 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
SAYI
Esas Karar
93/2999 93/4611
Özet:İştirak nafakasının artırılması davasında yetki genel hükümler
çerçevesinde temyiz olunur.
Temyiz eden:Davalı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki
istenilmekle, duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden Osman Seçen ile
karşı taraf vekili Av.Süheyla Kolukırık geldiler.Gelenlerin konuşması
dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya
bırakıldı. Dosyadaki bütün ağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin olup genel hükümlere
tabiidir. Davalı süresinde yetki ilk itirazında bulunmuştur.
Buna före delillerin değerlendirilmesi gerekirken boşanma davasının daha önce
Ankara da görüldüğü gerekçesi ile yetki itirazının reddi usul ve yasaya
aykırıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma
nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığı na, temyiz
peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi.4.5.l993
Başkan Üye Üye Üye Üye
T.Alp N.Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu F.Kıbrıscıklı Ö.Aksoy
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Medeni Kanunun l48.maddesi velayet, kişisel ilişki ve iştirak
nafakasının düzenlenmesini hakimin kendiliğinden alacağı önlem (tedbir)
olarak düzenlemiş, aynı yasanın l49.maddesiyle de koşulların değişmesiyle
önlemleri yeni durumlara göre düzenlemek üzere değiştirme ve kaltınma yetkisi
tanımıştır.
Yasada aile birliğinin korunmasına yöneli bu önlemlerin hangi hakim
tarafından alınacağına ilişkin açıklık yoktur. Ancak önlem alınmasını
düzenleyen hüküme boşanma bağlığını taşıyan dördüncü bentte yer verilmiştir.
O halde öncelikle yetkili mahkeme veya hakim boşanma davasında yetkili olup
hakimdir. Ancak boşanma davası sonuçlandıktan sonra yetkinin nerede olacağı
kuşku yaratmaktadır. Burada yasa bilerek boşluk bırakmıştır. Zira tedbir
niteliğindeki önlemlerin ne şekilde ve hangi mahkemeden istenebileceği Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanunun 101-4104 ve sonraki maddeleri ve 500.madde yerine
geçerli olan 7.6.l935 gün ve 92/16 sayılı inançları Birleştirme Kararı
düzenlenmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun l0l-4.maddesi,ayrılık ve boşanma
davası sonucu Medeni Kanunca gereken ve boşanmanın eki (fer'i) niteliğinde
bulunan önlemleri ihtiyati tedbir olarak nitelendirmiştir.
Aynı yasanın l04.maddesi ise bu gibi isteklerin en az giderle ve en çabuk
yerine getirilmesini sağlayacak mahkemeden istenebileceğini ön görmektedir.
Yukarıda sözü edilen 92/16 sayılı İnançları birleştirme Kararında da aile
birliğinin korunması için gereken önlemlerin alınmasında yetkinin söz konusu
olmıyacağı kuralı benimsenmiş ve hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun
l04.maddesini güçlendirecek şekilde ona paralel yorum getirmiştir. Evlilik
birliğinin korunması ile ilğili Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun
500.maddesini yürürlükten kaldıran l5.5.l985 gün ve 3222 sayılı yasanın
gerekçesinde"Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 500.maddesi yürürlükten
kaldırılmak suretiyle daha önce aynı yasa ile yapılan değişiklik ile icra
iflas yasasındaki bu değişikliklere paralellik sağlanmış,çocuk teslimi de
dahil olmak üzere konu ile ilğili tedbirlerin Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun 10l.maddesi uyarınca herhangi bir hukuk mahkemesinden
istenebilmesine imkan tanınmıştır"açıklamasına yer vererek yetkinin Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanununun 101. ve sonraki maddelerine göre düzenlenmesi
gereğini vurğulamıştır.
Bu sayılanların dışında yasa hakime doğrudan önlem alma görevi
verdiğine göre (M.K.Md.148 ve 149) boşanma ve ayrılıktan sonra da
çocukların velayeti, yetiştirilmesi, ebevenleriyle olan kişisel ilişkisinin
düzenlenmesinde kamu yararı görmüştür. Kamu yararının bulunduğu yerde olaya
ve çocuğa en yakın olan hakimin müdahalesinin kabulünde zorunluluk vardır.
Sonuç olarak:bu konuda önlem alacak hakim olaya veya çocuga en yakın
olan hakim olmalıdır. Bu babanın annenin veya çocuğun bulun duğu yer hakimi
olabileceği gibi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 101/4 ve sonraki
düzenlemelerinde belirtilen bir başka yer hakimi de olabilir. Yetki
itirazının red edilmiş olmasında yasal kurallara aykırılık yoktur. Yerel
Mahkeme kararının yetkiye yöneli olarak bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun
düşüncesine katılmıyorum.
Üye
Nedim Turhan
|