 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
19. HUKUK DAİRESİ
B A Ş K A N L I Ğ I
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas :93/2976
Karar :94/3351
Mahkemesi : Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi : 2.10.1992
No : 739-603
Davacı : T.C.Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü vek. Av. Murat
Çak vs.
Davalı : T.Öğretmenler Bankası A.Ş. vek.Av.Cüneyt
Şenol
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda
ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen
hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya
incelendi, gereği konuşuldu:
- K A R A R -
Davacı banka vekili, dava dışı takip borçlusuna herhangi bir borçları
olmadığı halde, hakkında yanılgıya dayalı 2. haciz ihbarnamesi gönderilmiş
sayılmasına yönelik icra müdürlüğü kararı icra tetkik merciince iptal
edilmesi nedeniyle, davacı bankanın takip borçlusuna borçlu olmadığının
saptanmasına ve 2. haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesini
istemiştir.
Davalı takip alacaklısı vekili davanın 7 günlük hak düşürücü sürede
açılmadığını, takip borçlusunca davacı banka aleyhine açılan alacak davası
sonucunun beklenmesini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava dışı takip borçlusunun davacı üçüncü kişi bankadan
alacağı olmadığının kesinleşen mahkeme kararıyla anlaşıldığı gibi, başka
nedenle bir alacağın bulunduğu da kanıtlanamadığından, davacı bankanın dava
dışı takip borçlusu kişiye borçlu olmadığının saptanmasına karar verilmiştir.
Karar davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Somut olayda dava dışı borçlu kimsenin, davalı bankaya olan borcu
nedeniyle davalı bankaca hakkında icra takibi yapılıp kesinleşmiştir. Takip
borçlusunun davacı banka nezdinde alacağı olduğu öğrenilmekle, davacıya
İ.İ.K.nun 89/1. maddesi uyarınca birinci haciz ihbarnamesi 12.9.1990 gününde
tebliğ edilmiştir. Süresinde yapılmış bir itiraz yoktur. 25.9.1990 gününde
bir alacağa rastlanmadığı bildirilmiştir. Aynı yasanın 89/2. maddesi uyarınca
ikinci haciz ihbarnemesi 17.10.1990 gününde davacıya tebliğ olunmuştur. Daha
sonra icra müdürlüğünce ikinci haciz ihbarnamesinin gönderilmemiş sayılmasına
karar verilmişse de, davalı alacaklı bankanın başvurusu üzerine İcra Tetkik
Merciince ikinci haciz ihbarnemesinin yanılgıya dayalı olarak çıkarıldığının
bankaya bildirilmesi kararını iptal ettiği, Yargıtayca onaylanarak
kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı bankanın ikinci haciz ihbarnamesinin
tebliğinden başlıyarak 7 gün içinde açılmış bir davası olmadığı, ikinci haciz
ihbarnamesinin geçerli olduğunu vurgulayan İcra Tetkik Merciinin kararının
tebliginden sonra bu davayı açtığı, ikinci haciz ihbarnemesinin iptaliyle
birlikte takip borçlusunun banka nezdinde alacağı bulunmadığının saptanmasını
istemiştir.
Burada çözümlenmesi gereken ilk sorun üçüncü kişi davacı bankanın
olumsuz saptama davasını ne zaman açabileceği, ikinci sorun ise bankanın,
takip borçlusuna aslında borçlu olmadığının saptanmasını isteyip
istemeyeceğine yöneliktir.
