 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onbeşinci Hukuk Dairesi
E. 1993/283
K. 1993/1515
T. 1.4.1993
* SÖZLEŞMENİN FESHİ
* İMKANSIZLIK
* İŞ SAHİBİNİN MES'ULİYETİ
ÖZET : Fesih tarihinde, mutlak olmadığı anlaşılan geçici imkansızlığın
giderilmesiyle sonucun alınmasına, normal koşullarla çok kısa bir süre kalmış
ise; iş sahibinin sözleşmeden dönmede iyiniyetli davrandığı kabul edilemez.
İmkansızlığın giderilemeyeceği ya da bunun daha ne kadar zaman alacağı belli
değilse iş sahibinden sözleşmeye bağlı kalması beklenmelidir.
(818 s. BK. m. 20, 98, 325, 117)
Taraflar arasındaki davanın, (Karabük Asliye İkinci Hukuk Hakimliği)nce
görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 31.12.1991
tarih ve 403 - 296 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki
davalı-karşı davacı vekili itarafından istenmiş olmakla; eksiklik nedeniyle
iade edilen dosya tekrar gelmekle incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1) Dosyadaki yazılara, toplanan belge ve sair delillere, taraf beyanlarına,
takdirde isabetsizlik bulunmamasına, özellikle kooperatifin davacının
icabının kabulüne dair yazılarında açıkça ayrıca sözleşme yapılmasının
öngörülmüş olmasına (BK. md. 16) göre davalı ve karşı davacı vekilinin
aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde
görülmemiştir.
2) Kooperatife ait 41 blokda 328 dairenin subasmanına kadar olan kısmı Karabük
Belediye Başkanlığı'nca verilmiş 9.9.1985 gün, 88/32 no'lu ruhsata dayalı
olarak aynı yüklenici tarafından yapılıp teslim edilmiş, kalan kısmın anahtar
teslimi yapımı için kooperatifin "icaba davet"ine karşı keşif bedeline oranla
7 indirimli yüklenici icabı kooperatifçe uygun bulunmuş, sözleşme yapılması
için "kabul" yazıları 7.10.1986 tarihinde yükleniciye ulaştırılmıştır. Ne var
ki bu aşamada ve sözleşme henüz yapılmadan Karabük Belediye Başkanlığı'nın
30.10.1986 gün, 1409-27121 sayılı yazılarıyla arsanın Hazine mülkiyetinde
olduğu, intifa hakkının da İmar ve İskan Bakanlığı'na ait bulunduğunun
anlaşılmasıyla inşaat durdurulup mühürlenmiş, yanlar arasında sözleşme daha
sonra Karabük Birinci Noterliği'nde 1.12.1986 tarihinde onaylama şeklinde
yapılmıştır. İşin durdurulmasından ötürü yüklenicinin 9.12.1986 günlü
yazısıyla istediği süre "inşaatın durdurulmasına ilişkin durumun ortadan
kaldırılmasına kadar süre uzatımı verilmesini" öngören 9.12.1986 günlü
yazıyla kooperatifçe kabul edilmiştir.
Kooperatifin değişen Yönetim Kurulunca işin süresinde yapılamıyacağı
anlaşıldığından, eski yönetim kuruluyla yüklenici arasındaki işlemlerin
güvenli olmadığı gibi gerekçe ile 22.8.1987'de sözleşmenin feshedildiği
2.9.1987 günlü yazıyla yükleniciye bildirilmiş, aynı iş 30.12.1987 gününde
K..... Limited Şirketi'ne ihale edilmiştir. Bu hususlar yanlar arasında
çekişme konusu değildir.
Davalı ve karşı davacı yüklenici sözleşmenin haksız feshinden ötürü teminat
mektubu giderleri, şantiye masrafları, atıl kalan malzeme ve teçhizat
nedeniyle kayıpları ve fazlasını saklı tutarak 47 milyon TL. kar
mahrumiyetinin tahsilini dava etmiştir. Davacı-karşı davalı kooperatif vekili
cevabında feshin haklı nedenlerle yapıldığından bahisle davanın reddini
istemiş, mahkemece bilirkişi raporuna dayanılarak sözleşme tarihinden önce
inşaat Belediyece durdurulmuş olup, bu haliyle objektif hukuki imkansızlık
varken yapılan sözleşme BK.nun 20. maddesince batıl olduğundan davanın
reddine karar verilmiştir.
