Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
Y A R G I T A Y 
2.HUKUK DAİRESİ
     SAYI

ESAS:    KARAR:
93/5243  93/6131



	Özet:Tenfizi istenen yabancı mahkeme kararında Türk hukuku Türk
 yargısının yerleşmiş görüşüne uyğun yorumlanmamışsa türk hukukunun
 uyğulanmadığı söylenemez. Türk mahkemeleri yabancı ilamın kanuna uyğunluğunu
 denetleyemez.
	TEMYİZ EDEN:Davalı
	Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
 mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
 düşünüldü.
       Davacı Alman Mahkemesinin boşanma kararının tenfizini istemiştir.
 Mahkeme söz konusu kararın tenfizi ile tarafların boşanmalarına karar
 vermiştir. 
       " Tenfiz istemi dilekçe ile olur " (2675 sayılı kanun 35 ).
       " Tenfiz dilekçesine aşağıdaki belgeler eklenir.
       a) Yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca verilen onanmış aslı ve
 onanmış tercümesi,
       b) İlamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca verilen
 onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi "(2675 sayılı kanun 37)
       " Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dahilinde verir.
       a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında
 karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devletle Türk
 mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün
 veya fiili uygulamanın bulunması.
       b) İlamın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda
 verilmiş olması.
       c) Hükmün kamu düzenine açıkca aykırı bulunmaması.
	d) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin
 hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağırılmamış veya o mahkemede
 temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyapta hüküm verilmiş
 ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı
 Türk mahkemelerine itiraz etmemiş olması.
       e) Türklerin kişi hallerine ilişkin yabancı ilamda Türk Kanunlar
 ihtilafı kuralları gereğince, yetkili kılınan hukukun uygulanmamış ve Türk
 vatandaşı olan davalının tenfize bu yönde itiraz etmemiş olması "(2675 sayılı
 kanun 38).
       Davalı süresinde davaya cevap vermiş, Alman mahkemesi hükmünün Türk
 hukukuna aykırı olduğunu, tenfizinin istenemiyeceğini ileri sürmüştür.
       Dosya arasında bulunan yabancı mahkeme ilamında Türk hukukunun
 uygulandığı yazılıdır. Ancak Türk hukukunun yorumunda yabancı mahkemenin Türk
 mahkemelerinde istikrar bulan yorum sonucundan farklı bir sonuca vardığı
 anlaşılmaktadır. Doğaldır ki Türk kanunlar ihtilafı kuralları gereğince
 Türklerin boşanma davaları için öngörülen (2675 sayılı kanun 13) hukukun
 uygulamadığının belirlenmesi ve bu yönde davalının itirazda bulunması halinde
 tenfiz kararı verilemez. Fakat burada olduğu gibi hukukun yorumunda hata
 edildiği hallerde yabancı mahkemenin Türk hukukunun uygulanmadığını kabul
 etmek 2675 sayılı yasanın amacına aykırı düşer. Davalı yabancı mahkemenin,
 hukuku yanlış yorumlamasını, o ülkede, kanun yollarına müracaatla
 denetletmedikçe Türk mahkemeleri önüne getiremez.
       Milletler arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkındaki 2675 sayılı
 kanunda (revizion) yabancı kararın doğruluğunu inceleme sistemi kabul
 edilmemiştir.
	 Kanunun yorumunda yapılan hataya dayalı yabancı mahkeme ilamı 2675
 sayılı kanunun 38/c maddesi uyarınca da red edilemez. Zira kanun AÇIKCA kamu
 düzenine aykırılıgı bir red sebebi kabul etmiştir. Yorum hatasını kamu
 düzenine AÇIK aykırılık olarak kabul etmek mümkün olmaz.
       Yabancı mahkemenin Türk hukukunun yorumunda hata ettiğinden söz
 edilerek tenfiz isteminin reddi gerektiği yönündeki görüş çoğunluk tarafından
 kabul edilmemiştir.
       Ancak, 2675 sayılı kanuna dayanan istek halinde yabancı mahkeme
 kararının tenfizine karar vermekle yetinmek gerekirken ayrıca boşanmaya da
 hükmedilmesi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 74. maddesine aykırı
 bulunmuştur.
       SONUÇ: Hükmün açıklanan sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının
 yatırana geri verilmesine, bozmada oybirligi, sebebinde oyçokluğu ile
 l5.6.l993 tarihinde karar verildi. 

BAŞKAN	 ÜYE	       ÜYE           ÜYE           ÜYE
Tahir Alp  Nedim Turhan  Ş.D.Kabukçuoğlu  F.Kıbrıscıklı A.İhsan Özuğur
	   (muhalif)	 	 	(muhalif)  

	 	 MUHALEFET ŞERHİ  	 	
       Yabancı mahkeme kararında tesbit ve değerlendirilen maddi olaylarla,
 hüküm arasında bir nedensenlik ve uygunluk bağı olmalıdır. Aksines hakaret
 kamu düzenine aykırılık meydana getirir.
       Türklerin kişi hallerine ilişkin davalarında Türk Kanunlar ihtilafı
 kurallarının gösterdiği hukukun uygulanmış olması gerekir (2675 S.Y.md.38). 
       Türk Kanunlar ihtilafı kurallarının göstermiş olduğu hukukun, Türk
 vatandaşlarının kişi hallerine ilişkin davalarda uygulanmamış olması, hatalı
 ve yanlış uygulanması davalı durumda olan Türk vatandaşının tenfize bu
 noktadan itiraz etmesi halinde yabancı mahkeme kararının tenfizi istemi
 reddedilmelidir.
       Yabancı mahkeme kararında Türk Hukukuna ve ilgili maddelere atıfta
 bulunulmuş olması yeterli olmayıp Türk hukukunun gerçekten uygulandığının
 belirlenmesi gerekir.
        Boşanma davaları Türk Kamu düzenini ilgilendirir, hakime aile
 birliğini korumaya yöneli önlemleri doğrudan alma yetkisi tanınmıştır. Medeni
 Kanunun l50. maddesi uyarınca hakim tarafların boşanma konusundaki beyanları
 belirtikleri olaylara bağlı değildir. Vicdanen tatmin olmadıkça boşanmaya
 karar vermez. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 95/2. maddesi uyarınca
 boşanmanın, maddi delillerle (bil beyyine) kanıdtlanması gerekir. Yabancı
 mahkeme Türk yasalarını uygularken kanıtlama sistemini de dikkate almak
 zorundadır. Hiç kimse kendi kusuruyla yarattığı durumdan yararlanarak hukuki
 koruma isteyemez ilkesi de gözden uzak tutulmuştur.
       Kararda tarafların beyanlarına göre geçimesizlik nedeni olarak, eşlerin
 birbirini evlilikten önce tanımamaları, davacının oturmaya elverişli ve
 bağımsız olmayan konutu, gelin, kaynana, kaynata uyuşmazlıkları
 gösterilmiştir. Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilse dahi bu
 sonuca ulaşılması tamamen davacının kusurlu tutum ve davranışlarından
 kaynaklanmış olup, davalıya yüklenilebilecek hiç bir kusur gerçekleşmemiştir.
       Türk Medeni Kanununun l34. maddesi koşulları oluşmamasına rağmen
 kanunun hatalı ve yanlış uygulanması sonucu boşanmaya karar verildiğinden,
 kamu düzenine ve kanuna aykırı olan bu ekararın tenfizi isteminin reddi,
 hükmün bu yönden bozulması kanaati ile değerli çoğunluk görüşüne
 katılmıyoruz.

	 ÜYE	 	 	ÜYE
	 Nedim Turhan	 	    A.İhsan Özuğur
  	
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini