 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onbirinci Hukuk Dairesi
E. 1993/2913
K. 1993/4118
T. 11.6.1993
* ESERLERİN TÜRKÇE'DEN BAŞKA DİLDE
YAYINLANMASI
* ESERİN TERCÜMESİ
* YAZARIN MALİ HAKLARI
ÖZET : İlk kez Türkçe'den başka bir dilde yayınlanmış olan bir ilim ve
edebiyat eseri, yazarın izni alınmaksızın Türkçe'ye tercümesi yapılamaz.
Eğer; on yıl geçmiş ise, yazarın izni alınmaksızın ve fakat yazarın mali
hakları tanınmak suretiyle tercümesi yapılabilir.
(5846 s. FSEK. m. 25, 28, 46, 47)
Ariane ile C...... Yayınlar Ltd. Şti. arasındaki davadan dolayı, mahkemesince
verilen 12.7.1991 gün ve 90/602-663 sayılı hükmü bozan Dairenin 19.2.1993 gün
ve 6362-1077 sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar
düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi
içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, Fransa'da mukim olan müvekkiline ait (Mefisto) ismindeki
tiyatro eserinin dava dışı (Ö.İ.) tarafından Türkçe tercümesinin yapıldığını,
davalı yayıncının da müvekkilinin iznini almadan bu eseri yayınladığını ileri
sürerek (2.000.000) liranın FSEK. Yasası uyarınca davalıdan tahsiline karar
verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair tesis edilen karar Dairemizce davalı yararına
bozulması üzerine, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın odaklaştığı husus, Fransa'da yerleşik davacı
tarafından tiyatro eseri haline getirilen (Mefisto) isimli eserin 10 yıl
içerisinde Türkçe'ye çevrilmemiş bulunduğundan FSEK.nun 28. maddesi hükmü
uyarınca Türkçe'ye tercümesi serbest hak gelmesiyle, davalı yayıncının bu
eseri Türkiye'de Türkçe olarak yayınlamasından dolayı davacı eser sahibinin
davalıdan bir mali hak isteyip, isteyemeyeceği konusunda toplanmaktadır.
Edebi ve artistik eserlerin himayesi için düzenlenen Uluslararası Bern
Sözleşmesi'nin 1896'da Paris'te düzeltilmiş şekli olan 5. maddesi esas
alınarak düzenlenmiş bulunan FSEK.nun 28. maddesi hükmü uyarınca, "İlk defa
Türkçe'den başka bir dille yayımlanmış olan bir ilim ve edebiyat eseri
yayımlandığı tarihten itibaren 10 yıl içinde eser sahibi veya onun müsaadesi
ile başka bir kimse tarafından Türkçe tercümesi yapılarak yayınlanmamış ise,
10 yılın geçmesiyle bu eserin Türkçe'ye tercümesi serbesttir. İşte bu hükmün
asıl amacının yorumlanması davaya çözüm getirecektir.
Türkiye'nin de 28.8.1951 tarihinde çıkarılan 5777 sayılı Kanunla benimsediği
ve katıldığı Bern Sözleşmezi esas alınarak FSEK. düzenlendiğine göre, anılan
maddenin yorumunda bu düzenlemenin de esas alınması gerekir. Anılan
sözleşmenin 5. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Birlik memleketlerinden birinin
tebaası olan muharrirler veya halefleri, orjinal eserlerinin Birlik
memleketlerinden birinde intişarından itibaren 10 sene içinde diğer
memleketlerde, bunlar tercüme etmek veya ettirmek hususunda inhisari bir
hakka sahiptirler" işte bu hükmün karşıt anlamı bugünkü FSEK.nun 28. maddesi
alarak kaleme alınmış bulunmaktadır. O halde, FSEK.nun 28. maddesindeki
tercümenin serbest olduğuna ilişkin hükmü, bu maddeye esas alınan sözleşme
hükmündeki yazarın tercüme bakımından üzerindeki inhisar hakkın sona
erdiğinin keşfedilmiş olduğunun kabulü gerekir.
