 |
Yargýtay içtihatlarý bölümü
Yargýtay Kararý
T.C
Y A R G I T A Y
Ýçtihadý Birleþtirme Hukuk Genel Kurulu
E. 1993/4
K. 1994/1
T. 28.1.1994
* TAHKÝM SÖZLEÞMESÝ VEYA ÞARTI
* HAKEMLER
* MADDÝ HUKUK KURALLARI
ÖZET : Taraflar, tahkim sözleþmesi veya þartýnda hakemlerin, uyuþmazlýðý maddi
hukuk kurallarýna göre çözümlemelerini öngördükleri takdirde, hakemler bu
kurallar çerçevesinde karar vermek zorundadýrlar. Aykýrý karar vermek temyiz
sebebini oluþturur.
(1086 s. HUMK. m. 530, 533)
Yargýtay Onbeþinci Hukuk Dairesi Baþkan ve Üyeleri 3.5.1993 günlü bir
kararla; hakem kararlarýna iliþkin temyiz nedenlerinin HUMK.nun 533.
maddesinde sayýlan usul kurallarýyla sýnýrlandýrýldýðý ve hakem kararlarýnýn
hiçbir zaman maddi hukuka uygunluðunun incelenemeyeceði þeklinde Daire
kararlarý bulunduðu gibi bunun aksine, tahkim sözleþmesi veya þartýnda
uyuþmazlýðýn; "Türk Maddi Hukuk kurallarýna göre çözümleneceði" öngörülmüþ
ise, bu durumda hakemlerin verdiði kararlarýn maddi hukuka uygun bulunmasý
gerektiði, aksi halde kendilerine verilmiþ yetkinin dýþýna çýkmýþ
sayýlacaklarýndan HUMK.nun 533. maddesinin 3. bendi uyarýnca kararýn maddi
hukuka uygunluðu bakýmýndan incelenip, yasaya aykýrýlýk saptandýðýnda
bozulmasýna iliþkin Daire kararlarýnýn da mevcut olduðu, uygulamada bu
görüþlerden herhangi biri üzerinde oybirliði saðlanamadýðý ve farklý
kararlarýn verilmesi halinin önlenemediði ileri sürülerek, içtihadý
birleþtirme yolu ile farklý uygulamanýn giderilmesi istenmiþtir.
2797 sayýlý Yargýtay Kanununun 45/2. maddesi uyarýnca, konuyu inceleyen
Birinci Baþkanlýk Kurulu'nca 17.6.1993 gün ve 23 sayýlý kararla, Onbeþinci
Hukuk Dairesi'nin uyuþmazlýk konusu ile ilgili kararlarý arasýnda aykýrýlýk
bulunduðu sonucuna varýlarak, bu aykýrýlýðýn Yargýtay Ýçtihadý Birleþtirme
Hukuk Genel Kurulu'nda görüþülmesine karar verilmiþtir. 28.1.1994 günü
toplanan Yargýtay Ýçtihadý Birleþtirme Hukuk Genel Kurulu'nda Raportör
Üye'nin açýklamalarý dinlenerek, öncelikle Daire kararlarý arasýnda içtihat
aykýrýlýðý bulunup bulunmadýðý ve içtihadý birleþtirme yoluna gidilmesine
gerek olup olmadýðý yönü üzerinde durulmuþtur.
Onbeþinci Hukuk Dairesi'nin 12.11.1973 gün ve 68/212; 12.11.1973 gün ve
145/222; 28.12.1973 gün ve 379/425 sayýlý kararlarýnda, "Yargýtay'ýn hakem
kararlarý yönünden mahkeme kararlarýnda olduðu gibi maddi veya þekli hukuk
açýsýndan ve hakka aykýrý düþen yönlerden geniþ bir temyiz inceleme yetkisine
sahip olmadýðý" kabul edilmiþ; 26.2.1985 gün ve 4288/652; 15.6.1989 gün ve
1023/2841 sayýlý kararlarda ise, "Hakem sözleþmesi veya þartýnda; Türk Maddi
Hukukunun uygulanmasý kabul edilmiþ ise, hakemlerin bununla baðlý olduklarý
ve buna uyulup uyulmadýðý hususunun temyiz konusu yapýlabileceði"
benimsenmiþtir.
Özet olarak deðinilen bu kararlardan ilk üçünde, Usul Yasasýnýn 533.
maddesine göre hakem kararlarýnýn temyizi yönünden özel ve sýnýrlý bir
düzenlemenin getirildiði benimsendiði halde, diðer kararlarda, eðer hakem
sözleþmesi veya þartýnda, "Hakemlerin, taraflar arasýndaki uyuþmazlýðý maddi
hukuk kurallarýna göre çözümleyecekleri" öngörülmüþ ise, hakemlerin maddi
hukuk kurallarý çerçevesinde karar vermeleri gerektiði ve verilen bu
kararlarýn da, mahkeme kararlarý gibi temyiz edilebileceði esasý kabul
edilmiþtir.
Özel Dairenin açýklanan bu kararlarý arasýnda içtihat aykýrýlýðýnýn
bulunduðuna oybirliðiyle karar verildikten sonra konunun esasýnýn
görüþülmesine geçilmiþtir.
Yapýlan görüþmelerde, hakem kararlarýnýn temyizinin Usul Yasasýnýn 533.
maddesinde özel biçimde düzenlendiði ve bu kuralýn gözönüne alýnmasý
gerektiði ileri sürüldüðü gibi, eðer hakem sözleþmesi veya þartýnda
hakemlerin uygulayacaklarý kurallar bakýmýndan özel uygulama kurallarý, yani
maddi hukuk kurallarýnýn uygulanmasý öngörülmüþse, hakemlerin bu kurallarý
gözönüne alarak karar vermelerinin zorunlu bulunduðu ve bu kurala uymama
halinin mahkeme kararlarý gibi temyiz nedeni yapýlabileceði öne sürülmüþtür.
Bu görüþmelerde, tahkim sözleþmesi veya þartýnda hakemlerin uygulayacaklarý
maddi hukuk kurallarý yönünden özel bir düzenleme yoksa, hakem kararlarýnýn
temyiz incelemesinin içtihadý birleþtirmenin kapsamý dýþýnda kaldýðý
vurgulanmýþ ve görüþmelerde, hakem sözleþmesi veya þartýnda maddi hukuk
kurallarýnýn öngörülmesi hususu ve bu koþula aykýrý karar verilmesinin temyiz
edilip edilemiyeceðinin deðerlendirilmesi yapýlmýþtýr.
Ýçtihadý birleþtirmenin asýl konusuna geçmeden önce de, hakem kararlarý ve
bunlarýn temyiz koþullarý hakkýnda, Mukayeseli (karþýlaþtýrmalý) Hukuk ve
Türk Öðrentisindeki görüþlere yer verilmiþtir.
Mukayeseli Hukuk açýsýndan konuya baktýðýmýzda, ülkelerin Usul Yasalarýnýn
deðiþik sistemler kabul ettiðini görmekteyiz. Ýsviçre Hukukunda, 1969 günlü
Tahkime iliþkin Ýsviçre Anlaþmasýnýn 31/3. maddesinde aynen: "Taraflar, hakem
mahkemesinin hakkaniyetle karar vermesi yolunda anlaþmadýkça, hakem
mahkemesi, mevcut hukuk kurallarýna göre karar verir" denmektedir. Yine ayný
Anlaþmanýn hakem kararýnýn iptali (yani bozulmasý) nedenleriyle ilgili olarak
36. maddesinin "f" bendinde de; "Hakem kararý dosyada mevcut vakýalara aykýrý
olmasýndan veya hukuka yahut hakkaniyete aykýrý bulunmasýndan dolayý keyfi
(hatalý) ise, iptal nedenidir" hükmü öngörülmüþ bulunmaktadýr.
Öte yandan, Ýsviçre Kanton Usul Yasalarýnýn çoðu, hakem mahkemesinin mevcut
hukuk kurallarýna göre karar vermesi hususunu düzenlemektedirler. Ancak,
taraflar hakemin, hakkaniyet çerçevesinde karar vermesi hususunda onu
yetkilendirebilirler. Bazý münferit yasalarda (sözgelimi, Aargau, ZPO 364),
bunun tersi öngörülmüþ olup, hakem mahkemesinin maddi hukuka göre karar
vermesi taraflarca kararlaþtýrýlmadýkça, hakemler hakkaniyet çerçevesinde
karar verirler.
Alman Usul Yasasýnýn 1041. paragrafýnda, hakem kararlarý için, iptal (yani
bozma) davasý kabul edilmiþtir. Bu paragrafýn 2. bendine göre, "Hakem
kararýnýn tanýnmasý Alman Hukukunun temel ilkelerine ve özellikle temel
haklarýna aykýrýlýk oluþturuyorsa, bu hakem kararlarý iptal edilir". Alman
Usul Hukukçularýndan Leo Resenberg ve Karl Heinz Schwab'a göre; "Taraflar,
hakemin maddi hukuka göre karar vermesini þart koþmuþlarsa ve fakat hakem
buna aykýrý karar vermiþse, bu karar ZPO & 1041/1 göre iptal edilir"
(Zivilprozessrecht, 1969, s. 954).
Avusturya Hukukuna göre de, taraflar yazýlý olarak hakemlerin hakkaniyete
göre karar vermelerini kararlaþtýrmadýkça, hakemler maddi hukuka göre karar
vermek zorundadýrlar (Fasching, Lehrbuch des Österreichischen
Zivilprozessrechts, Vien 1990, s. 1081).
Fransa'da da tahkim, Fransýz Usul Kanunu (CPC) ile Fransýz Ticaret Kanununda
düzenlenmiþtir. Fransa'da hakemler, kural olarak, maddi hukuk kurallarý
çerçevesinde karar verirler (CPC 1019). Ancak, taraflar ayný madde uyarýnca
hakemlerin arabulucu olarak karar vermelerini de kararlaþtýrabilirler. Bu
taktirde, hakemler maddi hukuk kurallarýný uygulamakla zorunlu olmayýp, hak
ve adalete göre karar verirler. Bununla beraber, hakemler arabulucu olarak
tayin edilmiþ olsalar bile, kamu düzeniyle ilgili kurallarla baðlýdýrlar.
Mukayeseli Hukuk açýsýndan yaptýðýmýz bu açýklamalardan þu sonucu
çýkarabiliriz; Hakemler, kural olarak maddi hukuk kurallarýný gözönüne alarak
karar vermek zorundadýrlar. Ancak, uyuþmazlýðýn taraflarý özel bir sözleþme
yapmýþ ise, hakemler bu sözleþme hükümlerine göre uyuþmazlýðý
çözümlemelidirler.
Türk öðretisinde de, hakemlerin maddi hukuk kurallarýna göre karar
vermelerinin gerektiðine ve bu kurala uyulmamasý halinde bunun bir temyiz
nedeni olarak ileri sürülebileceðine iliþkin bazý görüþler açýklanmýþtýr.
Bu konu üzerinde ayrýntýlý açýklamalar yapan Alangoya; "Tahkimin Niteliði ve
Denetlenmesi" adlý eserinde özet olarak þunlarý þöylemektedir:
Yasalarýmýzda, hakemlerin maddi hukuka baðlý olmayacaklarý ve hakkaniyete
göre karar verecekleri hususunda bir kural yoktur. Tahkim bir yargý
niteliðinde olduðuna göre, kural yasalarýn uygulanmasýdýr. Hakemde dava açan
kimse, kendi yasal hakkýna dayanmýþ demektir. Yani, yasa uygulamasýný
istemektedir.
