 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
18.HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
1993/4031 1993/6597
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : İzmir 8.Sulh Hukuk Hakimliği
Tarihi : 14.10.1991
Nosu : 1990/575-1368
Davacı : S.Gündüz Korzay Vekili Av.Demir Savaşçı
Davalı : Salih Özçiftçi Vekili Av.Ercan Akdemir
Dava dilekçesinde borçlu olunmadığının tesbiti istenilmiştir.
Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından
temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki
bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava (menfi tesbit), Kat Mülkiyeti Kanununa göre tahakkuk edilip hüküm
altına alınmış olan yönetim giderleri için anılan kanunun 20. maddesinin
değişik ikinci fıkrası hükmüne göre icra takibine konu edilen gecikme
tazminatı borcu bulunmadığının tesbitine ilişkindir.
Dosya arasında bulunan yönetim giderlerinin tahsiline ve icra takibine
ilişkin dosyaların incelenmesinden anlaşıldığına göre davalı yönetici davacı
aleyhine yönetim giderleri konusunda açtığı dava sonunda 889.100 TL.'ye faiz
ile birlikte hükmedilmiş, bu karar kesinleşmeden davalı icra takibinde
bulunmuş, temyiz aşamasında davacının icra veznesine yatırdığı, hükmolunan
miktara eşit teminat 29.9.1988 tarihinde icra veznesinden çekilmiş, karar
daha sonra 22.5.1989 tarihinde Yargıtay'ca onanarak kesinleşmiştir.
Davalı yönetim 26.6.1989 tarihinde yukarıda sözü edilen 10 gecikme
tazminatı için icra talebinde bulunmuş, davacının itiraz süresini geçirmesi
üzerine kesinleşen icra takibi uyarınca takip konusu meblağ davalı tarafından
tahsil edilmiştir. Davacının açtığı menfi tesbit davası bilirkişinin yaptığı
hesap doğrultusunda davacının borçlu olduğu kabul edilerek reddedilmiştir.
Bu davaya konu 10 gecikme tazminatı, 634 sayılı Kat Mülkiyeti
Kanununun 20. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında olup, ana gayrimenkulün
genel giderlerinin süresinde ödenmemesi halinde asıl giderle birlikte
ödenmesi gereken gecikme tazminatıdır. Bu tazminat asıl borca tabi olup,
Borçlar Kanununun 113. maddesi hükmü gereği asıl borç ödemeye veya başka bir
şekilde sakıt olduğu takdirde oda sakıt olur.
Davalı yönetici asıl alacak olan yönetim giderleri konusunda açtığı
davada ve bu dava sonunda verilen karar gereği asıl alacağı tahsil ettiği
sırada buna ilişkin hakkı saklı tutmadığı da dikkate alındığında davanın
kabulü gerekirken yazılı olduğu şekilde reddine karar verilmesi doğru
görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 3.5.1993 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Sait Rezaki M.A.Selçuk V.Canbilen M.Tutar A.Nazlıoğlu
|