Oysa, eser sahibinin, eseri üzerindeki tercüme yani işleme hakkı, o eser
üzerindeki haklardan yalnızca birini teşkil eder. Bilindiği üzere, eser
sahibinin eser üzerindeki hakları FSEK.nun 13 ile 25. maddeleri arasında
manevi ve maddi olarak tek tek sayılmış olup, tercüme (işleme) hakkı
bunlardan sadece birini teşkil eder. Anılan hükümde açık bir şekilde bu
haklardan sadece işleme (tercüme) hakkı serbest bırakıldığına göre,
serbestliğin sadece bir işleme şekli olan tercümeye inhisar ettiğinin kabulü
gerekir. Bu yorum tarzı, anılan Yasa'nın yorum kuralı getiren 55. maddesine
uygun olduğu gibi, asıl eser sahibinin temel hakları ile ilgili aynı Yasanın
6, 8/son fıkra, 20. maddeleri de bu yorum tarzını gerektirmektedir. Esasen bu
hükümler Bern Sözleşmesi hükümleri esas alınarak düzenlendiğine göre, aynı
Sözleşmenin 5. maddesi esas alınarak düzenlenmiş bulunan 28. maddesinin
yorumlanmasında da dikkate alınması zorunludur.
Bu açıklamalara göre, davacı asıl eser sahibinin izinsiz olarak yasa gereği
tercüme edilen (işlenen) eseri üzerinde devam eden ve mali haklarından olan
yayım hakkı için, eserinin tercümesini yayımlayan davalıdan bilirkişi
raporunda da değinildiği üzere münasip bir ivaz isteme hakkı bulunduğunun
kabulü isabetli bulunmaktadır. Kaldı ki asıl eser sahibinin o eser üzerindeki
yaratıcı emeği bulunduğu dikkate alındığında, hakkaniyet ilkesi ve menfaatler
durumu da bu kabul şeklini gerektirmektedir.
O halde, bu düşüncelere uygun olan mahkeme kararının onanması gerekirken,
bozulmuş olması üzerinde görülmediğinden, davacı vekilinin karar düzeltme
isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme
isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına ilişkin Dairemizin
19.2.1993 gün ve 1991/6362 esas ve 1993/1077 sayılı karar kaldırılarak,
hükmün (ONANMASINA), ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar
düzeltme isteyene iadesine, ilk temyizden dolayı 19.000 lira temyiz ilam
harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 11.6.1993
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
* FSEK.nun 26/1. maddesi hükmünce, (Eser sahibine tanınan mali haklar zamanla
mukayyettir. 46 ve 47. maddelerdeki haller dışında koruma süresinin
bitiminden sonra herkes, sahibine tanınan mali haklardan faydalanabilir.
Türkçe'ye tercüme hususundaki koruma süresi aynı Yasanın 28. maddesinde
belirlenmiştir. Bu maddeye göre, (ilk defa Türkçe'den başka bir dilde
yayınlanmış olan bir ilim ve edebiyat eseri; yayınlandığı tarihten itibaren
10 yıl içinde eser sahibi veya onun müsaadesi ile başka bir kimse tarafından
Türkçe tercümesi yapılarak yayınlanmamış ise 10 yılın geçmesi ile bu eserin
Türkçe'ye tercümesi serbesttir).
FSEK.nun 1950 yılında yayınlanan (Gerekçe)sinde aynen: (Tasarının madeleri
Bern Sözleşmesi'nin akit devletlere hareket serbestisi bıraktığı bütün
hallerde, bu imkandan memleketimizin özel ihtiyaçlarına uygun bir şekilde
faydalanılmıştır (Mesela: Tasarının 8, 10, 19, 28, 29, 31-47, 48-65, 70-89.