Hakem önünde dava açýlmasý halinde yasalarýn uygulanmayacaðý gbi bir sonuca
varýlmasý için haklý nedenler bulunmamaktadýr. Öte yandan, taraflar hakeme
baþvurmakla objektif bir uygulamadan vazgeçmiþ deðillerdir. Objektif uygulama
istemi de ancak yasalarýn uygulanmasýyla oluþur. Bununla beraber taraflar,
hakemlerin buyurucu maddi hukuk kurallarý dýþýnda kalan maddi hukuk
kurallarýnýn uygulanmayacaðý hususunda bir anlaþma yapabilirler (Yavuz
Alangoya, Tahkimin Niteliði ve Denetlenmesi, Ýstanbul-1973, s. 153 vd.).
Yine ayný yazara göre, hakemlerin maddi hukuk kurallarýna aykýrý olarak
verdiði kararlar yönünden temyiz yolu açýk tutulmalýdýr. Çünkü, asýl olan
hakemlerin maddi hukuk kurallarýna uymak suretiyle karar vermeleridir. Her ne
kadar HUMK.nun 533. maddesinde temyiz nedenleri sýnýrlý olarak gösterilmiþ
ise de, Yargýtay bu temyiz nedenlerini zaman zaman geniþletmiþtir. Yasanýn
sýnýrlý ifadesi yasanýn amacý karþýsýnda, daha doðrusu tahkime
baþvurulmasýnýn nedenleri gözönüne alýndýðýnda, bu temyiz nedenlerinin
geniþletilmesi gerekir. Yasanýn, belli bir hususun çerçevesini çok dar tutmak
suretiyle düzenlemiþ olmasý, yasanýn amacýný haklý gösterdiði hallerde bir
tamamlamaya gidilmesi yani yasada bir boþluðun varlýðý kabul edilerek bu
boþluðun doldurulmasý olanaklýdýr (Alangoya, age., s. 217).
Bilge'de; "Hakem Yargýlamasýnda Hukuk Kaideleri" adlý Tebliðinde; "...
Uyuþmazlýðýn esasýný hal bakýmýndan Türk Hukuk sisteminde þu görüþler ileri
sürülebilir: Yasa'da açýk bir hüküm bulunmamasýna karþýn, hakemlerin, bu
örgütün özel bünyesi olarak taraflarýn tesbit edecekleri maddi hukuk
kurallarýna göre karar vereceklerini kabul etmek gerekir. Demek ki, maddi
hukuk kurallarý bakýmýndan da hakem yargýlamasýnda taraflar irade
serbestliðine sahiptirler. Ancak, kamu düzeni ve genel ahlak kurallarý
saklýdýr" demektedir (Necip Bilge, Hakem Yargýlamasýnda Hukuk Kaideleri,
Tahkim, Banka ve Ticaret Hukuku Haftasý, Ankara 1966, s. 105 vd.).
Az önce deðinilen Teblið'le ilgili tartýþmalara katýlan Kuru'da, tahkim
sözleþmesinde uyuþmazlýðýn çözümü için "Borçlar veya Medeni Kanuna göre"
hakemlerin karar vereceði öngörülmüþse, hakemlerin bu koþula göre karar
vermelerini ve aksi halin temyiz nedeni yapýlabileceðini kabul etmiþtir (Baki
Kuru, Tahkim, s. 109; Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt: 4, Beþinci
Baský, Ýstanbul-1991, s. 4073 vd).
Yeðengil'de "Tahkim" isimli eserinde, aynen; "Usul Kanunumuz, hakem
kararlarýnýn ancak kanunda gösterilen sebeplerden dolayý bozulabileceðini
kabul etmiþtir.../ Mehaz Kanunun karþýlýk 488. maddesi farklý bir hükmü
kapsamaktadýr. Mezkur maddenin 1. fýkrasýnda, hilafýna mukavele olmadýkça
hakem kararlarýna karþý aþaðýda yazýlý haller dýþýnda temyiz yoluyla itiraz
edilemez, denilmiþ ve son fýkrasýnda da, hakem kararlarý son üç sebepten
(biriyle) bozulduðu taktirde muayyen olan þeklide yeni bir hakem mahkemesi
teþkil olunur ve ona yeni bir müddet verilir, denilmiþtir. Mehaz kanun
maddesinin birinci fýkrasý hükmüne nazaran taraflar hakem kararlarýna karþý
kanunun kabul ettiði sebepten baþka sebepleri de kabul edebilirler.
Kanunumuzda buna cevaz verildiðine dair bir hüküm bulunmadýðýna göre,
taraflarýn kanunda sayýlan sebepler dýþýnda mukavele ile baþka sebepleri de
kabul edip edemiyecekleri hususu yoruma ihtiyaç gösteren bir meseledir.
Taraflarýn temyiz sebepleri konusunda aralarýnda aktedebilecekleri mukavele,
ayný zamanda hakemlerin yetkilerini sýnýrlayan bir usul mukavelesi
niteliðindedir. Kamu düzenli hükümlere aykýrý olmayan usul mukavelelerinin
hem taraflarý ve hem hakemleri baðlayýcý ilim ve yargý içtihatlarýyla kabul
edilmiþtir.../. Taraflar hakem kararlarýnýn, adalet ve nesafet kaidelerine
uygun olmamasýnýn bir bozma sebebi olacaðýný mukavele etmiþlerse bu esaslara
aykýrý hakem kararýnýn mukaveleye dayanýlarak bir bozma sebebi teþkil etmesi
gerekir.... Taraflar temyiz sebeplerinin geniþletilmesi hakkýndaki
mukavelenin geçerli olmasýna karþýlýk, bu sebeplerin azaltýlmasý ve
daraltýlmasý hakkýndaki mukavelelerin geçerli olamýyacaðý kanýsýndayýz"
görüþüyle (Rasih Yeðengil, Tahkim, Ýstanbul-1974 s. 323 vd.) taraflarýn,
hakem sözleþmesi veya þartýna özel kurallarý getirmek suretiyle temyiz
nedenlerini geniþletebileceðini kabul etmiþtir.
"Kanun Yollarý ve Tahkim" adlý eserinde, Üstündað, aynen; "... Taraflarýn
hakemleri maddi hukuk ile baðladýklarý hallerde, buna hakemlerin uymasý
yerinde olur. Zira, gerçi maddi hukuka aykýrýlýk hakem kararlarý için bir
temyiz sebebi deðilse de, taraflarýn maddi hukuka baðlý tutma hususundaki
anlaþmasýna raðmen, buna aykýrý hareket eden hakemlerin kararlarý, HUMK. m.
533/3 uyarýnca nakzedilmelidir" demektedir (Saim Üstündað, Kanun Yollarý ve
Tahkim, 2. Basý, Ýstanbul-1973, s. 122).
Ansay (Sabri Þakir Ansay, Hukuk Yargýlama Usulleri, Ankara-1960 s. 419) ve
Dayýnlarlý'da (Kemal Dayýnlarlý, Hakem Kararlarýnýn Bozulmasý Sebepleri,
Prof. Dr. Ernst E. Hirsch'in Hatýrasýna Armaðan, Ankara-1986, s. 798 vd.)
hakem kararlarýnýn bozma nedenlerinin geniþletilebileceði görüþündedirler.
Yukarýdan beri görüþlerini açýklamaya çalýþtýðýmýz yazarlar, Mehaz Neuchatel
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 488. maddesinden farklý bir biçimde Usul
Yasamýzýn 533. maddesinin düzenlenmiþ bulunduðu ve bu hususun gözönüne
alýnmasý ve ayrýca, hakem sözleþmesi veya þartýnda, hakemlerin maddi hukuk
kurallarýna göre karar vermeleri hususunu kabul edilmiþse, hakemlerin bu
kurala uymalarýnýn gerektiði ve bu kurala uyulmamasý halinin de bir temyiz
nedeni olmasýnýn icabettiðini savunmuþlardýr.
Öðretideki baskýn görüþün aksini savunan Rabi Koral'da, Usul Yasamýzýn 533.
maddesindeki düzenlemenin, hakem kararlarýnýn denetlenmesini kolaylaþtýrmak
ve sadeleþtirmek amacýyla yapýldýðýný açýklamýþtýr (Rabi Koral, Ýç
Hukukumuzda Tahkim, ÝHFM. 1947/3, s. 1038 vd.).
Postacýoðlu ise, konuya deðiþik bir açýdan yaklaþmýþ ve Usul Yasamýzýn 533.
maddesinin duraksamaya neden olacak bir hüküm taþýmadýðý ve maddi hukuk
kurallarýna uyulmamasý halinin temyiz edilebilmesi için yasa deðiþikliðine
gerek bulunduðunu öne sürmüþ bulunmaktadýr (Ýlhan E. Postacýoðlu, Medeni Usul
Hukuku Dersleri, Ýstanbul 1975, b. 807).
Bilindiði üzere gerçek veya tüzel kiþilerin, kamu düzenine iliþkin olmayan ve
fakat, doðmuþ veya doðacak olan hukuki uyuþmazlýklarýn çözümünü, hakem veya
hakemlere býraktýklarý sözleþmeye, hakem veya tahkim sözleþmesi adý verilir.
Hakem sözleþmesinin geçerli olabilmesi için, bu sözleþmenin yazýlý olarak
yapýlmasý gerekir. Taraflarýn karþýlýklý olarak iradelerini açýklamalarý ve
bunu yazýlý olarak imza altýna almalarý ile hakem sözleþmesi oluþur. Hakem
sözleþmesi baðýmsýz bir sözleþme olarak yapýlabileceði gibi, bir sözleþmenin
þartý olarak da düzenlenebilir.
Hakem sözleþmesi, sözleþme serbestliði ilkesinin bir sonucu olarak özel hukuk
iliþkilerinden doðan uyuþmazlýklarýn çözümü hakkýnda yapýlabilir. Hakem
sözleþmesinde taraflar, uyuþmazlýðýn en saðlýklý çözümüne katkýta
bulunabilecek tüm olasýlýklarý gözönüne alabilirler. Özellikle taraflar,
hakem ve hakemlerin, uyuþmazlýkta uygulamalarýný istedikleri veya
uygulanmasýnda zorunlu duyduklarý usul ve esasa iliþkin kurallara yer
verebilirler. Bu hususlar arasýnda en önemlisi, uyuþmazlýðýn çözümünde
uygulanmasý istenilen maddi hukuk kurallarýnýn öngörülmesidir.
Usul yasamýzda ve diðer yasalarda, hakemlerin hangi kurallar çerçevesinde
karar verecekleri hususunda herhangi bir kural mevcut deðildir. Bugün için
kökleþmiþ Yargýtay Ýçtihatlarýna göre, hakemlerin hak ve nesafet kurallarýný
gözönüne alarak karar verecekleri kabul edilmektedir. Az önce de deðinildiði
üzere taraflar, hakem sözleþmesi veya þartýnda, uyuþmazlýðýn maddi hukuk
kurallarýna göre çözümlenmesi gerektiðini öngörebilirler. Böyle bir durumda
artýk hakemlerin hak ve nesafet kurallarýna göre deðil, taraflarýn uyuþmazlýk
hakkýnda uygulanmasýný istedikleri maddi hukuk kurallarý uyarýnca karar
vermeleri gerekir. Baþka bir deyiþle, hakem sözleþmesi veya þartýnda,
taraflarca öngörülen maddi hukuk kurallarýnýn uygulanmasý istemi, hem
taraflarý ve hem de uyuþmazlýðý çözmekle yetkili hakemleri baðlar.
