Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu

	E.	1993/4-87
	K.	1993/98
	T.	12.4.1993

*  SİLAH
*  LEVYE DEMİRİ
*  SANIĞIN NÜFUS KAYDI

ÖZET : Levye demirinin sağlam ve muhkem olması, bereleyici özelliği nedeniyle
 saldırı ve savunmada kullanılması, vurulduğunda silah etkisi yaratması ve
 mağdurdaki yararın niteliği nazara alındığında silah olarak kabulü ile TCK.
 nun 457/1. maddesinin uygulanması gerekir.

Sanığın nüfus kaydı yeniden getirtilerek gerçek kimliği kesin olarak
 belirlenmeli ve iddianamede bir yanlışlık varsa düzeltilmelidir.

(765 s. TCK. m. 457/1)(1412 s. CMUK. m. 150, 163/2)

Etkili eylemde bulunmak suçundan sanık Nazım'ın TCK.nun 456/1, 457/1; 647
 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri uyarınca 1 milyon lira ağır para cezasıyla
 cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine ilişkin, (Şenkaya Asliye Ceza
 Mahkemesi)nce verilen 5.3.1992 gün ve 1990/34-1992/39 sayılı hükmün sanık
 tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi
 19.2.1993 gün ve 1992/8306-1993/770 sayı ile; 
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak:

Yaralamada kullanılan levye demirinin ne suretle silahtan sayıldığı
 açıklanmadan cezanın TCY.nın 457/1. maddesiyle artırılması" isabetsizliğinden
 kararı bozmuştur.

Bu karara karşı 19.3.1993 gün ve 92/34800 sayı ile itiraz yoluna başvuran
 Yargıtay C. Başsavcılığı; "Türk Ceza Kanununda silahın tanımı yapılmamıştır.
 Ancak bir şeyin silah sayılması için saldırı ve savunmada kullanılmak üzere
 özel olarak yapılması gerekmemektedir. Olayda kullanılan aletin saldırı ve
 savunmada kullanmaya elverişli olması, silah sayılması için yeterlidir.

Sanığın olayda kullandığı levye demiri lastiklerinin değiştirilmesinde ve
 onarılmasında kullanılmak üzere yapılmışsa da uçları kıvrılıp
 yassılaştırıldığında, saldırı ve savunmada kullanıldığında bereleyici
 özelliğe sahip olması nedeniyle TCK.nun 457/1. maddesinin uygulanma sebebi
 olan silahlardan sayılması gerekir" görüşü ile Özel Daire onama kararının
 kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün onanmasını istemiştir.

Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu'nca okundu. Gereği
 konuşulup düşünüldü:

İncelenen dosyaya göre;
Sanığın etkili eylem suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda Özel
 Daire ile C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık suçta kullanılan levye
 demirinin silahtan sayılıp sayılmayacağına ilişkindir.

1- Türk Ceza Yasasında silah kavramının tanımı yapılmamıştır. Bir şeyin silah
 sayılması için saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel olarak yapılması
 şart değildir. Yalnız o aletin bir olayda saldırı ve savunmada kullanılması
 ve aynı zamanda kesici, delici veya bereleyici aletlerden olması gerekir.

Maddi olayda sanık, taşıt lastiklerinin değiştirilmesi ve onarımında
 kullanılan demirden yapılmış, ucu kıvrık levye demiri ile mağdura vurmuş ve
 15 gün iş ve gücünden kalacak şekilde kolunun kırılmasına neden olmuştur.
 Suçta kullanılan levye demirinin sağlam ve muhkem olması, bereleyici özelliği
 nedeniyle saldırı ve savunmada kullanılması, vurulduğunda silah etkisi
 yaratması ve mağdurdaki yararın niteliği nazara alındığında silah olarak
 kabulü ile TCK.nun 457/1. maddesinin uygulanması gerekir. Nitekim, Ceza Genel
 Kurulunun duraksamasız uygulamaları da bu yöndedir.

2- Yukarıda açıklandığı üzere suçta kullanılan levye demirinin silah olarak
 kabul edilmesinde bir isabetsizlik yoksa da 19.6.1990 gün ve 1989/90-1990/99
 sayılı iddianameyle "Nafiz oğlu 1958 doğumlu Nazım" hakkında dava açıldığı
 halde "Hüseyin ve Hatun oğlu 1946 doğumlu Nazım" hakkında hüküm kurulmuştur.

Oysa, son soruşturma ve bunun sonucunda verilecek hükmün sadece iddianamede
 beyan olunan suça ve sanık olarak gösterilen şahsa ilişkin olması gerekir
 (CMUK. md. 150).

Kaldı ki, sanık sorgusunda ve temyiz dilekçesinde; "Aziz ve 1958 doğumlu
 olduğunu söylemiş, duruşmada kendisine okunan ve bana ait dediği nüfus
 kaydında ise; gerekçeli kararda gösterildiği gibi "Hüseyin ve Hatun oğlu 1946
 doğumlu" olduğu belirtilmiştir.

CMUK.nun 163/2. maddesi temel olarak sanığın başkalarından ayırt edilebilecek
 şekilde belli edilmesini öngördüğüne göre sanığın nüfus kaydı yeniden
 getirtilerek gerçek kimliği kesin olarak belirlenmeli ve iddianamede bir
 yanlışlık varsa düzeltilmelidir.

Bu itibarla, sanığın gerçek kimliği saptanmadan CMUK.nun 150. maddesine aykırı
 olarak iddianamede beyan olunmayan şahıs hakkında hüküm kurulması usul ve
 yasaya aykırı olduğundan, C. Başsavcılığı itirazının yukarıda açıklanan her
 iki nedenle kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme
 hükmünün sadece açıklanan ikinci nedenle bozulmasına karar verilmelidir.

S o n u ç : C. Başsavcılığı itirazının yukarıda açıklanan her iki nedenle
 KABULÜNE, Özel Daire bozma kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün
 sadece ikinci nedenle (BOZULMASINA), 12.4.1993 günü oybirliğiyle karar
 verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

    Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini