 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1993/4-153
K. 1993/215
T. 4.10.1993
* NEDENSELLİK BAĞI
* ETKİLİ EYLEM
(Eksik kalkışma)
ÖZET : Mağdurda oluşan yara (sonuç) onun kaçarken takılıp düşmesiyle
meydana gelmiştir. Bu itibarla, mağdurdaki yaralanma sonucu ile sanığın
yerden taşı alıp, mağdura doğru yönelmekten ibaret eylemi arasında uygun
nedensellik bağı bulunmamaktadır. Bu itibarla sanık, mağdurun yaralanmasından
dolayı sorumlu tutulamaz.
Ancak, sanık yerden taş alarak mağdura doğru yönelmekle TCK.nun 456/4.
maddesine uyan adiyen etkili eylem suçuna eksik kalkışmadan sorumlu
tutulmalıdır.
(765 s. TCK. m. 456/4, 61)
Etkili eylem suçundan sanık Mehmet'in, T.C. Yasasının 456/2, 458, 51/1, 59.
maddesi uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin,
(Yomra Asliye Ceza Mahkemesi)nce 12.2.1992 gün ve 44/15 sayı ile verilen
kararın, sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Dördüncü
Ceza Dairesi'nce, 26.1.1993 gün ve 7696/292 sayı ile;
(Sair itirazlar yerinde görülmeyerek,
Mağdurun düşerek çenesinin kırılması ile failin eylemi arasında nedensellik
bağı bulunup bulunmadığının araştırılıp, tartışılmadan ve oluşa uygun kabule
göre sanığın eyleminin T.C. Yasasının 456/4, 61. maddesine uyduğu
gözetilmeden hüküm kurulması) isabetsizliğinden bozulmasına karar
verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 31.3.1993 gün ve 20/9 sayı ile; oluşa göre; sanığın eylemi
ile sonuç arasında nedensellik bağı bulunduğu, açıklaması ile önceki kararda
direnmiştir.
Bu kararda sanık ve C. Savcısı tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya,
Yargıtay C. Başsavcılığı'nın "Onama" istekli 24.5.1993 gün ve 4/41296 sayılı
tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca
okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığın eylemi ile
mağdurun cismani varlığı üzerinde etkili eylem sonucu oluşan yaralanma
arasında nedensellik bağının bulunup bulunmadığı hususundadır.
Gerek Özel Dairenin ve gerekse Yerel Mahkemenin kabul ettiği oluşa göre; olay
sırasında köylerine yol açılırken, dozerin söktüğü ağaçların köy camiine
bağışlanıp bağışlanmaması nedeniyle sanık ile mağdurun tartışmaya
başladıkları, bu tartışma sırasında mağdurun yerden aldığı taşı sanığa
fırlattığı, isabet eden taş nedeniyle sendeleyerek yere düşen sanığın yerden
eline taş alıp mağdura doğru yönelmesi üzerine, korkarak arkasına baka baka
kaçmaya başlayan mağdurun, ayağının takılması sonucu yere düşerek yolda
çakılı bir taşa yüzünü vurduğu ve Adli Tıp İkinci İhtisas Kurulu'nun
4.12.1991, 10504 sayılı raporunda açıklandığı gibi 25 gün iş ve güçten
kalacak derecede yaralandığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Suç genel teorisi uyarınca, failin cezalandırılabilmesi için, dış dünyada
meydana getirilen ve hukukça önemli olan değişikliğe, iradi bir hareketle
sebebiyet verilmesi, bir başka anlatımla sonucun nedenini failin
gerçekleştirmiş olması, sorumluluk için hareket ile sonuç arasında
nedensellik (illiyet) bağının kurulabilmesi koşuldur.
Nedensellik bağı kurulamadığı takdirde, fail sonuçtan sorumlu tutulamayacak,
nedensellik bağının kurulabildiği hallerde ise suçun diğer unsurları olan
hukuka aykırılık ve kusurluluğun mevcut olup olmadığı araştırılacaktır.
Nedensellik bağının bulunup bulunmadığını saptayabilmek için, failin
hareketinin oluşan sonucu oluşturabilme olanağına sahip olup olmadığı veya bu
hareketin sonuç bakımından tamamen tesadüf niteliği taşıyıp taşımadığını
belirlemek gerekir.
İnceleme konusu olayda, mağdurun attığı taşla sendeleyip yere düşen sanık
yerden bir taş alarak mağdura doğru yönelmiş, mağdur korkarak kaçmaya
başlamış, bu sırada düşerek yerde çakılı taşa isabet etmek suretiyle
yaralanmıştır. Sanığın hareketi yerden aldığı taşı mağdura doğru yöneltmekten
ibarettir. Mağdura taş fırlatmış veya onu iteleyerek yere düşürmüş ya da bir
başka eylemde bulunmuş değildir. Mağdurda oluşan yara (sonuç) onun kaçarken
takılıp, düşmesiyle meydana gelmiştir. Bu itibarla mağdurdaki yaralanma
sonucu ile sanığın yerden taş alıp, mağdura doğru yönelmekten ibaret eylemi
arasında uygun nedensellik bağı bulunmamaktadır. Bu itibarla sanık, mağdurun
yaralanmasından dolayı sorumlu tutulamaz.
Ancak, sanık yerden taş alarak, mağdura doğru yönelmekle T.C. Yasasının 456/4.
maddesine uyan adiyen etkili eylem suçuna eksik kalkışmadan sorumlu
tutulmalıdır.
Bu nedenlerle Yerel Mahkeme direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, sanık ve C. Savcısının temyiz itirazları
yerinde görüldüğünden direnme kararının isteme aykırı olarak (BOZULMASINA),
4.10.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|