Usul Yasamýzýn 533. maddesinde, hakem kararlarýnýn hangi nedenlerle temyiz
edilebileceði gösterilmiþ bulunmaktadýr. Bu maddede aynen "Hakemlerin kararý
ancak aþaðýdaki hallerde temyizen nakzolunur: / 1- Tahkim müddetinin
inkýzasýndan sonra karar verilmiþ olmasý, / 2- Talep edilmemiþ bir þey
hakkýnda karar verilmesi, / 3- Hakemlerin salahiyetleri dahilinde olmayan
meseleye karar vermeleri, / 4- Hakemlerin, iki tarafýn iddialarýndan her biri
hakkýnda karar vermemeleri, / Karar son üç sebepten birine binaen temyizen
nakzedilirse hakemler ve müddet yeniden intihap ve tayin olunur" denmektedir.
Görüldüðü üzere bu maddede, temyiz nedenleri arasýnda yasaya, yani maddi
hukuk kurallarýna aykýrýlýk hali, bir temyiz nedeni olarak gösterilmemiþtir.
Gerçekten, Usul Yasamýzýn 428. maddesinde öngörülen "Yasanýn ve iki taraf
arasýndaki sözleþmenin yanlýþ uygulanmasý" hali, Usulün 533. maddesinde bir
temyiz nedeni olarak düzenlenmemiþtir. Öte yandan, Usul Yasamýzýn 533.
maddesi, Mehaz Neuchatel Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 488. maddesinden
farklý biçimde tercüme edilerek oluþturulmuþtur. Mehaz Yasanýn 488.
maddesinin 1. fýkrasýndaki; "Aksine sözleþme yoksa" sözcükleri her nasýlsa
533. maddeye alýnmamýþtýr. Ayrýca, hakem sözleþmesi veya þartýnda, hakemlerin
maddi hukuk kurallarýný gözönüne alarak karar vermeleri kararlaþtýrýlmýþ ve
fakat, bu kurala uyulmamýþ ise, bu halin bir temyiz nedeni olup olmadýðý da
Usulün 533. maddesinde öngörülmemiþtir. Bu durumda, Usulün 533. maddesindeki
düzenlemenin deðinilen hususlara açýkça bir cevap vermediði gözlenmiþ ve
bunun yeni bir yasal düzenlemeyi gerektirmediði, ancak Usulün 533. maddesinin
geniþ bir çerçeve içinde yeniden yorumuna gerek duyurduðu sonucuna varýlmýþ
bulunmaktadýr.
Hakemler, görev ve yetkilerini taraflarýn yapmýþ olduðu hakem sözleþmesi veya
þartýndan alýrlar. Demek ki hakemler, hakem sözleþme veya þartýna uymak
zorundadýrlar. Hakemlerin, hakem sözleþmesi veya þartýnýn dýþýna çýkmalarý
veya bu sözleþme veya þartý eksik yahut yanlýþ uygulamalarý durumunda,
hakemlerin görev ve yetkilerini aþtýklarý veya eksik yahut yanlýþ
kullandýklarý sonucuna varýlýr. Hatta bazý hallerde de, bu yanlýþ uygulama
nedeniyle, hakemler bilinçli veya bilinçsiz olarak hakem sözleþmesi ve
þartýndaki maddi hukuk kurallarýna aykýrý karar vermiþ olabilirler. Ýþte,
hakem sözleþmesi veya þartýnda öngörülen maddi hukuk kurallarýna hakemlerin
uyup uymadýklarý hususunun denetimini, yani hakem kararýnýn temyizini
taraflarýn istemeleri hali, taraflar için en tabii bir hak olmalýdýr. Çünkü,
taraflar, hakemlere maddi hukuk kurallarýna uygun biçimde karar vermek üzere
görev ve yetki vermiþlerdir. Maddi hukuk kurallarýna göre karar verilmesi
hususu sadece mahkemelerin görev ve yetkisi içinde deðildir. Bu uygulama için
taraflarýn hakemlere görev ve yetki vermeleri ve hakemlerin de bu görev ve
yetkilerini maddi hukuk kurallarý çerçevesinde kullanmalarý gerekir.
Usul Yasamýzýn 533. maddesinin sadece sözcüklerine bakmak suretiyle bir yorum
yapmak gerekirse, bu maddenin sýnýrlý bir temyiz biçimini kabul ettiði
söylenebilir. Ancak, bu maddenin, Mehaz Yasaya göre eksik tercüme ile Usul
Yasamýza alýndýðý ve bu eksikliðin, hakem kararlarýnýn Yargýtay'ca denetimi
yönünden günün gereksinmelerine cevap vermediði anlaþýlmýþtýr.
Mukayeseli Hukukta, hakemlerin maddi hukuk kurallarýna göre karar
vermelerinin asýl olduðu ve bu kurallara aykýrý davranmanýn, yöntem deðiþik
olmakla beraber, Yargýtay denetimine kadar uzandýðý bir gerçektir. Türk
öðretisindeki baskýn görüþ de, hakem sözleþmesi veya þartýnda, taraflarca
öngörülen ve uygulanmasý istenilen maddi hukuk kurallarýna uyulmamasý halinin
Yargýtay denetimine tabi tutulmasý biçimindedir.
Yargýtay'ýmýz da zaman zaman vermiþ olduðu kararlarda; hakem kurulunca hiçbir
usuli iþlem yapýlmadan karar verilmesini, davalýnýn savunmasý alýnmadan karar
tesisini, usul kurallarýna uygun hareket edildiðini gösteren bir tutanak
düzenlenmemesini, hakem kararlarýnýn Usul Yasasýnýn 530. maddesinde yazýlý
hususlarý içermemesini, hakemlerin kendi ücretlerini tayin etmelerini, hakim
ve savcýlarýn hakem olarak görev almalarý ve karar vermeleri ile taraflarýn
veya vekillerinin kendi iþlerinde hakemlik yapmýþ olmalarýný temyiz nedeni
olarak kabul etmiþ ve böylece usulün 533. maddesindeki sýnýrlý temyizi
geniþletmiþ bulunmaktadýr.
Öte yandan, Usul Yasamýzýn 533. maddesinin 3. bendinde, Hakemlerin yetkileri
içinde olmayan uyuþmazlýklara karar vermeleri; hali bir temyiz nedeni olarak
kabul edilmiþtir. Bu temyiz nedenine göre, hakemler, yetkili kýlýndýklarý
hususlarda karar vermelidirler. Taraflar, uyuþmazlýðýn çözümü için "Maddi
hukuk kurallarý" koþulu üzerinde anlaþmaya varmakla, hakemlerin karar verme
yetkilerini sýnýrlamýþ olmaktadýrlar. Bunun olaðan sonucu olarak, hakemlerin
maddi hukuk kurallarý dýþýna çýkmak suretiyle karar vermeleri halini
yetkilerinin aþýlmasý saymak gerekir. Yargýtay'ýn bu hali denetlemesi, ayný
zamanda, taraflar arasýndaki hakem sözleþmesinin yerine getirilmesi gerektiði
amacýna da uygundur. Özellikle hakemlerce, Ýçtihadý Birleþtirmenin konusunu
oluþturan veya uyuþmazlýkta uygulanmasý öngörülen maddi hukuk kurallarý bir
yana býrakýlarak karar verilmesi veya bu kurallara aykýrý karar oluþturulmasý
da, bir tür yetki dýþýna çýkýlmasý sayýlmalýdýr.
Hal böyle olunca, hakem sözleþmesi veya þartýnýn taraflarýna, bu sözleþme
veya þartta öngörülen maddi hukuk kurallarýna uyulmamasý halini, hakem
kararlarý bakýmýndan bir temyiz nedeni olarak kabul etmek gerekir. Aksi halin
düþünülmesi ise, hakem sözleþmesi veya þartýnýn hakemlerce uygulanmamasý veya
eksik ve hatta yanlýþ uygulanmasýna olanak verilmesi anlamýný taþýr. Yasa ve
sözleþme tanýmazlýk anlamýna gelen bu düþünce ve uygulamaya Hukuk Devletinde
yer verilemeyeceði açýk ve seçiktir. Hakem sözleþmesi veya þartýnýn
taraflarýnca öngörülen kurallar yönünden hakemlerin denetime tabi tutulmasý,
hak ve adalete de uygundur.
Bütün bu açýklama ve kabulden þu sonuç çýkarýlabilir: Hakem sözleþmesinin
taraflarý, hakem sözleþmesi veya þartýnda, taraflar arasýndaki uyuþmazlýðýn
çözümünde maddi hukuk kurallarýnýn uygulanmasý gerektiðini öngörmüþlerse,
artýk hakemler bu kurallar uyarýnca karar vermelidirler. Maddi hukuk
kurallarýnýn uygulanmasýnda, baþta Anayasa olmak üzere kamu düzenine iliþkin
kurallar ile öðretideki bilimsel görüþler ve bu konudaki Yargýtay uygulamasý
da gözönüne alýnmalýdýr. Hakemlerin öngörülen bu maddi hukuk kurallarýna
uymadýðý hususu taraflarýn herhangi biri tarafýndan ileri sürülerek bir
temyiz nedeni yapýlabilir. Ve bu temyiz isteminin de Yargýtay'ca mahkeme
kararlarý gibi temyizen incelenmesi gerekir.
Görüþmeler sýrasýnda bir kýsým üyeler, hakem kararlarýna karþý temyiz yolunun
sýnýrlý bulunduðunu hakemlerin maddi hukuk kurallarýna aykýrý karar vermeleri
halinin temyiz nedeni sayýlabilmesi için yasa deðiþikliðinin gerekli olduðunu
ve Mehaz Yasaya göre yorum yapýlmasýnýn olanaksýz bulunduðunu ileri
sürmüþlerdir. Ancak, yukarýda ayrýntýlý olarak yapýlan açýklamalarýn
ýþýðýnda, bu görüþ ve düþüncelere katýlma olanaðý bulunmamýþtýr.
Ayrýca, 18.12.1972 gün ve 2/12 sayýlý Ýçtihat Birleþtirme Kararýnýn
uyuþmazlýk konusu içtihat birleþtirme ile ilgisi de olmadýðý anlaþýlmýþtýr.
Çünkü, Yargýtay'ýn kökleþen uygulamasýna göre, bir Ýçtihadý Birleþtirme
Kararýnýn gerekçesi, bu Ýçtihadý Birleþtirme Kararýnýn sonucu ile doðrudan
doðruya baðlantýlý deðilse, bu gerekçeler uyulmasý gereken bir kural
sayýlamazlar. Anýlan Ýçtihat Birleþtirme Kararýnýn gerekçesindeki açýklamalar
yine anýlan Ýçtihadý Birleþtirme Kararýnýn sonucu ile doðrudan doðruya
baðlantýlý deðildir. Bu gerekçeler, ancak usul hukuku yönünden bazý
deðerlendirmeleri belirtme niteliðindedir.
S o n u ç : Yukarýda açýklanan nedenlerle, taraflar, tahkim sözleþmesi veya
þartýnda hakemlerin, uyuþmazlýðý maddi hukuk kurallarýna göre çözümlemelerini
öngördükleri taktirde, hakemlerin bu kurallar çerçevesinde karar vermek
zorunda olduklarýna, aykýrý karar vermenin temyiz sebebi oluþturacaðýna,
28.1.1994 gününde yapýlan ilk toplantýda üçte ikiyi geçen çoðunlukla Yargýtay
Kanununun 45. maddesi uyarýnca karar verildi.