Hukuki imkansızlığın takdir ve tayini özel ve teknik bilgiyi gerektirmez.
Hakimlik mesleğinin gerektirdiği bilgiyle çözümlenecek bu hususta bilirkişiye
başvurulamıyacağı gibi, mevcut bilirkişi mütalaası da hakimi bağlamaz. İnşaat
arsanın imar planına göre inşaata müsait olmadığı ya da yapılan inşaatın
imara aykırı olduğu nedeniyle durdurulmuş değildir. Bu nedenledir ki, inşaata
daha önce ruhsat verilmiştir. İnşaatın durdurulma nedeni arsada mülkiyetin
Maliye Hazinesine, intifa hakkının da İmar ve İskan Bakanlığı'na ait
olmasıdır. Eser sözleşmesinden olan inşaat sözleşmesinde arsanın iş sahibinin
mülkiyetinde olması zorunluluğu yoktur. Kooperataif, idari işlemleri ikmal
etmeden ruhsat almış, aynı yüklenici bu ruhsata dayanarak subasmanı
seviyesine değin işi yapmıştır. Bu kez ortaya çıkan geçici imkansızlık için
icabında beklemeyi, süre uzatımını kabullenerek sözleşmeyi imzalamıştır.
Sonuçta da geçici olan imkansızlık iş sahibi kooperatifçe giderilmiştir. O
halde mutlak imkansızlıktan sözedilmesi mümkün değildir. Bu nedenle
sözleşmenin BK.nun 20. maddesince geçersiz olduğunun kabulü doğru olmamıştır.
Ancak, geçici de olsa imkansızlığın ortadan kalkmasına değin belli bir
süreden -tahammül süresi- sonra yanlardan o sözleşmeyle bağlı kalmaları da
beklenemez. Somut olayda sözleşmeyi fesheden iş sahibinin davranışı
önemlidir. Kooperatif yetkililerinin imkansızlığın ortaya çıkmasından
itibaren giderilmesi için çabası, 22.8.1987 olan fesih tarihinde bu çaba
sonucu işlemlerin hangi aşamada olduğunun araştırılması, şayet arsada
mülkiyet ve tahsis engellerinin giderileceği o tarihlerde belli olmuş ve
sonucun alınmasına normal koşullarla çok kısa bir süre kalmış ise sözleşmeden
dönmede iyiniyetle davranıldığı kabul edilemez. O tarihlerde imkansızlığın
giderilemeyeceği ya da bunun daha ne kadar süre alacağı belli değilse geçen
süreye göre (1.12.1986 - 22.8.1987) sözleşmeyle bağlı kalmasının ancak kendi
yararına olduğu sürece iş sahibinden bekleneceğinin kabul edilmesi gerekir.
O halde, gösterdiği fesih sebepleri de dikkate alınarak, varılacak sonuca göre
dönmede kusursuz ve iyiniyetli olduğuna inanıldığında durumu başlangıçta
bilebilecek olan yüklenicinin cümle isteminin reddi, değilse karın elde
edilmesi için -iş sahibinin mal varlığına girmeyen- şantiye vs. giderlerin
yapılması zorunlu olduğundan buna dair istemin reddi, BK.nun 325. maddesi
hükmü nazara alınarak benzer şekilde ve konusunda uzman bilirkişiye
hesaplattırılacak, icabında BK.nun 98. maddesi uyarınca aynı Kanunun 44.
maddesince takdir edilecek kar mahrumiyetine hükmedilmesi gerekirken, feshi
müteakip en geç 30.12.1987'de giderildiği anlaşılan geçici imkansızlığın
varlığından ötürü yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bu
nedenle karar bozulmalıdır.
S o n u ç : Yukarda 1. bendde açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının
(REDDİNE), 2. bendde yazılı sebeplerle hükmün davalı-karşı davacı yüklenici
yararına (BOZULMASINA), 24.800 TL. duruşma vekalet ücretinin davacı-karşı
davalı'dan alınıp davalı-karşı davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin
harcının istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya iadesine, 1.4.1993
gününde oybirliğiyle karar verildi.
|