 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onbeşinci Hukuk Dairesi
E. 1993/3466
K. 1993/3982
T. 12.10.1993
* ESER SÖZLEŞMESİ
* İVAZ-BAĞIŞLAMA
* AKİTLERİN İPTALİ
ÖZET : İİK.nun 278/2. maddesi gereğince; aktin yapıldığı sırada, kendi verdiği
şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği
akitlerin bağışlama gibi sayılacağı ve bu bağışlamanın da icra hukuku
yönünden iptali gerekeceği belirtilmiştir.
Davalı borçlu tapuda gösterilen bedel dışında, ayrıca davalı alıcılara bir
bedel ödediğini ve bu nedenle tasarrufun düşük bedelle yapıldığını iddia ve
ispat etmemiştir. Burada, ayrıca satıcı ile alıcıların iyi niyetli olup
olmadıklarının bir önemi yoktur. Yasa, böyle bir şartı aramamıştır.
Tasarrufun, davacının payı oranında iptaline karar verilmesi gerekir.
(2004 s. İİK. m. 278/2)
Davacı Acar ile davalılar: 1- Halil, 2- Özen, 3- Satiri arasında çıkan
davadan dolayı, (Sarıyer Asliye İkinci Hukuk Hakimliği)nce verilen 26.10.1992
gün ve 1992/82-475 sayılı hükmü onayan Dairemizin 9.3.1993 gün ve
1993/323-1082 sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar
düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi
içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
Davalı borçlunun 3/12 hissesine sahip olduğu İstanbul'un Bebek semtindeki
dairenin tümünün icra takibinden sonra, borçlunun annesinin oturduğu
apartmandaki komşularından olan diğer davalılara 10.1.1992 tarihinde 100
milyon TL. tapuda satılıp temlik edildiği, fakat bu dairenin satış
tarihindeki gerçek değerinin 300.000.000 lira olduğu, bilirkişi raporu, tapu
kaydı ve icra dosyası içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı alacaklı, davalılar
arasındaki bu tasarrufun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri
sürerek iptalini istemiştir. İİK.nun 278/2. maddesi gereğince aktin yapıldığı
sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir
fiyat kabul ettiği akitlerin bağışlama gibi sayılacağı ve bu bağışlamanın da
icra hukuku yönünden iptali gerekeceği belirtilmiştir. Söz konusu tasarruf
haciz tarihinden 22 gün önce gerçekleşmiştir. Tasarrufun iptali için
öngörülen süre içerisinde yapıldığı ve gerçek değerinden 1/3 oranında düşük
bir bedelle satıldığı yönleri tartışmasızdır. Davalı borçlu tapuda gösterilen
bedel dışında, ayrıca davalı alıcılara bir bedel ödediğini ve bu nedenle
tasarrufun düşük bedelle yapılmadığını iddia ve ıspat etmemiştir. Bu durumda,
sözkonusu tasarruf İİK.nun yukarıda açıklanan hükmü gereğince bağışlama gibi
işleme tabidir. Burada ayrıca satıcı ile alıcıların iyi niyetli olup
olmadıklarının herhangi bir önemi yoktur. Çünkü yasa böyle bir şartı
aramamıştır. Kaldı ki davacı alacaklı da bilirkişi raporunda bildirilen
300.000.000 TL. değerin İstanbul'un Bebek semtine göre çok az olarak
saptandığını bildirerek rapora itirazda da bulunmuştur. Öyle ise tasarrufun
davacının pay oranında iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile
davanın reddi yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozulması
gerekirken evvelce yanlışlıkla onandığı bu defi yapılanın inceleme sonucu
anlaşıldığının, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün
bozulması gerekmiştir.
S o n u ç : Davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 9.3.1993
tarih, 1993/323-1082 sayılı onama kararının kaldırılmasına, temyiz olunan
kararın yukarıda açıklanan nedenle davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği
temyiz peşin ve tashihi karar peşin harcının istek halinde tashihi karar
talebinde bulunan davacıya geri verilmesine, 12.10.1993 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
|