KARÞI OY YAZISI
* Ýçtihadý Birleþtirmenin konusu, tahkim þartý, yada sözleþmesinde
uyuþmazlýðýn "Türk maddi hukuk kurallarýna göre çözümleneceði"nin öngörülmesi
halinde hakem kararýnýn, maddi hukuka aykýrý olduðundan bahisle temyiz edilip
edilemeyeceði hususudur.
Aþaðýdaki gerekçe ve nedenlerle hakem kararlarýnýn maddi hukuka aykýrýlýk
yönünden temyiz edilebileceðini kabul etmek lazýmdýr. Þöyleki:
1- Uyuþmazlýklarýn hakeme çözdürülmesi için yapýlan anlaþma, taraflarýn daha
hýzlý sonuç alma, adli bürokrasiden kurtulma, yada ehil, bilgili ve güvenilir
gördükleri bir kiþiyi hakem tayin etme amacýyla yapýlmakta olup, hiçbir
taraf, hakem eliyle yanlýþ, hatalý, gayri adil ve mevzuata aykýrý, keyfi bir
sonuca ulaþmayý arzulamaz. Diðer bir deyiþle, hakem tayin etmekle, hiç kimse,
hak ve nesafete, yada maddi hukuka aykýrý bir çözümü, peþinen kabul etmiþ
sayýlamaz. Ýþin özünü, sürate feda etmiþ kabul edilemez.
2- Taraflar sözleþme hükümlerine baðlý olmalýdýrlar. Sözleþmede maddi hukuka
atýf yapýldýðýna göre, hakemin bu kurala uymamasýndan yararlanarak,
sözleþmenin öteki tarafýna bir hak verilmesi sözleþmenin ihlali olur.
3- Hakem dahi, hakem sözleþmesi ve þartlarý ile baðlýdýr. Bu belgelerde,
uyuþmazlýklarý, hangi mevzuata göre çözeceði yazýlý iken, buna uymaz ise
hakem sözleþmesi veya þartýna aykýrý davranmýþ olur. Oysa yetkisinin kaynaðý
bu belgelerdir. Hakeme böyle bir insiyatif tanýnamaz.
4- Aksinin kabulü, hakemleri, keyfilik ve suistimale iter. Taraflarýn
rýzalarýyla seçtikleri bir hakim niteliðinde olan ve yargý fonksiyonu
üstlenen, sözleþme ve onun atýf yaptýðý hukuk sistemi ile baðlý olan hakeme,
keyfi karar verme yetkisi verilemez.
5- Hakem kararý, karar düzeltmeye ve ýsrar müessesesine tabi tutulmamasýna
göre, hiç olmazsa, temyiz yolunun kapsamlý tutulmasý yollu yorum, taraflar
için hukuki güvence yaratýr.
6- Türk mevzuatýnda, yanlýþ hakem kararlarýnýn düzeltilmesi için baþka
yollarýn öngörülmemeside, hakem kararlarýnýn temyiz nedenlerinin geniþletici
yoruma tabi tutulmasýný haklý kýlar.
Ýmdi burada, HUMK. m. 533'deki dört temyiz sebebinin özel nitelikte ve
tahdidi olup olmadýðý, bu maddenin varlýðý karþýsýnda, HUMK. m. 428 genel
kural olup asla uygulanmayacaðýný önermenin tutarlý bulunup bulunmadýðýný
saptamak önem taþýmaktadýr. Gerçi, 23.10.1972 T. ve 2/12 sayýlý Y. Ýçt. B.
Kararýnýn gerekçesinde; ".....4 sebebe inhisar ettirilmiþtir. Kanun koyucu
aksini düþünseydi özel bozma sebepleri tesbit etmek.... HUMK. m. 428'e atýf
yapmakla yetinirdi...." denilmiþ isede, bu gerekçeyle ilgili ve paralel bir
sonuca varýlmamýþ, hakem kararý, HUMK. m. 533/1 bent dýþýndaki herhangi bir
sebepten bozulmuþ ise, yeni hakemin bozma çevresinde inceleme yapýp, karar
vereceði ve bozma kapsamý dýþýna çýkamýyacaðý, bozma dýþýnda kalan kýsýmlarýn
usulü kazanýlmýþ hak oluþturacaðý sonucuna varýlmýþtýr. O halde, gerekçeyle
sonuç arasýnda bir baðlantý bulunmamakla, bu tevhiti içtihadýn temyiz
kapsamýný sýnýrladýðý söylenemez. Madde 533'de dört temyiz sebebi sýralandý
diye, acaba bunlarýn mefhumu muhalifinden baþka sebeplerle bozma yapýlamaz
manasý çýkar denilebilir mi? Mevfumu muhalifinden anlam çýkarabilmek için,
ulaþýlan sonucun, yani 533'deki dört hal dýþýnda, hakem kararýnýn Türk maddi
hukukuna veya atýf yapýlan hukuk sistemine veya adalet ve nesafete aykýrý
bulunmasýndan ötürü temyiz edilemeyceði ve bozulamayacaðý yollu sonucun,
mantýða, hukuk sistemine, hayat tecrübelerine aykýrý düþmemesi, bunlara uygun
olmasý lazýmdýr. Oysa, burada mefhumu muhalif deliliyle ulaþýlan sonuç,
mantýða, hukuka ve hayat deneyimlerine aykýrý düþüyor. Zira, dikkat edilirse
533'de yer alan dört bozma sebebi usulidir. Süreye, taleple baðlýlýða, hakem
kararýnýn sonucunun iki tarafýn iddialarýný karþýlamasý ve hakemin
selahiyetine iliþkindir. Ýþin özü, esasýna dair, sözleþme veya þartta atýf
yapýlan kurallarýn uygulanmamasý yada yanlýþ uygulanmasý konusu, bunlar
arasýnda yoktur. Fakat deðilmiki yoktur, o halde, o konu Yargýtay'ca
incelenemez, hakem istediði gibi karar verebilir denilir mi? Böyle bir
düþünce, bir hukuk devleti olan Türkiye'de mevcut Anayasa düzeni içerisinde
savunulamaz. Hakem sözleþme ve þartýndaki açýklýk ve mantýk kurallarý
karþýsýnda, savunulamaz. Hiçbir kiþi, hukuka, adalete aykýrý bir sonuç almak
için hakeme gitmez. Ve buna katlanmaya mecbur edilemez. Burada Kanun boþluðu
da varsayýlamaz. Kanunda mevcut hükümleri, yukardaki düþüncelerin ýþýðý
altýnda baðdaþtýrmak lazýmdýr. Yasa koyucu 533. maddede, sadece HUMK. m.
428/4'deki usuli bozma sebeplerini tafsil etmiþtir. Bunun dýþýnda, iki taraf
arasýndaki sözleþmenin yanlýþ tatbiki veya tatbik edilmemesi -ki burada hakem
sözleþmesi veya þartýnýn uygulanmamasý yada yanlýþ uygulanmasý- suretiyle
mukavelenin ihlali veya mukavele veya þart herhangi bir kanuna atýf yaptýðý
halde onun uygulanmamasý, yada yanlýþ uygulanmasýyla, kanuna aykýrý
davranýlmasý hali evleviyetle 428/1. madde uyarýnca Yargýtay'da temyiz ve
bozma sebebi yapýlabilecektir. 533. maddeyi 428/1'in uygulanmasýný engelleyen
bir kural saymak hatalýdýr.
Bu nedenle, bu gibi hallerde, hakem kararý maddi hukuka aykýrýlýk nedeniyle
temyiz edilebilmeli ve aykýrýlýk varsa bozulabilmelidir. Sayýn çoðunluðun
görüþüne varýlan sonuç bakýmýndan katýlýyorum.
Ancak, bu sonuca varmakta dayandýðý gerekçe ve argümanlar bakýmýndan
karþýyým, yukardaki gerekçeyle sonuca gidilmesi görüþündeyim.
Teoman OZANOÐLU
Yargýtay 10. Hukuk Dairesi Baþkaný
KARÞI OY YAZISI
* Mehaz Nöþatel Kanunu taraflarýn temyiz sebebi hakkýndaki anlaþmalarýný saklý
tuttuðu halde, hükmün bu kýsmý kanunumuza alýnmamýþ ve hakem kararlarýna
karþý temyiz yoluna baþvurulduðu takdirde Yargýtay'ýn inceleme görevi
(yetkisi) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 533. maddesinde yazýlý dört hal
ile sýnýrlandýrýlmýþtýr. Bu yön kanun metninde þöyle ifade edilmektedir:
"-Hakemlerin kararý ANCAK aþaðýdaki hallerde temyizen nakzolunur..-". Ortada
bir tercüme hatasý yoktur. Mehaz Kanundaki hükmün bilinerek alýnmadýðý da
belirgindir.
23.10.1972 gün ve 2/12 sayýlý Yargýtay Ýçtihadý Birleþtirme Büyük Genel
Kurulu Kararýnda da hakem kararlarýnýn temyizi ile ilgili olarak þu
açýklamalar yer almaktadýr: "-Bir an önce uyuþmazlýðý sonuçlandýrma ilkesine
uygun olarak hakem kararlarýnýn bozulmasý, HUMK.nun 533. maddesinde yazýlý
dört sebebe inhisar ettirilmiþtir. Þayet kanun koyucu aksi bir düþüncede olsa
idi, o zaman, hakem kararlarý için özel bozma sebepleri tesbit etmez, mahkeme
kararlarýnýn Yargýtay'ca bozulmasý ile ilgili Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun 428. maddesi hükmüne atýfta bulunurdu....-".
Gerçekten de Yargýtay'ýn çok sýnýrlý sebeplerle bir hakem kararýný
bozabileceði düþüncesiyle, bozma kararlarýna karþý karar düzeltme yolu (HUMK.
md. 440/III-4) ve direnme hakký tanýnmamýþtýr.
Prof. Dr. Saim Üstündað'ýn (Medeni Yargýlama Hukuku Cilt: II, Kanun Yollarý
ve Tahkim, 3. Basý, Ýstanbul 1977) eserinin 169. sahifesinde þu bilgiler yer
almaktadýr: "-Tasarý 195. maddesi ile hakem kararlarýna karþý temyiz
sebeplerini geniþletmiþtir. Bu geniþletme cümlesinden olarak bilhassa 7.
bendi ile taraflarýn hakemleri, maddi hukuka veya usul kanunu kaidelerine
göre hüküm vermekle yükümlü tutmuþ olmalarý halinde, bu gereðe riayetsizlik
bozma sebebi olarak düzenlenmiþtir...-". Usul kanunu deðiþikliði yasa
tasarýsýnda böyle bir hükme gerek duyulmuþ olmasý hali dahi (tahkim
sözleþmesinde, hakemlerin maddi hukuka göre karar vermelerinin
kararlaþtýrýlmýþ olmasýna raðmen buna uyulmamýþ olmasýnýn) 533. maddenin
þimdiki metni karþýsýnda bozma sebebi olamýyacaðýnýn bir kanýtýdýr.