maddeleri). Bu bakımdan yabancı ülkelerde yayınlanmış olan ilim ve edebiyat
eserlerinin Türkçe'ye tercüme edilmesi meselesinin halli bilhassa dikkate
şayandır. Her ne kadar Bern Sözleşmesi'ne iştirak eden bütün devletler
tercüme hakkını da kayıtsız şartsız olarak tanımak mecburiyetinde iseler de
sözleşmenin 25. maddesinin 3. fıkrasına göre, iltihak eden memleket,
sözleşmenin bugünkü metninin 8. maddesi yerine tercümeleri ilgilendirdiği
nisbette, 1986'da Paris'te yeniden gözden geçirilmiş olan 1986 yılı Birlik
Sözleşmesi'nin 5. maddesinin hükümlerini ikame etmek istediğini İltihak
Beyannamesinde bildirebilir. Bu yabancı eser sahiplerine mahfuz tutulan
tercüme hakkı, asıl eserin menşe memleketinde yayınlanmasından itibaren 10
yıllık bir süre içinde eser sahibi tarafından kullanılmamışsa hükümden düşer.
Demek oluyorki, memleketimiz 1951 tarihinde Bern Sözleşmesi'ne mezkur kayıt
dairesinde katılacak olursa, 1941 yılına kadar menşe memleketinde neşredilmiş
olup da tercüme hakkını doğrudan doğruya eser sahiplerince kullanılmadığı
bütün yabancı eserler, izinsiz ve karşılıksız olarak Türkçe'ye
çevrilebilecektir. İşte bu esas, tasarının 28 ve 89. maddelerinde ifadesini
bulmuştur) denilmiştir.
Yine gerekçenin V. maddesinin 6. bendinde aynen: (...koruma süresi eser
sahibinin ölümünden itibaren elli yıl ile tahdit edilmiştir. Memleketimizde
yayınlanmış ve Türkçe'den başka bir dilde yazılmış olan ilim ve edebiyat
eserlerinin resmi dil olan Türkçe'ye çevrilmesini hızlandırmak maksadı ile
28. madde hükmü teklif edilmiştir) ifadeleri yer almıştır.
Yasa tasarısına ilişkin (Adalet Komisyonu Raporu) da, gerekçedeki ifadeleri
aynen benimsenmiştir.
Gerek FSEK.nun 28. maddesi metninden, gerekse yasanın gerekçesinden
anlaşıldığı üzere kanun koyucu, Türkçe'den başka bir dilde yazılmış olan ilim
ve edebiyat eserlerinin Türkçe'ye çevrilmesini hızlandırmak amacı ile,
yabancı dilde yazılan eserin, yayınlandığı tarihten itibaren 10 yıl içinde
eser sahibi tarafından Türkçe tercümesi yapılarak yayınlanmamış ise, 10 yılın
geçmesi ile bu eserin Türkçe'ye tercümesini serbest bırakmakla, yabancı
eserin tercüme ve yayınlanmasını, eser sahibinin mali himaye hakkı dışında
bırakmayı amaçlamıştır. Her ne kadar 28. maddede (Türkçeye tercümesi
serbesttir) ifadesi ile yetinilmişse de, bir önceki cümlede (Türkçe tercümesi
yapılarak yayınlanmamış ise) ibaresi kullanılmış olmakla, tercüme ve
yayınlanma işlemlerinin birlikte nazara alındığı anlaşılmaktadır. Esasen
yabancı eserin sadece Türkçe'ye tercüme edilmesi bir fayda sağlamaz. Kanun
koycunun amacı, yabancı eserlerin Türkçe'ye tercüme edilmesini ve
yayınlanmasını hızlandırmak suretiyle Türkiye'nin istifadesine sunmaktır.
Türkçe'ye tercüme edilecek eserlerde eser sahibinin mali haklarının saklı
kalacağı şeklindeki düşünce ve yorum yasanın ruh ve amacına aykırılık teşkil
eder.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltilmesi isteminin reddi
gerekeceği düşüncesinde olarak, sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyoruz.
Nejat ÖZKAN Coşkun ÖZAYDIN
Başkan Üye
|