 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
Esas Karar
93/3391 93/5517
Özet :Manevi tazminatı gerektiren haller evlatlık işlemi
yapılmadan çocuğun davacıların evladı imiş gibi yazılmasına muafakat eden
kişilerden bu işlemin düzeltilmesini sağladıkları için
Temyiz Eden :Davacılar
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki davacılar,
temyizen tetkikide davalılar tarafından istenilmekle duruşma için tayin
olunan bugün duruşmalı temyiz edenler Behram ve Nejla Ayaz ve vekilleri
Av.Savaş Özdağ geldiler. Diğer temyiz edenler tebligata rağmen gelmediler.
Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması
için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün
kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun
sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre
davacıların temyiz itirazları yersizdir.
2- Davalıların Temyizine gelince;
Davacılar dava dilekçelerinde davalılardan Rasimve Ayten'in çocuğu ve
diğer davalı Hülyayı doğduğu gün evlatlık olarak aldıklarını ancak yaşlarının
müsait olmaması sebebi ile çocuğu doğumdan ve kendi çocukları imiş gibi
nüfusa tescil ettirdiklerini, bilahere davalıların Trabzon l.ci Asliye Hukuk
Mahkemesinin l984/453 Esas sayılı dosyasında Hülyanın doğum ve davacılar
hanesindeki kaydını iptal ettirip kendi nüfuslarına tescil ettirdiklerini
bildirerek manevi tazminat istemişlerdir.
Borçlar Kanununun 49 cu maddesinin uygulanabilmesi için şahsiyet
haklarına saldırı bulunması gerekir. Kişisel haklar (şahsiyet hakları)
kişinin kendi hür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü sağlar. Hayat, beden ve
ruh tamlığı, vicdan, düşünce ve ekonomik çalışma ve her çeşit özgürlüğü,
şeref haysiyet ve itibar mesken masuniyeti ölmüş yakınlarının anısı, ün, ad,
sır ve resim hep kişisel varlıklardır. Bunlar sınırlı olmayıp zaman ve mekana
göre değişir.
Şeref ve Haysiyet dahil olduğu toplumun gerekli saydığı ahlaki
niteliklere sahip olduğu yada böyle kabul edildiği için kişiye verilen
değeri ifade eder. Kişinin onuru (şeref) ve saygınlığı onun toplum içinde tüm
manevi değerlerinden oluşur. Bunlar kişinin ahlaki değerleridir. Herkesin
içinde yaşadığı toplumda ve ilişkiler kurduğu çevrelerde kişisel bir onuru
(şeref) ve saygınlığı mevcuttur. Kişiyi düşmanca bir ortam hazırlamak
amacıyla vaki davranışlar manevi değerleri nasıl zedelerse, bir olayın
aktarılması ya da bir olay veya kişinin eleştirilmesi de çok kez şeref ve
saygınlığa, onura müdahale niteliğinde olabilir.
Gerek Türk Medeni Kanununun 24, gerek Borçlar Kanununun 49
maddelerinin uygulanabilmesi için tecavüzün (saldırının) hukuka aykırı olması
gerekir. Hukuka uygun bir eylem, bu maddelerin uygulanmasına imkan vermez.
Türk Medeni Kanununun 24.maddesi şahsiyet hakkı ihlal edilenin
rızasına veya üstün nitelikte bir özel yada kamu yararına veya kanunun
verdiği bir yetkiye dayanmayan her türlü tecavüzün, hukuka aykırı olduğunu
belirtmektedir.
Rızanın, hukuka aykırılığı kaldırabilmesinin tecavüze uğrayanın
"üzerinde tasarruf edebileceği şahsiyet hakları" ile sınırlı olacağını gözden
uzak tutmamak gerekir.
Davalıların çocuklarının, davacılardan doğmuş gibi nüfusa tescili
işlemi Hukuka aykırı bir işlem olup, bu aykırılık mahkeme kararı ile
düzeltilmiş bulunmasına göre bu yanlış işlemin düzeltilmesi davacıların
şahsiyet haklarına tecavüz teşkil etmez. Bu yön gözetilmeden davacılar lehine
manevi tazminat taktiri usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : 1- Davalıların temyiz taleplerinin kabulüne ve hükmün yukarda
(2) ci bentte açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA,
2- Davacıların temyiz itirazlarıın yukarıda (1) ci bentte açıklanan
gerekçe ile REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine
oybirliğiyle karar verildi. 25.5.1993
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu F.Kıbrıscıklı Özcan Aksoy
|