 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
19. HUKUK DAİRESİ
B A Ş K A N L I Ğ I
Esas Karar
93/2574 94/573
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi :11.2.1993
No :609-43
Davacı :Alaettin Kılıçaslan vekl.Av.H.Hüseyin Saçaklıoğlu vs
Davalı :Salihli Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanlığı
vek.Av. Ferit Okçu
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması
sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak
verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine
ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. H.Hüseyin
Saçaklıoğlu ile davalı vek. Av. Recep Adıgüzel'in gelmiş olmalarıyla
duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları
dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra
dosya incelendi, gereği konuşuldu:
- K A R A R -
Davalı savunmasında, 213. Sayılı Vergi Usul Kanununun 11.
maddesine 3418 Sayılı kanunla eklenen fıkra ile zirai ürünlerin alım ve
satımına aracılık eden kuruluşlar ve Ticaret Borsalarını bu mahsullerin satın
alınması sırasında yapılacak vergi tevkifatından müteselsilen sorumlu
tuttuğunu, kendilerinin yukarıda anılan yasa hükmünden doğabilecek
zararlarını teminat altına almak maksatıyla borsa üyesi Nuri Dündar'ın
oluşacak vergi borcunu ödememesi halinde işleme konulmak üzere davacıdan dava
konusu açık çekin alındığını, nitekim Nuri'nin vergi borcunu ödemediğinden,
çekin vergi aslı ve faizinden oluşan tutarı olan 400.000.000.-liradan
doldurularak takibe konulduğunu öne sürmektedir. Davacı taraf her ne kadar
açık çekin kendisinden hile ile alındığını iddia etmekte ise de, öne
sürdükleri hususların hile olarak tavsifi mümkün bulunmamakta olup, bir başka
nedenle verildiğini de iddia edip, kanıtlamamış olduklarından açık çekin
davalıya savunmasında belirttiği sebepden dolayı ve teminat maksadıyla
verildiğinin kabulü gerekir. Mahkemece, çekin hile ile alındığı iddiasının
kabul edilmemesi isabetli ise de, taraflar arasında bir kefalet ilişkisi
olduğu, ancak yazılı olarak yapılmaması ve kefilin sorumlu olduğu miktarın
başlangıçta belirlenmemiş olması, nedenleriyle B.K.nun 484. maddesi icabı
olarak, geçerli bir kefalet aktinin oluşmadığından bahisle geçersiz akte
dayalı olarak verilen çek ile davalının bir hak talep edemeyeceğine, öte
yandan üçüncü kişinin vergi dairesine karşı doğacak borcuna karşılık
alınmasına rağmen sonradan açık çeki davalının kendi lehine doldurarak takibe
geçmekle amaca uygun olarak kullanmadığı sonucuna varılarak, davanın kabul
edilmiş olması, aşağıda açıklanacağı üzere ilişkinin yanlış tavsifi nedeniyle
doğru değildir. Zira, yukarıda davalının savunmasında öne sürdüğü şekilde,
vergi borcunun müteselsil sorumlusu olduğu gözönüne alındığında, davacının
Nuri Dündar'ın vergi borcunu ödememesi halinde, davalının vergiden sorumlu
tutulması nedeniyle doğacak zararını karşılamak maksatıyla açık çeki davalıya
verdiğinin ve bu ilişkinin B.K. nun 110. maddesi hükmüne göre üçüncü şahsın
fiilinin taahhüdü olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; taraflar arasındaki anlaşma
gereğince üçüncü kişi Nuri Dündar'ın sorumlu olup, ödemediği ve vergi
dairesince davalıdan talep edilen vergi tutarı kadar açık çekin davalı
tarafından doldurulabileceği dikkate alınıp, bu hususta gerekli inceleme ve
araştırma yapılarak, saptanan vergi tutarı kadar çekle davacıyı sorumlu
tutmak ve buna göre bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden
davalı yararına BOZULMASINA, taraf vekilleri geldiğinden 750.000.-lira
duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin
harcın istek halinde iadesine, 27.1.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Cengiz Kostakoğlu Y.M.Günel N.Sucu İ.Erdemir Y.Özdilek
|