 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2.HUKUK DAİRESİ
SAYI:
ESAS: KARAR:
93/4013 93/6404
ÖZET: Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumunun koruma isteği
kanunların öngördüğü tüm koruma tedbirlerinin resen alınmasını gerektirir.
İcap ederse dava ana ve babaya tevcih edilerek velayet nez edilir. Çocuğa bir
kayyım atanmalıdır.
(Kamu Hukuku) İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından açılan koruma
kararı verilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece
verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle,evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Dava korunmaya muhtaç çocuk hakkında koruma kararı alınması isteminden
ibarettir.
1- Korunmaya muhtaç çocukların reşit oluncaya kadar bu kanun
hükümlerine göre kurumca kurulan Sosyal Hizmet kuruluşlarında bakıp
yetiştirilmeleri ve bir meslek sahibi edinmeleri hususundaki gerekli tedbir
kararı yetkili ve görevli mahkemece alınır. Bu karar için gerekli belgeler
kurumca düzenlenir ve ilgili mahkemeye gönderilir (2828 s.k.md.22).
Mahkemenin görevi kamu düzeni ile ilgilidir. Yargılamanın her
aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden nazara alınması zorunludur
(HUMK.md.7/1).
Sulh Hukuk Mahkemesinin görevleri Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 8.
maddesinde ve özel yasalarda gösterilmiştir. Burada ve özel bir hüküm taşıyan
2828 sayılı kanunun 22. maddesinde korunma kararının Sulh mahkemesinde
alınacağına ilişkin hüküm bulunmamaketadır. 469 sayılı kanunun 825 sayılı
kanunla değişik 3. maddesi gereğince Asliye Mahkemeleri, Sulh Mahkemelerinin
görevleri haricinde kalan bilcümle hukuk ceza, Ticaret davalarını usul ve
kanuna tevfikan kabili temyiz olmak üzere görür. O halde davaya bakmak Asliye
Hukuk Mahkemesinin görevine girdiğinden mahkemece yapılacak iş dava
dilekçesini görev yönünden reddetmekten ibarettir.
2- Diğer taraftan kabule görede:
Hakim Re'sen Türk kanunları mucibince hüküm verir (HUMK.md.76). Ana
baba vazifelerini ifa etmedikleri taktirde hakim çocuğun himayesi için
gerekli tedbirleri re'sen almakla görevlidir (M.K.md.272).
Velayeti ifadadan aciz veya mahcur olan yahut nufuzunu ağır surette
suistimal eden veya fahiş ihmalde bulunan ana ve babadan hakim velayet
hakkını nez edebilir.
Ana babadan velayet nez olununca çocuğa bir vasi tayin olunur
(M.K.274). Bir işte kanuni mümessilin menfaati ile küçüğün veya mahcurun
menfaati biribirine zıt olursa alakadarların dilekçe ile başvurması üzerine
veya doğrudan doğruya Sulh Mahkemesi ekayyım tayin eder (M.K.md.376).
Velayet altında bulunmayan her küçüğe bir vasi nasbolunur. Nüfus adliye
ve idare memurları resmi muameleleri dolayısıyla muttali oldukları vesayeti
müstelzim böyle bir hali, Sulh Mahkemesine hemen ihbar ile mükelleftirler
(M.K.354).
Bu tür davalar, ana ve babanın ve çocuğun haklarına doğrudan etkili
olup davada ana, babanın menfaatleri ile küçüğün menfaatleri çatışmaktadır.
Şu halde küçüğün bir kayyımla temsili için gerekli işlemlerin icrası, davanın
kayyıma, velayeti nez sebepleri varsa, anne ve babaya teşmili nez sebepleri
yok ise anne, babanın da dinlenmesi, küçük velayet altında değilse vasi
tayini onunda küçüğü temsilen davaya katılması, bu işlemler süresince 2828
sayılı kanunun 22. maddesi, Medeni Kanunun 273 ve 379. maddeleri uyarınca
geçici tedbirlerin alınması yönleri düşünülmelidir.
Somut olaya gelince; Küçük Cansu'nun anne ve babasının belli olmadığı,
bir apartmanın merdivenlerinde bulunarak kurum'a teslim edildiği
anlaşıldığından Medeni Kanunun 354. maddesi gereğince ona bir vasi tayini ve
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davaya devam edilip hüküm
kurulması da usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin l. bentte
açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun
yararına BOZULMASINA oybirliğiyle 22.6.l993 tarihinde karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Hakkı Dinç Özcan Aksoy A.İhsan Özuğur
|