Yüce Kurulun benimsediði þimdiki içtihadý birleþtirme kararý ile Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanununun 428. maddesinde yer alan ve mahkeme kararlarýnýn
Yargýtay'ca bozulmasý nedenlerinden biri olan "-Kanunun ve iki taraf
beynindeki mukavelenin yanlýþ tatbik edilmesi-" yolundaki 1 Nolu bendi (yorum
yolu ile) hakem kararlarýnda da bozma nedeni olarak 533. maddeye kýsmen ithal
edilmiþtir. Oysa, yasa hükümlerinin konuluþ amaçlarýna aykýrý bir biçimde
uygulanamýyacaðý yönü, içtihadý birleþtirme kararlarýmýza da geçmiþ, bir
evrensel hukuk kuralýdýr. Yorum yolu ile normun içeriði aþýlamaz. Ýçtihat
hukukunun geliþiminde en büyük etken olan yorum kurumunun, yasanýn açýkca
düzenlediði hükümlerin aþýmýnda kullanýlmasý, sonu gelmez tartýþmalarý ve
yetki tecavüzlerini de birlikte getirir. Hakimin yetkisi yasa hükmünü yasada
yer aldýðý biçimde uygulamaktan ibarettir. Eðer kanun hukuki bakýmdan haklý
ve doðru gözükmüyorsa, bu hususta gereðini yapmak hakime deðil, kanun
koyucuya aittir. Hakim kanunu ihtimamla tatbik etmek suretiyle hem kanuna ve
hem de (yasama organýnýn müdahalesini saðlamak amacýyla Yargýtay'ýn onama
gerekçelerine veya bozma nedenlerine bu doðrultuda kayýtlar koymak suretiyle)
onun islahýna hizmet etmiþ olur.
Kabul edilen bu içtihadý birleþtirme kararý karþýsýnda hakem kararlarý maddi
hukuka aykýrýlýk gerekçesiyle de Yargýtay ilgili Dairesince
bozulabileceðinden; bozma kararýna karþý hakemlerin direnemiyecekleri
yolundaki uygulamanýn yeniden gözden geçirilerek, direnme yolu açýlmalý ve
hatta Usulün 440. maddesi Yasama Organýnca deðiþtirilip karar düzeltme yolu
da kabul edilmelidir.
Açýklanan nedenlerle yüksek çoðunlukça kabul edilen içtihadý birleþtirme
kararýndaki sonuca katýlamýyoruz.
A. Ýsmet ARSLAN M. Cahit KESKÝN 13. Hukuk Dairesi
Baþkaný 4. Hukuk Dairesi Üyesi
KARÞI OY GEREKÇESÝ
* Özel hukuk dalýnda mahkemelerce kurulan hükümler, maddi hukuk ve usul
hukukuna dayanýr. Kontrol mahkemesi olan Yargýtay, HUMK.nun 428. maddesinin
son tümlecindeki ayrýk durumlar dýþýnda sonuca etkili olmayan usul
yanlýþlarýndan dolayý kararý bozamaz. Maddi hukukta yanýlgý, HUMK.nun 428.
maddesinin 1 ve 5. bentleri uyarýnca bozma sonucunu doðurur.
Hakem kararlarý ise, HUMK.nun 533. maddesindeki koþullarla bozulabilir. Bu
maddede sayýlan tüm nedenler usule iliþkindir (Uygulamada, usule yönelik,
kimi durumlarda yorum geniþletmeleri yapýlmýþtýr). Maddeye, maddi hukuka
dayanan yanýlgýlar alýnmamýþtýr. Karar, baþka bir þey temel alýnamayacaðýndan
doðal olarak maddi hukuka (MK.nun 1. maddesindeki belirlemeye) göre
verilecektir; ancak maddi hukuktaki yanýlgý, Yargýtay denetiminden dýþ
tutulmuþtur.
Ýçtihadý Birleþtirme Kurulu, sözleþmede (hakem þartýnda) maddi hukuka göre
karar verileceði biçiminde bir sözcük dizisi bulunduðu takdirde aykýrýlýðý
bozma nedeni saymýþtýr.
Oysa bu dizi, bir artýklama (haþiv)dir. Olsa da olmasa da maddi hukuka göre
karar verilecektir. Böyle bir eklentinin varlýðýnda ona dayanýlarak kararýn
temyiz edilmesi durumunda Yargýtay'ýn maddi hukuk açýsýndan dosyayý
incelemesi gereðini doðurur ki, inceleme yöntemi bakýmýndan hakem
kararlarýnýn, mahkeme kararlarýndan farký kalmamýþ olur. Fazladan yazýlmýþ
bir ibare ile içerik bakýmýndan temyiz yolu (taraflarýn iradelerine baðlý
olarak) açýlmýþ bulunur.
Hakem kararlarý, yalnýzca kýsýtlý usul hatalarýndan dolayý bozulabilir.
Sýnýrlý usul yanýlgýlarýna maddi hukukun eklenmesiyle maddeye yeni bir bent
ilavesi anlamýný taþýmasý bakýmýndan (kanun koyucunun yetkisine giren iþte)
içtihadý birleþtirme yolu ile Kurul çoðunluðunun açýklanan biçimde ulaþtýðý
sonuca katýlamýyorum.
Erbay TAYLAN
4. Hukuk Dairesi Üyesi
KARÞI OY YAZISI
* Yasada belirli bir þekilde sayýlan temyiz sebeplerinin yorum yolu ile
geniþletilebilmesi ancak yasada boþluk olmasý halinde mümkün olabilir. Þayet
yasada açýk ve kesin bir þekilde hüküm getirilmiþse yorum yolu ile yasada
sýnýrlý þekilde sayýlan temyiz sebeplerinin arttýrýlmasý yasaya aykýrýlýk
teþkil eder.
Bu nedenle öncelikle hakem kararlarýna karþý temyiz sebeplerini düzenleyen
HUMK.nun 533. maddesinin düzenlenmesinde yasa boþluðu veyahut yorumu
gerektiren bir belirsizliðin bulunup bulunmadýðýnýn saptanmasý gerekir.
HUMK.nun 533. maddesinin mehazýný teþkil eden Ýsviçre Neuchatel, Code de
Procedure Civile'nin 488. maddesi; "taraflar sözleþmede aksine
kararlaþtýrmadýkça... hakem kararlarý ancak dört sebepten bozulabilir"
hükmünü içerdiði halde bu hükmün Usul Yasamýza aktarýlmasý sýrasýnda maddenin
bu metni deðiþtirilerek yasamýza "hakemlerin kararý ancak aþaðýdaki hallerde
temyizen nakzolunur" þeklinde alýnmýþ bulunmaktadýr. Görüldüðü gibi Ýsviçre
metnindeki "aksine sözleþme yoksa" bölümü metne alýnmadýðý gibi bu
alýnmamanýn bilinçli bir þekilde olduðu (ANCAK) kelimesi kullanýlarak
kuvvetlendirme edatý ile vurgulanmýþ bulunmaktadýr. O halde, yasa
maddelerinin kaleme alýnýþýnda kuþku ve duraksamaya meydan vermeyecek bir
kesinlik vardýr.
Öte yandan, mehaz yasadaki hakem kararlarýna karþý kanun yollarý ile
yasamýzdaki kanun yollarý arasýnda da sistem farký vardýr. Ýsviçre'de mehaz
düzenlemeye göre, hakem kararlarýna karþý bidayet ve/veya istinaf
mahkemelerinde iptal davasý yargýlamanýn yenilenmesi davasý açma imkaný
tanýnmýþ ve bu þekilde ilk inceleme yerel yargý yerlerinde yaptýrýldýktan ve
hakem kararlarý hakim denetiminden geçtikten sonra ancak bu aþamada
mahkemelere ve temyize getirilme imkaný tanýnmýþ bulunmaktadýr. Görüldüðü
gibi bu düzenleme ile Temyiz Mahkemesi'ne uyuþmazlýk ancak hakim süzgecinden
geçtikten sonar intikal ettirilmektedir. Ýþte Türk yasa koyucusu da mehazdaki
bu sistemi aynen yasaya intikal ettirmemiþ olmasý nedeniyle doðrudan
Yargýtay'a baþvurma imkaný tanýnýrken hakem kararlarýnýn bünyesel niteliði de
dikkate alýnarak mehaz metninden kasden ayrýlmýþ ve temyiz inceleme
sebeplerine sýnýrlama yoluna gitmiþtir. Nitekim, Dr. Rabi Koral'da "Ýç
Hukukumuzda Tahkim" isimli incelemesinde Usul Kanunumuzdaki yasal
düzenlemenin yüksek mahkemenin, hakem hükümlerinin mürakabesini
kolaylaþtýrmak ve sadeleþtirmek amacýyla kasten bu þekilde düzenlendiðini
açýklamaktadýr (Bkz. age., ÝÜHFM. cilt: XIII, sayý: 3'ten ayrý basý. Ýst.
1947). O halde, yasanýn bilinçli olarak bu þekilde düzenlendiði ve boþluk
býrakýlmadýðý iki yargý sisteminin hakem davasý bakýmýndan farklýlýðýndan da
ortaya çýkmaktadýr.
Yasa koyucu HUMK.nun 533. maddesinin bu þekilde ve yukarýda belirtilen amaçla
sýnýrlý olarak düzenlendiðinin o kadar bilincindedir ki bundan önceki usul
yasasý deðiþikliði taslaðý mehaz yasaya uydurulmak istendiði halde (Tasarý
Md. 195, bend 7) yasa deðiþikliðinde bu deðiþiklik öncesi dikkate alýnmamýþ
ve yasa metni aynen eski þekli ile korunmuþ bulunmaktadýr.
Bütün bu saptamalarýmýzdan anlaþýlacaðý üzere HUMK.nun 533. maddesi metninde
ne bir boþluk, ne de yorum gerektiren bir belirsizlik mevcuttur. Yasa maddesi
bilinçli, kesin ve açýk bir þekilde düzenlenmiþ bulunmaktadýr. Buna raðmen
madde metnini farklý sistem içeren mehaz yasaya göre yorumlamaya çalýþmak
mevcut bir yasa hükmünü uygulamama sonucu doðurur. Þayet ortada yasa
deðiþikliðini gerektiren bir gereksinim var ise bu görev ve yetki artýk
yasayý uygulamakla yükümlü mahkemelere ait deðildir. Böyle bir düzenleme
ancak yasama organýna aittir. Nitekim, böyle bir gereksinim bulunduðunu
benimseyen Prof. Dr. Ýlhan Postacýoðlu dahi bunun ancak yasa deðiþikliði ile
gerçekleþebileceðini kabul etmektedir (Bkz. Prof. Dr. Ý. Postacýoðlu, Medeni
Usul Hukuku Dersleri, Ýst. 1975, Sh: 807).
Ýþte yukarýda açýklamaya çalýþtýðým nedenlerle yasaya, 18.12.1972 gün ve
1972/2-12 sayýlý Ý.B.K. gerekçesinde yer alan ilkeye ve nihayet Usul
Yasasýnýn yürürlüðe girdiðinden beri istikrarlý bir uygulamaya ters düþen
sayýn çoðunluk düþüncesine katýlmadýðýmdan karara, karþý oy kullanmýþ
bulunmaktayým.
