 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1993/5-160
K. 1993/192
T. 20.9.1993
* ALIKOYMAK VE IRZA GEÇMEK
* CEZA DAVASI SIRASINDA MAĞDURENİN NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ
ÖZET : Ceza yargılamasının amacı, maddi gerçeğin bulunmasıdır. Şekli hakikatle
yetinip sanığa daha fazla bir ceza verilmesi, hak ve adalet duygularını
incitecek, adalete olan güveni sarsacaktır. Maddi olayda, mağdure ile
ağabeyinin doğum tarihleri kuşkulu bulunmaktadır.
Bu nedenle, mağdurenin Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesine gönderilerek
kemik oluşumu ile ilgili filmleri orada çektirerek bizzat muayenesinin
sağlanması ve suç tarihindeki gerçek yaşının kesin olarak saptanması,
gerekirse Adli Tıp Kurumu Genel kurulu'ndan da görüş alınarak sonucuna göre
uygulama yapılıp karar verilmesi gerektiğinden direnme hükmünün bozulmasına
karar verilmelidir.
(765 s. TCK. m. 430/2, 414/1, 418/2)
Alıkoymak ve ırza geçmek suçlarından sanık Bayram'ın TCY.nın 430/2, 55/3, 59;
647 sayılı Yasanın 4 ve 414/1, 418/2, 55/3, 59. maddeleri gereğince 4 yıl, 2
ay ağır hapis ve 500.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına
ilişkin, (Aydın Ağır Ceza Mahkemesi)nce verilen 10.3.1992 gün 193/71 sayılı
hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay
Beşinci Ceza Dairesi, 20.10.1992 gün 2878/3182 sayı ile;
"Mağdurenin suç tarihinde 18 yaşı içinde olduğu fenni bulgulara göre Adli Tıp
Kurumu'nca saptandığı halde CMUK.nun 255/son maddesi uyarınca kayıt
düzeltilmesi yapılmadan 15 yaşından küçük olduğunun kabulü ile yazılı şekilde
hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme, 10.12.1992 gün 269/350 sayı ile;
"Adli Tıp Dördüncü İhtisas Kurulu raporunda, mağdurenin 18 yaşında olduğu
belirtilmiştir. Rapora göre mağdure 1974 doğumludur. Bu durumda tanık
beyanlarına göre kendisinden iki yaş büyük olan ve Aydın Doğumevi'nde dünyaya
gelen ağabeyinden iki yaş büyük olmaktadır. Mağdurenin ilk çocuk olduğuna
dair bir beyan yoktur. Bu nedenle rapor gerçeği yansıtmamaktadır ve yaş
tashihine gerek yoktur" düşüncesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde
istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma istemli 10.6.1993
tarihli tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel
Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Sanığın; alıkoymak ve ırza geçmek suçlarından cezalandırılmasına karar
verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık,
mağdurenin nüfus kaydının düzeltilmesine gerek ve olanak bulunup
bulunmadığına ilişkindir.
Dosyada mevcut nüfus aile tablosuna göre mağdurenin anne ve babası
19.1.1977'de evlenmişlerdir. İlk çocukları olduğu ileri sürülen kenan
evlenmeden önce 10.6.1976 tarihinde,mağdure de 9.2.1978 günü doğmuştur.
Mağdure yaklaşık dokuz ay sonra tanık beyanına dayanılarak düzenlenen
30.11.1978 tarihli doğum tutanağı ile nüfusa tescil edilmiştir.
Aydın Devlet Hastanesi Sağlık kurulu ve Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas
Kurulu'nun 13.11.1991 günlü raporlarında, mağdurenin olay tarihi olan
21.7.1991 de 18 yaşında olduğu ve 18 yaşını bitirmediği belirtilmiştir. Bu
durumda mağdure, nüfus kaydına göre kendisinden iki yaş büyük olan
ağabeyinden daha büyük olmaktadır.
Öte yandan, mağdurenin ağabeyi olan Kenan, Aydın Devlet Hastanesi Sağlık
kurulu Raporu'na göre 17.2.1992 tarihinde 18 yaşı içindedir.
Kenan'ın kemik filmi mağdureden beş ay sonra çekilmiş ve mağdurenin 18 yaşında
olduğu tarihten beş ay sonra 18 yaşında olduğu saptanmıştır. Ayrıca, Kenan'a
ait olduğu ileri sürülen Aydın Doğumevi Baştabipliği'nin 14.6.1976 tarihli
raporu ile derhal nüfusa tescil işlemi yapılmamış, doğum raporu iki yıl beş
ay sonra 30.11.1978 tarihinde ibrazla aynı gün her iki kardeşin nüfusa tescil
işlemleri yapılmıştır.
Ceza yargılamasının amacı, maddi gerçeğin bulunmasıdır. Şekli hakikatle
yetinip sanığa daha fazla bir ceza verilmesi, hak ve adalet duygularanı
incitecek, adalete olan güveni sarsacaktır. Maddi olayda, mağdure ile
ağabeyinin doğum tarihleri, yukarıda açıklanan deliller karşısında kuşkulu
bulunmaktadır. Bu nedenle, mağdurenin Adli Tıp Kurulu ilgili ihtisas
dairesine gönderilerek kemik oluşumu ile ilgili filimleri orada çektirilerek
bizzat muayenesinin sağlanması ve suç tarihindeki gerçek yaşının kesin olarak
saptanması, gerekirse Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan da görüş alınarak
sonucuna göre uygulama yapılıp karar verilmesi gerektiğinden direnme hükmünün
bozulmasına karar verilmelidir.
S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi
(BOZULMASINA), 20.9.1993 günü oybirliğiyle karar verildi.
|