 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15.HUKUK DAİRESİ
Esas Karar
----- ------
1993/481 1994/371
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : KONYA Asliye 4.Hukuk Hakimliği
Tarihi : 8.10.1992
Numarası : 1991/101 - 1992/639
Davacı-karşı davalı: PTT Genel Müdürlüğü Vekili Av.Süha Gedikoğlu
Davalı-karşı davacı: Uzman İnşaat A.Ş. Vekili Avukat Atilla Kart
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraflar
vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği
anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı İdare vekili, davalı şirketin çimento boru ve biriket imali
işini yüklendiğini, işe 60 seviyesinde son verildiğini, yükleniciye 5.
hakedişle verilen 2000 m3 kum-çakıl ile 200 ton çimento ihzaratının davalıda
kaldığını, bu suretle davalıdan 7.052.427 Tl. alacakları bulunduğunu, bunun
5. hakedişin düzenlendiği tarihten geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan
tahsilini, ayrıca eksik teslim edilen 1600 adet çimento boru ile 2203 adet
biriketin aynen iadesine, olmadığı taktirde dava günündeki bedelinin
ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı davasında; müvekkili şirket yetkilisinin
aynı uyuşmazlık nedeniyle açılan kamu davası sonucu Konya 2. Asliye Ceza
Mahkemesinin 10.10.1988 tarih ve 1986/997-832 sayılı kararıyla beraat
ettiğini, iddia edilenin aksine ceza mahkemesince davacıya borçlu değil
14.902.147 Tl. alacakları olduğunun saptandığını, davanın reddini, karşı
davalarında 14.902.147 Tl.nın faizi ile birlikte davacı ve karşı davalıdan
tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı idarenin fazla ödediği 6.964.463 Tl.nın dava
tarihinden geçerli yasal faiziyle tahsiline, fazla isteğin reddine, davalı
şirketin karşı davasının reddine karar verilmiş, Hüküm taraflarca temyiz
edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun
gerektirici nedenlere ve özellikle, taraflar arasındaki sözleşmenin 56/H
maddesi uyarınca sözleşme gününde yürürlükte bulunan eski B.İ.G.Ş.
sözleşmenin eki olup, B.İ.G.Ş. ile şartnamenin 33 ve 34. maddeleri HUMK. nun
287. maddesi gereğince delil sözleşmesi niteliğinde olduğuna, iş için
düzenlenen geçici hakedişleri davalı yüklenici yöntemine uygun itirazda
bulunmadan imza etmekle, hakedişleri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağına,
değinilen olguyu gözardı ederek fiyat farkı verilmek suretiyle davalı ve
karşı davacıyı alacaklı varsayan bilirkişi raporu onun yararına bir sonuç
doğurmayacağına göre, davalı şirketin karşı davasının reddi yolunda kurulan
hükümde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş, davalı ve karşı davacı vekilinin
aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi
gerekmiştir.
2) Taraflar arasındaki çimento boru ve biriket imalatı işinin diğer
yüklenicileri ve davalı şirket yetkilisi Ali Sandıkçı ile davacı İdarenin
elemanları, Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 1986/997 esasında kayıtlı
davada fazla iş yapılmış gibi gösterilerek sahte hakediş düzenlemek suçundan
yargılanmış, Ceza Mahkemesince şirketin idareye borçlu değil, alacaklı olduğu
saptanarak sanıkların beraatine karar verilmiş, karar kamu davasına katılan
idarenin temyizi üzerine Yargıtay'ca onanarak kesinleşmiştir.
Hukuk Mahkemesindeki uyuşmazlığın, ceza davası konusunu teşkil eden
çimento boru ve biriket işinden kaynaklandığı tartışmasızdır.
Bu durumda sorunun ceza hukuku ile medeni hukuk arasındaki ilişkiyi
düzenleyen B.K.nun 53. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
B.K.nun 53. maddesi gereğince, kural olarak hukuk hakimi, Ceza
Mahkemesinden verilen beraat kararıyla bağlı değilsede, gerek uygulamada
gerekse öğretide, hukuk hakiminin, Ceza Mahkemesinin tesbit ettiği maddi
olaylarla ve özellikle eylemin hukuka aykırı olup olmadığı saptamasıyla bağlı
sayılacağı benimsenmektedir. Öyleyse, somut olayda, davalı şirketin Ceza
Mahkemesi kararıyla, davacı idareye borçlu bulunmadığının saptanması ve bu
olgunun beraat kararına dayanak yapıldığı gözetilerek hukuk hakiminin maddi
olaya ilişkin bu tesbitle bağlı olacağının kabulü gerekir. Bu durumda
mahkemenin, Ceza Mahkemesinin davacı İdarenin alacaklı bulunmadığı şeklinde
ortaya koyduğu maddi olgunun aksine işin esasına girilerek idare alacağına
hükmetmesi doğru olmayıp, davalı ve karşı davacı vekilinin bu yöne değinen
temyiz itirazları yerindedir.
3) Davacı idare fazla ödemeden kaynaklanan alacağı dışında eksik
teslim olunan 1600 adet çimento boru ve 2203 adet biriketin aynen iadesini,
olmazsa dava tarihindeki bedellerinin tahsilini de dava etmiştir. Görüldüğü
gibi bu talep alacak iddiasından bağımsız bir istek kalemidir. O halde davacı
idare vekiline bu istek kaleminin değeri açıklattırılmalı, ödenmeyen peşin
harcı tamamlattırılarak, bu bölüm istek içinde olumlu ya da olumsuz bir hüküm
kurulmalıdır. Mahkemece değinilen yönün gözden kaçırılması doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalı ve karşı davacı
vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz olunan kararın 2. bentte
yazılı nedenlerle davalı ve karşı davacı, 3. bentte yazılı nedenlerle de
taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri
halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 27.1.1994 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
M.S.Aykonu Y.Akman Ali M.Çiftçi E.Ertekin İ.Karataş
|