Iþýl ULAÞ
11. Hukuk Dairesi Üyesi
MUHALEFET ÞERHÝ
* Konu, 18.12.1972-2/12 tarih ve sayýlý Ýçtihadý Birleþtirme Büyük Genel
Kurulu'nda çözülmüþ bulunmakta idi. Orada "... Bir an önce uyuþmazlýðý
sonuçlandýrma ilkesine uygun olarak hakem kararlarýnýn bozulmasý, HUMK.nun
533. maddesinde yazýlý dört sebebe inhisar ettirilmiþtir. Þayet kanunkoyucu
aksi bir düþüncede olsa idi, o zaman, hakem kararlarý için özel bozma
sebepleri tespit etmez, mahkeme kararlarýnýn Yargýtay'ca bozulmasý ile ilgili
HUMK.nun 428. maddesi hükmüne atýfta bulunurdu. Bu dahi hakeme intikal eden
uyuþmazlýklarýn bir an önce kesin þekil almasý amacýna ön planda yer
verildiðini göstermektedir" denilmiþtir. Bu gerekçeden gidilerek, tahkim
müessesesi ihdas sebebinin bir an önce uyuþmazlýðýn çözülmesi olduðu kararýn
deðiþik bölümlerinde vurgulanmýþ, o halde kararýn bozulmasý halinde yeni
seçilerek hakem kurulunun bozma kapsamýnda kalarak inceleme yapacaðý, lehine
karar verilen taraf için kazanýlmýþ hak teþkil eden yönleri tekrar
inceleyemeyeceði sonucuna varýlmýþtýr. Yani, hakem kararlarýnýn Yargýtay'ca
incelenmesinin de dört sebebe inhisar ettirilmesi uyuþmazlýðýn bir an önce
halli isteðine baðlý tahkimin temel ilkesi olarak vurgulanmýþtýr. O halde söz
konusu içtihadý birleþtirmenin bu gerekçesi sonuca götüren, sonuçla sýký
sýkýya baðlý bir gerekçedir ve baðlayýcý niteliktedir. Nitekim muhalefet
þerhinde de (Semahat Tüzün); "... hakem kararlarýnýn incelenmesinde ise
temyiz tetkikatý Usulün 533. maddesinde yazýlý dört hal ile
sýnýrlandýrýlmýþtýr... Yargýtay'ýn çok mahdut sebeplerle bir hakem kararýný
bozabileceði düþünülerek böyle bir karara ýsrar hakký tanýnmamýþtýr... Temyiz
Mahkemesi hakem kararýnda gördüðü her yanlýþlýðý bir mahkeme kararýnda olduðu
gibi bozamaz...." denilerek, hakem kararlarýnda temyiz sebebinin inhisari
oluþu, geniþletilemeyeceði tekrar tekrar belirtilmiþtir. Týpký mahkeme
kararlarýndaki gerekçe-hüküm (sebep-sonuç) iliþkisi gibi o içtihadý
birleþtirme kararýnda da bu gerekçeye dayanýlarak sonuca varýlmýþtýr. O halde
Yargýtay Onbeþinci Hukuk Dairesi'nin kendi içindeki içtihat aykýrýlýklarýnýn
18.12.1972-2/12 tarih ve sayýlý Ýçt. Birl. Büyük Gnl. K. kararý doðrultusunda
çözümlenmesi, birleþtirme talebinin reddi yolunda sonuca varýlmasý gerekirken
iþin esasýna geçilmesi öncelikle söz konusu Ýçt. Birl. Büyük Genel Kurulu'nca
varýlan sonucu ortadan kaldýrýcý niteliktedir. Oysa, içtihadý birleþtirmenin
konusu Onbeþinci Hukuk Dairesi içtihatlarý arasýndaki aykýrýlýklarýn
giderilmesi olarak getirilmiþ, 18.12.1972-2/12 tarih ve sayýlý Ýçtihadý
Birleþtirme Büyük Genel Kurulu kararýndan dönülmesi olarak getirilmemiþtir.
Baðlayýcý o içtihadý birleþtirme geçerliðini korurken baþkalarýnýn (15. HD.)
birleþtirilmesini gündeme getirmek konunun usule aykýrý ele alýnmasý sonucunu
doðurmuþtur.
Ýþin esasýna gelince: Tahkim; anlaþmazlýða düþmüþ taraflarýn, bu
anlaþmazlýklarýný, mahkemeler dýþýnda, bir an önce, özel fakat konusunda
uzman kiþilere, adalet ve nasafet (MK. 4) esaslarý dairesinde çözdürmek
arzusundan kaynaklanmýþ ve Usul Kanunumuzda da ayrý bir "bab" halinde
düzenlenmiþ (m. 516-536) bir hukuk müessesesidir. Bu kendine özgü kurallarý
olan müessesenin, kendine özgü temyiz sebepleri de konulmuþ "ancak" kelimesi
de kullanýlarak temyiz sebepleri dört bent (fýkra deðil) halinde tahdit
edilmiþtir (HUMK. 533). Böylece kanun koyucu, yargý organýnýn temyiz
incelemesindeki yetki sýnýrlarýný çizmiþtir. Yargý organýnýn görevi bu
sýnýrlar içinde uygulama yapmaktýr. Ayrýca, temyiz incelemesi sonucunda
varýlacak karara karþý "karar düzeltme" yolunu da kapatmýþtýr (HUMK.
440/III-4).
Kanuni durum, tartýþýlmayacak derecede açýkça böyle olduðu halde, "kanun
koyucunun mehaz kanundaki "aksine sözleþme yoksa" ibaresini unutmuþ (?)
olabileceði; tahkim sözleþmesinde þayet "maddi hukuk kurallarýnýn
uygulanacaðý" gibi bir þart yer almýþ ise o takdirde maddi kurallarýn
isabetli uygulanýp uygulanmadýðýný Temyiz Mahkemesi'nin elbet incelemesi
gerekeceði; gerekçesiz yahut hak ve nasafete aykýrý bir karar verilmiþ ise
temyiz incelemesinde buna göz yumulamayacaðý...." gibi görüþler HUMK.nun 533.
maddesine 5. bent (?) eklemekten ibaret, yargý organýnýn yetkisini aþan,
yasama organý gibi davranýlmýþ fazla teorik buluþlardýr. Hakeme gidenler o
takdirde, daha baþlangýçta hakeme deðil mahkemeye gitselerdi?... Hem hakeme
gidilip, hem de sonunda karar aleyhine olanýn mahkeme kararý çapýnda
temyizden inceleme istemesi dürüstlük kurallarýna da uygun deðildir.
Tahkim müessesesinin yapýsýna ve hukuki konumuna aykýrý olarak çoðunlukça
varýlan sonuca muhalifim.
Hakký Süha TERZÝBAÞIOÐLU
11. Hukuk Dairesi Üyesi
KARÞI OY YAZISI
* Bilindiði gibi Anayasanýn 9. maddesi uyarýnca Yargý yetkisi Türk Ulusu adýna
baðýmsýz mahkemelerce kullanýlýr. Buna göre Yargý yetkisi Türkiye'de devletin
inhisarý altýndadýr. Onun içindir ki, bu yetkinin, uyuþmazlýðýn taraflarýnca,
devletten gayri bir makama, mercie, heyete veya þahsa tanýnmasý, yani
"Tahkim" devlet yargýsýna karþý istisnai bir nitelik taþýr ve bu vasfý ile
özel, hususi bir kaza yolu teþkil eder. Türk Hukukunda "Tahkim", "taraflarýn
üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iþlerde aralarýnda çýkan hukuki
uyuþzamlýklarýn, hallini kendi istekleri ile bir veya birkaç kiþiye
býrakabilmelerini ifade eder". Türkiye'de Hakemlik ile ilgili konular HUMK.
516-536, 2675 sayýlý Yasa, 3533 sayýlý Mecburi Tahkim Yasasý, 1615 sayýlý
Gümrük Kanununun 80-82, 2822 sayýlý Toplu Ýþ Sözleþmeleri, Grev ve Lokavt
Kanununun 32 ve 52. maddelerinde tanzim edilmiþtir (Bkz. Prof. Turgut
Kalpsüz, Milletlerarasý Ticarette Uyuþmazlýklarýn Tahkim Yolu Ýle Halli,
1989, sh. 1-2; Rasih Yeðengil, Tahkim, 1974, sh. 93; Prof. Dr. Baki Kuru,
Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1984, C. 4, sh. 3965).
Ýhtiyari Tahkim diye isimlendirilen hakemliðin kamu hukukundan deðil, özel
hukuk nizamýndan kaynaklanan, temelinde iki taraflý irade mahsulü karþýlýklý
anlaþma yatan, varlýk olarak Kamu Yargýsýna paralel, onunla ayný önemi
taþýyan fakat mahiyet itibariyle onda ayrý olan özel yargýsal faaliyet ürünü
bir hakemliðin geliþtiði ve Uluslararasý uyuþmazlýklarda sýkca uygulanan bir
yargý yöntemi olarak benimsendiði gözlenmektedir. Burada hakemliðin foknsiyon
itibariyle týpký devlet yargýsý gibi yargýsal bir fonksiyon olduðu, hakemin,
gaye itibariyle ister hukuku tatbik etsin, ister dostane bir usul ile
(amiable compositeur) olarak uyuþmazlýðý halle çalýþsýn, netice itibariyle
hakký ve adaleti tecelli ettirme maksadýný taþýdýðý bir gerçektir. O halde
Hakemlik devlet yargýsý ile olan irtibatýný gittikçe koparan istiklalini her
geçen gün daha çok elde eden bir özel Yargý (Justice PrivŽ) müessesesidir
(Bkz. Hakemliðin Hukuki Mahiyetinin Tayininde Kullanýlan Kriterler ve Türk
Ekonomik Hukuk Araþtýrmalarý Vakfý, Ýst. 1983, Prof. Dr. Rabi Koral, sh. 95
vd.).
Düþüncemize göre Yargýtay Ýçtihadý Birleþtirme müzakerelerinde HUMK. 533.
md.nin tartýþmalarý sýrasýnda Hakemlik Müessesesinin hukuki mahiyetinin net
bir þekilde açýklýða kavuþamadýðý anlaþýlmaktadýr. Prof. Dr. Yavuz Alangoya,
Medeni Usul Hukukumuzda Tahkimin Niteliði ve Denetlenmesi Ýst. 1973 tarihli
eserinde sh. 55-62 ve 63-65 Hakemlik müessesesini inceledikten sonra neticede
hakemliðin galip vasfý itibariyle bir maddi Hukuk müessesesi olmaktan ziyade
her yönden devlet yargýsýna benzetilebilen hatta Hakemlik sözleþmesi neticesi
devlet mahkemesinin ihtilaf hakkýnda karar verme yetkisinin kaldýrýlmasý
dolayýsiyle devlet yargýsý ile doðrudan irtibatý bulunan bir müessese olarak
mütalaa etmiþtir. Bu düþünceleriyle Alangoya, hakemliði özel hukuk müessesesi
olmaktan çýkarmýþtýr. Sayýn çoðunluk bu görüþleri benimsediðinden HUMK. 533.
maddeyi de bu doðrultuda yorumlamýþtýr. Oysa Ýsviçre'de Klein, Türkiye'de
Prof. Dr. Rabi Koral tarafýndan benimsenen ve doktrinde çoðunlukla benimsenen
görüþe göre "Bir ihtilaf hakeme tevdi edilmekle Devletin ve Adliyenin
salahiyetinden bir þey nez" edilmiþ olmaz, ihtilaf hususi yollarla izaa
edilmek suretiyle bunun adli mercilere intikati önlenmiþ olur" (Prof. Rabi
Koral, M. Reþit Sevið'e Armaðan, 1956, sh. 13, Hakemliðin Milliyeti ve
Yargýtay 15. Hukuk Dairesi'nin 1976 tarihli Kararýnýn Eleþtirilmesi, 1979,
sh. 450-451 orada sözü edilen Balladore-Pallieri, 1935, C. 1, sh: 293 ve
Klein sh. 243). Böylece Hakemlik ister maddi hukuk sözleþmesi, ister Usul
hukuku sözleþmesi sayýlsýn, hiçbir zaman Kamu Hukukundan madut bir sözleþme
durumuna ulaþmýyacaðý bu müessese özel hukuka ait bir müessese olduðu için
HUMK.nun 516-536. maddelerini yorumlarken müessesenin bu hukuki yapýsýnýn
hiçbir zaman gözden uzak tutulmamasý gerekmektedir. Yoksa tartýþmalarda bir
kýsým Sayýn Üyelerce bu müessese sanki bir Kamu Hukuku müessesesi olarak
algýlanýp kamu menfaatý vesaire gibi düþüncelerle kanunda tahdidi olarak
zikredilen hususlarýn yorum yolu ile geniþletilmesi olanaðý bulunmamaktadýr.
