 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
SAYI
ESAS: KARAR:
93/4443 93/5193
Özet:Çocukların yararı ile davacı ana veya babanın menfaatı
çatışıyorsa çocuklar davada bir kayyım ile temsil edilmelidir.
Velayetin nez'ini gerektiren bir halin olup olmadığını hakim
kendiliğinden gözetmelidir.
Koruma kararı istemi incelenirkentüm hal dikkate alınmalıdır.
TEMYİZ EDEN:Davacı
Ali Rıza Örçenli tarafından Fatma ve Muharrem Örçenlinin korunma
altına lamınmasıdavacının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece
verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Medeni Kanunun 376/2. maddesinde " bir işte kanuni mümessilin menfeati
ile küçüğün menfeati birbirine zıt olursa temsil kayyımı tayin olununacağının
zorunlu olduğu, Medeni Kanunun 272. maddesinde ana ve baba vazifelerini ifa
etmedikleri taktirde hakimin çocuğun himayesi için muktazi tedbirleri ittihaz
ile mukellef bulunduğuna, Medeni Kanunun 273. maddesinde çocuğun bedeni veya
fikri tekamülü tehlikede bulunup veya çocuk manen metruk halde kalırsa
hakimin çocuğu ana ve babadan alarak bir aile nezdine veya müesseseye
yerleştirebileceği Medeni Kanunun 274. maddesinde de hakimin velayeti ifadan
aciz yahut nüfuzunu ağır surette suistimal eden veya fahiş ihmalde bulunan
ana ve babadan velayet hakkını nezedebilecegi, ana ve babadan velayet
nezolununca çocuğa bir vasi tayin olunacagı" hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan "2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
Kanunu" ile bununla ilgili "korunmaya muhtaç çocukların tesbiti inceleme
korunma kararlarının alınması ve kaldırılmasına ilişkin yönetmelik ve diğer
yönetmeliklerde korunmaya muhetaç çocukların tanımı, tesbiti, korunma
kararının alınması ve mahkemece korunma kararı alınıncaya kadar idari yönden
alınacak tedbirlerle korunma müesseselerinin yetki ve yükümlülükleri
gösterilmiştir.
Bu durumda söz konusu yasal hükümlerle yönetmeliğin birlikte
değerlendirilerek sonuca ulaşılması zorunludur.
Somut olayda ise;
Ali Rıza Örçenli ile Halime Örçenlinin Bursa 3. Asliye Hukuk
Mahkemesinin l988/987, l989/32 sayı 3.4.l989 günlü kararı ile boşandıkları,
davaya konu müşterek çocukları 25.6.l979 doğumlu Fatma Örçenli ile 8.l.l98l
doğumlu Muharrem Örçenlinin velayetlerinin anneye verildiği, Ancak aynı
mahkemenin l990/657, l99l/l3l sayı ve 26.2.l99. günlü kararı ile annenin
velayeti nezedilerek çocukların velayetlerinin baba Ali Rıza Örçenliye
verildiği ve bu kararın 2.4.l99l tarihinde kesinleştiği, babanın müracaatı
üzerine önce 2828 sayılı kanunun 22/2. maddesi gereğince valilik oluru ile ve
idari tedbir olarak çocuklardan Muharremin sırameşeler çocuk yuvasına
Fatmanın da Eşrefliler kız yetiştirme yurduna alındıkları, bundan kısa bir
süre sonra çocukların yetiştirildikleri müesseseden kaçıp anne yanına
gittikleri, baba Ali Rıza Örçenlinin bu olaylardan sonra mahkemeye verdiği
25.ll.l992 günlü dilekçe ile korunma kararı alınarak çocukların yetiştirme
yurduna alınmasını istediği ve dilekçede kendisinin işsiz olup çocuklara
bakamadığını, maddi gücünün olmadığını ileri sürdüğü, Mahkemece ise
çocukların halen anne yanında kalıp anne tarafından sağlıklı bir şekilde
bakıldıkları gerekçesi ile davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan bu konudaki yazışmalarda ve sosyal inceleme
raporunda davacı babanın tombalacılık yaptığı, düzenli ve sürekli işinin
olmadığı, davranışlarının çocukların Psiko-Sosyal gelişmelerini olumsuz
etkilediği bildirilmiştir.
Davacı verdigi dilekçelerinede yaşadığı mekanın tek odalı olup banyo
ve tuvaletinin bulunmadığını açıklamış, bu durumu muhtarlık belgesi ile de
doğrulanmıştır.
Annenin çocuklar üzerindeki velayeti kesinleşen mahkeme kararı ile
nezedildiğine göre çocukların anne yanında kaldığı ve annenin iyi baktığı
şeklindeki sosyal inceleme raporu, yazışmalardaki kanaat ve belirlemenin
hukuki sonuç doğurması ve bu davada değerlendirmeye alınması söz konusu
olamaz
Açıklanan bu hale göre;
1- Çocuklar ile davacı baba arasında menfeat çatışması bulunduğundan
çocuklara kayyım tayin ettirilerek davaya katılması, onun göstereceği
deliller toplanıp birlikte değerlendirilmesi gerektigi gözönünde tutulmadan
karar verilmesi doğru değildir.
2- Medeni Kanunun 272 ve devamı maddeler uyarınca çocukların
üzerindeki babanın velayetinin nezi gerekip gerekmediğinin değerlendirilip bu
konuda da bir karar verilmesi ve sonucuna göre Medeni Kanunun 274. maddesinin
son cümlesinin dikkate alınması gerektiginin düşünülmemesi kanuna aykırıdır.
3- Deliller bu çerçevede toplanıp birlikte değerlendirilerek korunma
kararı isteği hakkında bir karar verilmesi gerekirken kanun ve yönetmelik
yükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek ve velayetin anneden nezedilmiş
olduğu gözetilmeyerek " çocukların halen anne yanında olduğu ve anne
tarafından iyi bakıldığı " şeklinde yasal olmayan ve yeterli bulunmayan
gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz
peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla l7.5.l993 tarihinde
karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Tahir Alp Ş.D.Kabukçuoğlu Hakkı Dinç F.Kıbrıscıklı Özcan Aksoy
(muhalif (muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Annenin velayeti nez edilmiş annenin velayetin iadesi talebide yoktur.
Baba çocukların infak ve iaşesini sağlıyamadığını belirterek çocukların
korunmasını istemiştir. Babanın bu talebi Medeni Kanunun 273. maddesine
uygundur. Bu şekildeki bir istek, baba ile çocuğu yarar çatışmasına getiren
hallerden değildir. O halde kayyım tayinine gerek bulunmamaktadır. Toplanan
delillere görede koruma kararının verilmesi gerekir. Açıklanan sebeplede
bozmaya iştirak edilmemiştir.
ÜYE ÜYE
Ş.D.Kabukçuoğlu Hakkı Dinç
|