Birinci haciz ihbarnamesine 7 gün içinde itiraz etmemiş ya da sürenin
dolmasından sonra itiraz etmiş olması nedeniyle yasal kural gereği borç
zimmetinde sayılmış olan banka, borçlunun bankada gerçekte herhangi bir
alacağı bulunmasa bile, bu borcu ödemekten kurtulmak için ikinci haciz
ihbarnamesinin tebliğinden başlıyarak 7 gün içinde mahkemede olumsuz saptama
davası açması gerekir. Banka, kendisine ikinci kez gönderilen haciz
ihbarnamesinin yasaya aykırılık nedeniyle iptali için İcra Tetkik Merciine
şikayet yoluyla (İ.İ.K.nun 16 maddesi) başvuruda bulunabilir. Takip
borçlusuyla takip alacaklısı arasındaki ilişkide üçüncü kişi durumunda olan
davacı bankanın İ.İ.K.nun 89. maddesi hükmü gereğince, çıkarılan ilk haciz
ihbarnemesine itiraz etmemekle takip borçlusuna karşı borç zimmetinde
sayılmaktadır. Bir başka anlatımla, birinci haciz ihbarnemesiyle istenen
alacak miktarını kabul ve ikrar etmiş olmaktadır. Bunun gerçekleşebilmesi
için ikinci haciz ihbarnemesinin çıkarılması ve buna karşı da 7 gün içinde
borçlu olmadığının saptanması davası açılmamış ya da açılan davanın
reddedilmiş bulunması gerekir. Bankanın takip alacaklısına karşı açılması
gerekli borçlu olmadığının saptanması davasını, ikinci haciz ihbarnemesinin
kendisine tebliğinden başlıyarak 7 gün içinde açmak zorundadır (İ.İ.K.nun
89/III maddeleri). Bu süre hak düşürücü süre niteliğindedir. Mahkeme davanın
bu süre içinde açılıp, açılmadığını doğrudan doğruya araştırmakla yükümlüdür.
Haciz ihbarnamesinin iptali yönünde İcra Tetkik Merciine başvurulması
durumunda hak düşürücü sürenin sonuçlarından kurtulmak için aynı zamanda 7
günlük sürede olumsuz saptama davasını da açmak gerekecektir. Şikayet üzerine
İcra Tetkik Merciince iptal istemini reddederse, açılan olumsuz saptama
davasına devam olanağı sağlanmış olacaktır. Kaldı ki, ikinci haciz
ihbarnamesi yöntemine uygun olmasa bile banka bu usulsuz tebliği öğrendiği
günden başlıyarak 7 gün içinde olumsuz saptama davası açmak zorundadır.
Somut olaya özgü davacı bankaya ikinci haciz ihbarnamesinin
tebliğinden sonra, icra müdürlüğünün ihbarnamenin davacıya gönderilmemiş
sayılmasına ilişkin kararı davalı alacaklı yanca İcra Tetkik Merciinde iptal
ettirilmiş olması karşısında davacı banka yararına hak düşürücü süre
kurallarından uzaklaştırmayı gerektirmez. Bu nedenle, İ.İ.K.nun 89/III.
maddesi hükmünce süresinde açılmayan olumsuz saptama davasının reddi zorunlu
bulunmaktadır. Öbür yandan davacı bankanın süresinde borçlu olmadığına
ilişkin olumsuz saptama davası açmadığı için borç zimmetinde sayılmış olmakla
artık takip alacaklısı aleyhine, takip borçlusuna kendisinin borçlu
bulunmadığından sözle, dava açma hakkı da kalmamıştır. Davacı bankanın takip
borçlusuna karşı gerçekte borçlu değilse, davanın süresinde açılmaması
nedeniyle artık kesinleşen borcu icra veznesine ödemek yükümlülüğü altına
girmiştir. Böylece aslında borçlu olmadığı bu parayı ödemek zorunda kalan
bankanın, ödemeden sonra genel hükümlere göre takip borçlusuna karşı haksız
zenginleşme (B.K.nun 61. ve İ.İ.K.nun 89 V.C.Z) davası açması gerekecektir.
Kesinleşen ve zimmetinde sayılan borcun ödenmemesi ya da geri alma (istirdat)
konusunda alacaklıya karşı bir dava açması hak ve yetkisi bulunmadığı yahut
da geri alma davası olarak davanın sürdürülme olanağı kalmadığı gerek
bilimsel ve gerekse yargısal inançlarla kararlılık kazanmıştır.
Bu nedenlerle mahkemenin davacı bankanın davalı bankaya karşı açtığı
olumsuz saptama davasını reddi gerekirken, yazılı nedenle kabulü yasaya
aykırı görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle mahkeme kararının BOZULMASINA,
peşin harcın istek halinde iadesine, 7.4.1994 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Cengiz Kostakoğlu N.Sucu K.Acar C.Koçak K.O.Şengün
|