Taraflar, hakemlerin maddi hukuk kurallarýna göre karar vermelerini
öngördükleri takdirde, hakemler bu kurallara uymadýklarý takdirde bu bir
temyiz sebebi midir?
Doðru bir sonuca varýlabilmesi için mukayeseli Hukukun incelenmesi
gerekmektedir. Alman Usul Kanununda hakem hükümlerine karþý Ýstinaf ve Temyiz
yollarý kapalýdýr. Buna mukabil ZPO hakem hükümlerine karþý 1044'de sayýlan
sebeplerle normal mahkemelerde (Bkz. 1046 ve atýf yaptýðý 1041 bir iptal
(Ref) davasý imkaný tanýmýþtýr. Böyle bir dava ikame edilmediði takdirde bu
sebepler hakem hükmünün icrasý için gerekli olan "icra edilebilirlik beyaný"
tenfiz hususundaki talebe karþý da dermeyan edilebilecektir, 1041 f. 2
usulüne uygun olarak verilmiþ tenfiz kararýnýn kesinleþmesinden sonra hakem
hükmünün kaldýrýlabilmesi ancak 1041 f. 1.b 6 hükmündeki sebeplerle olabilir.
Alman Hukukunda hakem hükmüne karþý müracaat edilebilecek kanuni yollar
bunlar olmaktadýr.
Buna mukabil Fransýz Usul Kanunu (CPC) bu konudaki düzenleme tarzý tamamen
farklýdýr. Bir kere CPC'de ZPO 1041'e benzeyen bir imkan tanýmaktadýr. Ancak
bu imkan yanýnda Fransýz Usul Kanunu normal Kanun yollarýný da bütün þumulü
ile cevaz vermektedir. Böylece Hakem Kararlarýna karþý Art 1028'de yer alan
iptal davasýndan baþka istinaf (Art 1010) ve Ýadei Muhakeme yoluna tekabül
eden RequŽte Civile (Art 1026)'i tanýmýþtýr. Buna mukabil CPC Art. 1028 f.
3'de hakem kararlarýna karþý temyize müracaat imkaný olmadýðýný belirtmekte
ancak hakem kararlarýna iliþkin istinaf ve yargýlamanýn iadesi usulleri
sonunda verilmiþ kararlara karþý müracaat edilebileceðini belirtmektedir"
(Prof. Yavuz Alangoya, age., sh. 191 vd.).
Ýsviçre'deki sisteme gelince, Kantonlarýn yeknesak hakemlik Kanunu
mesabesinde olan "Concrdat Suisse Sur I'Arbitrage'in yani "Kantonlararasý
Hakemlik Anlaþmasýnýn" öngördüðü hükümlere göre, Ýsviçre'de hakem kararlarýna
karþý biri doðrudan biri dolaylý olmak üzere baþlýca iki kanuni müracaat yolu
vardýr. Doðrudan baþvuru yollarý ezcümle; iptal davasý (concrdat madde 36)
yolu, hakem kararýnýn tamamlanmasý veya deðiþtirilmesi için hakemlere
havalesi yolu, nihayet yargýlamanýn iadesi yolu öngörülmüþtür. Dolaylý
müracaat yolu olarak ise "hakem kararlarýnýn tenfizi prosedürüne karþý itiraz
yolu vardýrki (concrdat m. 44) bu yolun anlaþýlmasý zor olan bir sistemin
içinde yer aldýðýný açýklayabiliriz. Bizdeki dört temyiz sebebine karþýlýk
Ýsviçre'de dokuz iptal sebebinin varlýðý sistemin karþýlýðýný ortaya
koymaktadýr. Ýsviçre hukukundaki benzer hükümlerin Hollanda, Ýtalya ve diðer
Avrupa ülkelerinde mevcut olduðu görülür (Geniþ bilgi, Türk Hakem Kararlarýna
Karþý Kanun Yollarý Sistemimiz, Prof. Rabi Koral, 1988, sh. 568 vd.).
Bizdeki Kanuni düzenlemeye gelince; HUMK.nun 533. maddesinde aynen:
"Hakemlerin Kararý ANCAK aþaðýdaki hallerde temyizen nakzolunur.
1- Tahkim müddetinin inkizasýndan sonra karar verilmiþ olmasý,
2- Talep edilmemiþ birþey hakkýnda karar verilmesi,
3- Hakemlerin salahiyetleri dahilinde olmayan meseleye karar vermeleri,
4- Hakemlerin, iki tarafýn iddialarýndan her biri hakkýnda karar vermemeleri
gerçekten bu hükmün mehazý Neuchatel Code de Procedure Civile'nin 488.
maddesidir. Mehazýn 488. maddesinin birinci fýkrasýnda; "Aksine sözleþme
yoksa" sözcükleri bulunduðu halde, bu sözcükler HUMK.nun 533. maddesine
alýnmamýþtýr. Böylece HUMK.nun 533. maddesinde ANCAK kelimesi ile ifade
edilen kesin ifadeler kullanýlmýþtýr. Sayýn çoðunluk bu kelimelerin kasden,
alýnmadýðý þeklindeki görüþe, itibar etmemiþtir. Deðinilen sözcüklerin bir
unutma sonucu HUMK.nun 533. maddesine alýnmadýðý inancýndadýrlar. Bu görüþün
doðru olmadýðý kanun koyucunun karýþýk Ýsviçre sisteminden ayrýlarak,
sadeliði tercih ettiði sonucna varýlmalýdýr. Öncelikle kanun koyucu temyiz
sebeplerini sýnýrlandýrmak istemiþ bu cümleden olarak ANCAK sýfatý ile
niyetini açýklamýþtýr. "Aksine sözleþme yoksa" sözcüðünü unutmuþda niye ANCAK
kelimesini unutmamýþtýr. Bu bir unutma deðil bilerek, isteyerek iþin sade ve
çabuk çözüme uluþtýrýlmasý için yapýlmýþ bir düzenlemedir.
Bu konuda bir sonuca varýlabilmesi için bu tartýþmalarýn Türk Hukukunda 1939
yýlýndanberi devam ettiði ve son kez 23.10.1972 tarih 1972/2-12 sayýlý
Ýçtihadý Birleþtirme Kararýnýn gerekçesinde tartýþýldýðý görülür. Büyük Hoca,
Ýlim adamý, rahmetli Belgesay, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu Þerhi, 1939,
Cilt: 2, sh. 493 vd. eserinde; "Usul Kanunumuz, taraflarýn ihtilafýn mevzuunu
tayin etme haklarýný yeter derecede himaye etmiþ ve hakemlerin buna aykýrý
hareketlerini hakem hükmünü bozmakla müeyyelendirmiþtir (HUMK. m. 533).
Taraflarýn hakemleri Kanuna ve usul kaidelerine tevfikan hükmetmekle mükellef
kýldýklarý takdirde bunun kanunumuzda ne þekilde himaye edildiði cayi
sualdir. Yabancý Devlet Kanunlarýnýn bazýlarýnda, muayyen þartlar altýnda
Kanuna veya usule uymamak istinaf veya iptal sebebi teþkil eder (Code de
ProcŽdure Civile M. 1009, 1019; Codice di procedura Civile m. 828 son).
Halbuki Usul Kanunumuzda Kanuna veya usule aykýrýlýk halleri bozma sebepleri
arasýnda sayýlmýþ deðildir. Fakat acaba tasarruflar, hakem mukavelesi ile;
hakemlerin hareket serbestisini usule ve kanuna uyma noktasýndan takyit
ettikleri takdirde, bu bizde hüküm ifade etmiyecek midir? Prof. Belgesay,
533. maddenin tahdidi mahiyette olmadýðýna iþaret ederek ...Filhakika Usul
Kanunumuz 535. maddesinde, taraflarýn temyizden önceden vazgeçemiyecekleri
hususunu hüküm altýna alýrken, þöyle ibare kullanmaktadýr "... iki tarafýn...
533. maddede muayyen þeraitin tahakkuku halinde temyizden feragatlarý
hakkýnda evvelce aktedecekleri mukavele hükümsüzdür...". Sayýn hocamýz bu
ibareden, Kanunumuzun meskür maddesinin "alelýtlak hakem kararýnýn
temyizinden deðil, yalnýz 533. maddeden muayyen sebeplerin tahakkuku halinde
temyizden feragati hükümsüz addettiði" binanaleyh umumi bozma sebeplerinden
dolayý ve hususiyle mukavele ile kararlaþtýrýlacak hususlara (usule, kanuna
baðlýlýk gibi) aykýrýlýk halinde hakem hükümlerinin bizde bozulabileceðinin
kabul edilmesi gerektiði neticesine varmaktadýr".
Görülüyorki Sayýn Hocamýz, Usul Kanunumuz Ýsviçre'den alýnmasýndan çok uzun
olmayan bir zamanda (1939) eserinde 533. maddenin bazý hükümlernin
Ýsviçre'den alýnýrken unutulduðu þeklindeki fikre itibar etmemekte, baþka bir
yorum tarzý ile Sayýn çoðunluðun fikrine baþka yönden katýlmaktadýr.
Oysa, bu konuda geniþ araþtýrmalarý bulunan Prof. Rabi Koral bu fikre karþý
çýkarak; "... Bilakis 535. maddenin 533. maddeye ettiði atfýn, tahkimde
sadece 533. maddede derpiþ edilen sebeplerden ötürü temyize baþvurabileceði
prensibini teyit ve takviye eder mahiyette telakki edecek olursak iki madde
hükmünü telif etmiþ oluruz. Kanun daha ziyade tali mahiyette olan hususlar
için bile bilfarz "Tahkim müddetinin inkizasýndan sonra karar verilmesinden"
ötürü temyizden evvelce feragati kabul etmediði halde, umumi sebeplerden
ötürü ve hususiyle hakemlerin kanuna ve usule veya mukaveleye aykýrý hareket
etmeleri ihtimali karþýsýnda temyizden önceden feragati neden dolayý caiz
telakki edeceði izah olunamaz. Esasen, taraflarýn bir yandan, hakem
mukavelesiyle, hakemlerin tabi olmalarý gereken þartlarý tesbit ettikleri
halde öte yandan bu esas ve þartlara aykýrýlýk halinde temyize baþvurmaktan
vazgeçecekleri yolunda bir kaydý kabul etmeleri batýl sayýlmak lazýmdýr (Ýç
Hukukumuzda tahkim, Rabi Koral, 1947, sh: 52-53).
Nitekim Sayýn Hocamýz Belgesay, bu fikri ortaya attýktan sonra dahi þerhinde
"Hakem kararlarýna karþý, taraflarýn Kanuni sebepler icabý tahakkuk edecek
temyiz sebeplerinden birinin varlýðý halinde hakem hükmünün ancak ve sadece
HUMK. nun 533. maddesinde yazýlý dört sebepden birinin bulunmasý dolayýsýyla
bozulabileceðini" kabul etmiþtir (age., sh. 359).
