş yerinde çalıştırdığı işçilerine karşı yasa ve hizmet
sözleşmesinden doğan yükümlerinden asıl işverenle birlikte sorumlu olur.
Taraflar arasında imzalanan 1.4.1990 ve 9.5.1990 günlü ihale sözleşmelerinin
"müteahhitin sorumluluğu" başlığını taşıyan 18.0 maddesiyle, bu sözleşmelere
ekli özel şartnamenin "Özel Götürü Fiyatlarının Kapsamı" başlığı taşıyan 5.0
maddesinde gösterilen giderlerden, ikinci işveren durumunda olan
taşaronların, yani davalıların sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır. Bu
değinilen maddelerdeki giderler içine Toplu İş Sözleşmesi'ndeki işçiler
lehine artırılan ücretler ve eklentilerinin gireceği açık ve seçiktir.
Bu durumda, anılan sözleşmelerin süresi içinde ve işin devamı sırasında, Toplu
İş Sözleşmesi nedeniyle, davacı işverenin çalışan işçilerine tanınan
hakların, ikinci işverenin işçilerine de verilmesinin gerekmesine ve bu
işçilere mahkeme kararıyla ödenen ücretten, davalılar da sorumlu olacağından,
mahkemece, bu yön gözönüne alınarak ödeme miktarı hakkında inceleme yapılarak
sonucu doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm
kurulması doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafın temyiz isteminin
kabulüyle yerel mahkeme kararının (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın
isteği halinde temyiz edene iadesine, 8.3.1994 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
|