 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onyedinci Hukuk Dairesi
E. 1993/2180
K. 1993/8634
T. 7.7.1993
* ÇİFTE TAPU KAYDI
* GEÇERLİ OLMAYAN TAPU KAYDI
* SAHİH ESASA DAYANAN ESKİ TARİHLİ TAPU KAYDI
ÖZET : Kural olarak çifte kayıt halinde geçerli olmayan tapu kaydına
dayanılarak iktisapta bulunan üçüncü kişi iyiniyet iddiasında bulunamaz ve
Medeni Yasanın 931. maddesinin koyduğu iyiniyet ilkesinden yararlanamaz.
Doğru esasa dayanmayan bir kayıttan hak iktisap eden davalıların zilliyetliği
mülkiyet bahşetmez. Hal böyle olunca, sahih esasa dayanan eski tarihli tapu
kaydına değer verilerek davanın kabulüne ve taşınmazın davacı adına tapuya
tesciline karar verilmelidir.
(743 s. MK. m. 931)(3402 s. Kadastro K. m. 13/B-c)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda,
davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı İbrahim tarafından süresi
içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında; 311 parsel sayılı, 67.000 metrekare yüzölçümündeki
taşınmaz Ocak 1981 tarih, 9 nolu tapu ve 1056 nolu vergi kaydı ile
kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar İsmail ve Ahmet
adlarına paylı olarak tesbit edilmiştir. İtirazı, tapulama komisyonunda
reddedilen davacı İbrahim, tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece,
davanın reddine ve dava konusu parselin davalılar adına tapuya tesciline
karar verilmiş; hüküm, davacı İbrahim tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, tesbite dayanak yapılan, davacı ve davalılar tarafından da delil
olarak ileri sürülen çifte tapu kaydından en son el değiştirmeleri itibariyle
eski tarihli olan tapu kaydı ile taşınmazda davalıların zilyet olmaları
gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davalılar adına paylı
olarak kayıtlı bulunan ve Mehmet'in davacısı olduğu Asliye Hukuk Mahkemesinin
kesinleşmiş tescil ilamı ile oluşturulan Temmuz 1975 tarih, 20 sayılı tapu
kaydı ile gittisi olup Mehmet'in satışıyla tesis edilen Ocak 1981 tarih 9
sayılı tapunun sınırları itibariyle taşınmazı kapsadığı mahkemenin
kabulündedir. davacının dayandığı Kasım 1985 tarih ve 9 sayılı tapu kaydı
Muhacir Ahmet'in Fevtinden oluşan Kanunisani 1332 doğum tarihli 5 sayılı
kayıttan rızaen ve icra yoluyla yapılan satışlar ve pay alımları sonucu el
değiştirmelerden sonra Şubat 1969 tarih, 19 sayı ile davacının bayi olan
Mehmet'e intikal etmiş iken, 25.11.1985 tarihinde satışı ile kayden davacıya
geçmiş bulunmaktadır. Davacının delilini oluşturan bu kaydın da çekişmeli
parseli kapsadığı keşfen belirlenmiştir. Bu durumda uyuşmazlık, aynı yeri
kapsayan iki aynı tapu kaydından hangisine değer verilmesi gerektiği
noktasında toplanmaktadır. Kural olarak çifte kayıt halinde geçerli olmayan
tapu kaydına dayanılarak iktisapta bulunan üçüncü kişi iyiniyet iddiasında
bulunamaz ve Medeni Yasanın 931. maddesinin koyduğu iyiniyet ilkesinden
yararlanamaz Bu nedenlede Kadastro Yasasının 13/B/c maddesinin somut olayda
uygulama yeri bulunmadığından davalıların zilyetliğine değer verme olanağı
yoktur. Doğru esasa dayanmayan bir kayıttan hak iktisap eden davalıların
zilyetliği mülkiyet bahsetmez. Hal böyle olunca sahih esasa dayanan eski
tarihli Kanunisani 1332 tarih, 5 nolu tapu kaydından gelen davacıya ait Ocak
1985 tarih 9 nolu tapu kaydına değer verilerek davanın kabulüne ve taşınmazın
davacı adına tapuya tesciline karar vermek gerekirken delillerin
değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek davanın reddedilmiş olması doğru
değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan
nedenlerden ötürü (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz
edene geri verilmesine, 7.7.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|