Nitekim bu tartýþmalardan sonra konu dolaylý olarak Yargýtay Ýçtihatlarý
Birleþtirme Kurulu'nda da gündeme gelmiþtir. Konusu itibariyle bu içtihadý
birleþtirme kurulunda bugün gündemde olan husus tartýþýlmamýþ ve bu içtihadý
birleþtirmenin gerekçe kýsmý baðlayýcý olmamakla birlikte düþüncelere açýklýk
getirdiði ve tatbikatý yönlendirdiði de bir gerçektir. 23.10.1972 gün ve
1972-2/12 sayýlý Ýçtihadý Birleþtirme Kararýnda aynen: "Bir an önce
uyuþmazlýðý sonuçlandýrma ilkesine uygun olarak hakem kararlarýnýn bozulmasý,
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 533. maddesinde yazýlý dört sebebe inhisar
ettirilmiþtir. Þayet kanun koyucu aksi düþüncede olsa idi, o zaman hakem
kararlarý için özel bozma sebepleri tesbit etmez, mahkeme kararlarýnýn
Yargýtay'ca bozulmasý ile ilgili HUMK.nun 428. maddesi hükmüne atýfta
bulunurdu. Bu dahi hakeme intikal eden uyuþmazlýklarýn bir an önce kesin
þekil almasý amacýný ön planda yer verildiðini göstermektedir".
Þimdi, Neuchatel Kanununun HUMK.numuzun 533. maddesine tekabül eden 488.
madde metni yukarýda açýklandýðý gibi bizim Kanunumuzdan farklýdýr. Mehaz
Kanunda "Tarflar mukavelede aksini kararlaþtýrmadýkça... hakem hükümleri
ancak dört sebepden dolayý iptal olunabilir" tarzýndadýr. Olabilirki
kanunkoyucunun Neuchatel metnindeki "taraflar mukavelede aksini
kararlaþtýrmadýkça" ibaresi kasten ihmal etmiþtir. Yargýtay'ýmýzýn esasen
yüklü olan mesaisi birde tahkim dolayýsiyle arttýrýlmaktan çekinilmiþ ve
Yüksek Mahkeme'nin hakem hükümlerini murakabesi kolaylaþtýrýlmak ve
sadeleþtirilmek istenmiþtir. Gerçekten Usul Kanunumuzun 533. maddesinin hükmü
incelenecek olursa, bu madde gereðince, Yargýtay'ýn ifa ettiði fonksiyonla,
HUMK.nun Genel Temyiz sebeplerini gösteren 428. maddesi hükmüne göre sayýlan
temyiz sebepleri dolayýsýyla Yüksek Mahkeme'nin ifa ettiði görev arasýnda
bariz bir farkýn varlýðý göze çarpar. HUMK.nun 428. maddesinin birinci,
dördüncü ve altýncý bentleri gereðince Yargýtay Mahkeme hükmünü Muhakeme
etmekle mükelleftir. Bu görevi dolayýsýyle Yargýtay'ýn bir mahkeme olma farik
vasfý tam olarak belirir. Halbuki HUMK.umuzun 533. madesi dolayýsýyle
Yargýtay'ýn görevi hakem hükmünü muhakeme etmek deðil sadece kontrola
münhasýr kalmaktýr. Nitekim ayný mahiyetteki fonksiyonun ifasý, Fransýz Code
de ProcŽdure Civile'si gereðince sadece mahkeme baþkanýna býrakýlmýþtýr (Ýç
Hukukumuzda Tahkim, 1947-Rabi Koral, 1947, sh. 55 vd.). Bu konuda geniþ
araþtýrmalarý bulunan Prof. Rabi Koral ayný eserinde, hakemin, taraflarca
mukavelede kararlaþtýrýlan hususlara aykýrý surette hareket etmesi
ihtimalinin derpiþ edilmemesi ihtimalinin, kanunun alýnmasý sýrasýnda kanun
koyucunun maksadýnýn baþka türlü olabileceðini kabul etmektedir.
Þimdi, Fransýz kanununa göre tahkimde asýl olan usule ve kanuna riayet
olunduðundan bu esasa muhalefet halinde taraflarýn istinaf ve hatta temyiz
yoluna baþvurmalarý imkaný vardýr fakat ayný kanuna göre hakemler birer
uzlaþtýrýcý olarak hareket etmiþ iseler, bunlarýn verdikleri kararlar
aleyhine istinaf ve binnetice temyiz yoluna baþvuramazlar. Fransa'da
taraflarýn tahkim kararlarýna karþý her daim baþvurabilecekleri hususi
müracaat yolu daha vardýr ki bu mahkemenin hakem hükmünü tenfiz kararý
vermesine karþýlýk itiraz yoludur. Fransýz kanunundaki tenfize itiraz, bizim
kanunumuzun 533. maddesinde yazýlý temyiz sebepleri de aslýnda birer iptal
sebebidir. Ýptal hallerinde bir hukuki muamelenin varlýk veya yokluðu
araþtýrýlýrken, istinaf, temyiz ve Yargýlamanýn iadesi gibi Kanun yollarýnda
daha ziyade kararlarýn isabeti ve bunun kanun karþýsýndaki durumu incelenir.
Nitekim bizdeki 533. maddedeki bozma sebeplerinin umumi bozma sebeplerinden
(HUMK. 428) farklý olarak birer iptal sebebi olduðunu 533. maddenin son
fýkrasýndaki "Hakem hükümlerinin Yargýtay'ca naksý halinde yeniden hakem ve
müddet intihap ve tayin olunur" hükmünden çýkarmak mümkündür. Bundan çýkan
sonuç 533. madde bir iptal sebebi olunca bunun Yasada yazýlý hallere münhasýr
ve tahdidi olduðunu kabulde zaruret vardýr.
Olaya Kanunkoyucunun iradesi açýsýndan baktýðýmýzda þu sonuçlara varýlabilir:
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuz 18.6.1927 tarihinde kabul edilmiþtir. Ýlk
deðiþiklik 28.5.1928 gün ve 1268 sayýlý kanunla yapýlmýþ ve ondan sonra kanun
tam 20 kez deðiþtirilmiþtir. Kanunun çatýsý son kez 8.5.1973 tarihinde 1711
sayýlý, 18.7.1981 tarihinde 2494 ve 5.3.1985 tarihinde 3156 sayýlý Kanunlarla
deðiþtirilmiþtir. Yargýlamanýn hýzlandýrýlmasý ve mehaz kanundaki
deðiþiklikler dikkate alýnarak kanun koyucu adeta Türk tatbikatýndan
esinlenerek kanuna yeni bir hayatiyet kazandýrmýþtýr. Bu deðiþiklikler ile
kanunun birçok önemli maddeleri deðiþtirilirken hakemlik müessesesi ile
ilgili 516 ve 536. maddelerinde hiçbir deðiþiklik yapmamýþtýr. HUMK.nun 533.
maddelerindeki bu tartýþmalardan kanun koyucunun haberinin bulunmadýðý iddia
edilebilinirmi? Kanunkoyucu hadi 1927 yýlýnda bizim 533. maddeye mehaz teþkil
eden 428. maddesindeki "taraflar mukavelede aksini kararlaþtýrmadýkça"
cümlesini unuttu kabul edelim. Bu kadar tartýþýlan bir konuyu niye duymamýþ
ve deðiþikliklerde yasaya ithal etmemiþtir. Sebebi açýktýr. Kanunkoyucu ben
bunu bilerek, isteyerek yapmadým, çünkü Yargýtay'daki iþ hacmi bellidir.
Birde Hakem, hükümlerinin Yasa ve Usul hükümlerine aykýrý olduðunun
incelenmesini Yüksek Mahkemeden istemek onun iþ hacmini bir kat daha
arttýrmaktan ve bekleyen dosyalarýn adedini çoðaltmaktan baþka bir iþe
yaramýyacaðýný sezdiði için bu hükmü kanuna ithal etmemiþtir. Diðer taraftan,
Neuchatel Kanunu alýnýrken Ýsviçre'deki karýþýk düzenden kurtulup Yargýtay'ýn
hakem ile ilgili dosyalarý incelerken yalýn, sade ve iptal sebeplerini içeren
nedenleri inceleyip acele sonuca varmasýný istemiþtir.
Nitekim, halen Meclis Adalet Komisyonunda görüþülen HUMK. ile ilgili tasarý
Adalet Bakanlýðý'nca hazýrlanýrken Üniversite'lerden görüþ istenmiþ,
bildiðimiz kadarýyla hiçbir Üniversite'den 516-536. maddelerin deðiþtirilmesi
konusunda görüþ bildirilmemiþtir.
Bu tasarý görüþ bildirmek üzere Yüce Yargýtay'a da gönderilmiþ ve Yargýtay'ca
kurulan komisyonda incelenmiþ ve sonuç olarak 533. madde yerine tasarýda 382.
madde olarak;
Madde 382-Hakem kararlarýnýn taraflara tebliðinden itibaren, 15 gün içinde
temyiz yoluna Yargýtay'a baþvurabilir.
Hakem kararlarý aþaðýdaki sebeplerle bozulabilir:
1- Tahkim süresi geçtikten sonra hüküm verilmiþ olmasý,
2- Ortada geçerli bir tahkim sözleþmesi veya þartý bulunmadan veya tahkim
konusuna girmeyen anlaþmazlýklar hakkýnda hüküm verilmiþ olmasý,
3- Ýstenmemiþ bir husus hakkýnda hüküm verilmiþ veya iki tarafýn istek
sonuçlarýndan herbiri hakkýnda hüküm verilmemiþ olmasý,
4- Tahkim sözleþmesi veya þartý kanunen geçerli olduðu veya tahkim süresi
geçmediði yahut anlaþmazlýk tahkim konusuna girdiði halde, hakemlerce aksine
hüküm verilmiþ olmasý,
5- Hakem kurulunun usulen teþekkül etmemiþ olmasý,
6- 378. maddeye aykýrý davranýlmýþ olmasý.
Görülüyorki aðýr basan ilmi görüþler dikkate alýnarak yine mehaz Neuchatel
Kanununun 388. maddesini dikkate almamýþ ve 533. maddenin hemen hemen ayný
olan metni benimsemiþtir. Yargýtay'ca hazýrlanan metne iliþkin madde
gerekçelerinde "Madde 364-386 Tahkim ile ilgili bu hükümlerde esas yönden bir
deðiþiklik yoktur. Ancak uygulamada görülen tereddütleri ortadan kaldýrmak
için bazý hükümlere açýklýk getirilmiþtir. Hakemlerin ehliyeti 368. maddede
düzenlenmiþtir" denilmiþtir. Böylece, Rahmetli Belgesay'ýn 1939 tarihinde
ortaya attýðý tartýþma bu tasarý ile de benimsenmemiþ mevcut uygulamanýn
doðru ve Türk tatbikatýna ve gerçeklerine uygunluðu bir daha vurgulanmýþtýr.
Sonuç olarak, kanun koyucu HUMK.nun 533. maddedeki temyiz sebeplerini tahdidi
olarak saymýþtýr. Maddenin lafzýna, kanun koyucunun açýk iradesine göre hakem
kararlarýnýn taraflar sözleþmede uyuzmazlýðýn maddi hukuk kurallarýna göre
çözümleneceðini kararlaþtýrmýþ olmalarýna raðmen hakemlerin þu veya bu
biçimde bu kurallarý uygulamadan veya ihmal ederek hak ve nisfetle hüküm
vermeleri halinin mevcut yasal düzenleme karþýsýnda bir temyiz sebebi teþkil
edemeyeceði görüþünde olduðumdam aksine oluþan sayýn çoðunluðun görüþüne
katýlmýyorum.
Ýhsan DEMÝRKIRAN
11. Hukuk Dairesi Üyesi
|