 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onuncu Hukuk Dairesi
E. 1993/3986
K. 1994/2095
T. 10.2.1994
* İŞVERENİN ÜÇÜNCÜ KİŞİYE RÜCU DAVASI
* HAK SAHİPLERİ DAVASI
ÖZET : Sosyal Sigortalar Kurumu; iş kazası sonucu hayatını kaybeden sigortalı
ve hak sahipleri yönünden yapılan giderleri, üçüncü kişi hakkında daha önce
açılmış bir dava ve hükmedilmiş tazminat bulunmasa da, rücuan talep hakkına
sahiptir.
Hak sahipleri davasında; tahsis dışında kalan ve tahsisten fazla bulunan
miktarlara yönelik indirimler, rücu hakkı dışında nedenlere bağlı olduğundan,
Kurum'un hakkını ortadan kaldıramaz.
(506 s. SSK. m. 26/2)
Davacı, işkazasında ölen sigortalı işçinin haksahiplerine yapılan harcamalar
üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin
süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla
dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar
tesbit edildi:
Davacı Kurum'un, ölen sigortalısı nedeniyle haksahiplerine bağlanan gelirlerin
peşin değeri ile, yapılan harcamalar tutarının, kusurlu üçüncü kişiden rücuan
alınmasına ilişkin istemi, mahkemece, halefiyet ilkesine dayanılarak
haksahibi eş yönünden reddolunmuş, diğer haksahibi çocuk yönünden kısmen
hüküm altına alınmıştır.
Gerçekten davanın yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasının 26/2.
maddesine göre, Kurum işkazası veya meslek hastalığı sonucu zararlandırıcı
sigorta olayına uğrayan sigortalı veya haksahipleri yönünden yaptığı
giderleri kusurlu üçüncü kişilerden geri isteme hakkına sahip bulunmaktadır.
Kurum'un bu rücu hakkı, sözü edilen maddenin 1. fıkrasında öngörülen ve
işverenin rücu borcunu düzenleyen koşullardan farklıdır ve birinci fıkradaki
rücu alacağı ile bağlantılı olmaksızın,bağımsız olarak Kurum'a talep hakkı
vermektedir. Bu davada, Kurum, işkazası sonucu hayatını kaybeden sigortalı ve
haksahipleri yönünden yapılan giderleri kusurlu davalı üçüncü kişiden rücuan
istemektedir. Davalı hakkında, haksahipleri tarafından daha önce açılmış bir
dava olmadığı gibi, keza kurumca açılmış bir rücu davası da bulunmamaktadır.
Mahkemenin halefiyet ilkesinden bahisle dayanağı dava haksahiplerince işveren
aleyhine açılmış olup bu davada, haksahiplerinin işverenden isteyebilecekleri
tavan hesabı yapılmış sonuçta, işverenin ödeyeceği tazminat tutarı hüküm
altına alınmıştır. Haksahipleri davasında, tazminat miktarları saptanırken,
Kurum'ca bağlanan gelirler peşin değeri dikkate alınmış, mahkemece bu
değerler dışında kalan tazminata hüküm verilmiştir. Öncelikle bu husus
açıklanmalıdır ki, davalı durumundaki üçüncü kişi hakkında daha önce açılmış
bir dava bulunmadığından ve bu davalı aleyhine de bir tazminat
hükmedilmediğinden, kurumun rücu hakkının kullanmasında yasal engel
bulunmamaktadır. Kaldı ki, tavan uygulaması da yanlış uygulanmış, Kurum'ca
ödenen sürekli işgörmezlik peşin değerleri yönünden bu ödemeler karşılığı
Kurum'ca herhangi bir dava ile rücu alacağı hüküm altına alınmadığından
kurumun rücu alacağını her zaman isteme hakkı vardır. Haksahiplerinin
açtıkları bu davalar, doktrin ve uygulamada açıkça kabul edildiği üzere,
Kurum'ca karşılanmayan veya sigorta tahsisleri ile tazmin edilmeyen
zararların saptanmasına yöneliktirler. Haksahiplerinin davalarında, tahsis
dışında kalan ve tahsisten fazla bulunan miktarlara yönelik indirimler,
Kurum'un rücu hakkı dışında bir takım nedenlere bağlı olduğundan, Kurum'un
hakkı ortadan kaldırılamaz. Mahkemenin, davalı hakkında, herhangi bir dava
olmamasına rağmen, dava ile ilgili olmayan nedenlere bağlı, Kurum'un rücu
alacağını reddetmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli,
hüküm bozulmalıdır.
S o n u ç : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA),
10.2.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|