Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C
Y A R G I T A Y
Ondördüncü Hukuk Dairesi

	E.	1993/2157
	K.	1993/7871
	T.	19.10.1993

*  RESEN SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNİN  İPTALİ

ÖZET : Düzenleme gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin, alınan borç paranın
 teminatı olduğu ve muvazaaya dayalı bulunduğu gerekçesiyle iptalinin
 istenmesi halinde, muvazaa iddiasının aynı nitelikte yazılı delille isbatı
 gerekir. Sözleşmede, bakiye bedelin senetle ödeneceği belirtildiğinden, ibraz
 edilen bono yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği gibi, satış
 bedelinin düşük gösterilmiş olması da, tek başına muvazaa iddiasını
 kanıtlamaya yeterli değildir. Ayrıca, yazılı delil başlangıcı sayılabilecek
 başkaca bir belge veya karşı tarafın muvafakati de bulunmadığına göre, tanık
 dinlenmesine ve bu tanıkların sözlerine dayanılarak hüküm kurulmasına olanak
 yoktur. Ancak, dava dilekçesinde her türlü delile dayanılmış olduğundan ve bu
 husus yemini de kapsadığından, davacıya, satış vaadi sözleşmesinin borcun
 teminatı olarak düzenlenmediği konusunda, karşı tarafa yemin teklif etme
 hakkının bulunduğu hatırlatılmalıdır.

Kabule göre ise; muvazaanın varlığı saptandığı takdirde, görünürdeki satış
 vaadi sözleşmesi geçersiz olmakla birlikte, bunun arkasında gizlenen ve asıl
 parasal borca ilişkin sözleşme geçerlidir. Bu durumda, satış vaadi
 sözleşmesinin, alınan borç paranın teminatı olduğunun saptanmasına karar
 vermekle yetinilmesi gerekirken, gizli sözleşmeden doğan alacak hakkını dahi
 ortadan kaldıracak biçimde satış vaadi sözleşmesinin iptali yolunda hüküm
 kurulması doğru değildir.

 (1086 s. HUMK. m. 292, 344) (818 s. BK. m. 18)

Davacı Fatma vekili tarafından, davalı Resmiye aleyhine 21.11.1988 gününde
 verilen dilekçe ile senet iptali davacı Resmiye tarafından, davalı Fatma
 aleyhine 12.4.1989 gününde verilen dilekçe ile ferağa icbar suretiyle tescil
 istenmesi üzerine, iki dava birleştirilerek yapılan muhakeme sonunda;
 İstanbul 25. Noterliği'nce düzenlenen 21.11.1986 tarih, 48054 sayılı satış
 vaadi sözleşmesinin feshine, ferağa icbar suretiyle tescil davasının reddine
 dair verilen 5.11.1992 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi
 Resmiye vekili tarafından istenilmekle; dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar
 incelenerek, gereği düşünüldü:

Birleştirilen her iki davanın, ilki satış vaadi sözleşmesinin iptali ve diğeri
 ferağa icbar suretiyle tescil istemlerine ilişkindirler. Beşiktaş 6.
 Noterliği'nce düzenlenen 20.8.1986 gün ve 56589 yevmiye numaralı vekaletname
 ile Fatma oğlu Mehmet'i tüm taşınmazlarını satmaya ve satış vaadinde
 bulunmaya yetkili kılmıştır. Bundan sonra her iki davanında konusunu teşkil
 eden ve İstanbul 25. Noterliği'nce 21.11.1986 gün ve 48054 yevmiye numara ile
 re'sen düzenlenen gayrimenkul satış vaadi mukavelenamesi ile Fatma'ya
 vekaleten Mehmet, müvekkilesine ait Muğla İli, Ula İlçesi, Gökova Köyü,
 Akyaka Eski İskele Mevkii'nde bulunan ve tapu sicilinin 3 pafta 1443 parsel
 sayısında kayıtlı olan 519 m2 miktarındaki tarlayı beş milyon lira
 karşılığında Resmiye'ye satmayı vaad ve taahhüt ettiğini, iki milyon lirayı
 aldığını, 21.2.1987 vadeli senetle üç milyon lirayı tahsil edeceğini,
 21.2.1987 gününden itibaren 7 gün içerisinde ferağ takririni vereceğini
 bildirmiş ve Resmiye de bu vaadi aynı koşullarla kabul etmiştir. Resmiye
 tarafından Mehmet lehine keşide edilen üç milyon lira miktarında ve 21.2.1987
 vadeli senet bedeli de alacaklıya ödenmiştir. Sözkonusu satış vaadi
 sözleşmesi, yasada öngörülen koşullara uygun düzenlenmiştir. Mehmet ve
 Resmiye'nin anlaşarak Fatma'yı zararlandırmak amacı ile satış vaadi
 sözleşmesini düzenledikleri ileri sürülmemiş, ancak, Mehmet tarafından borç
 alınan paranın teminatı olarak bu sözleşmenin düzenlendiği ve muvazaaya
 müstenit olduğu bildirilerek iptali istenmiştir. Bu durumda, Fatma vekili
 Mehmet'in düzenlediği satış vaadi sözleşmesinin tarafı sayılır. Fatma'nın
 muvazaa iddiasını aynı nitelikte yazılı delille ispatı gerekir. Satış vaadi
 sözleşmesinde bakiye satış bedelinin senetle ödeneceği belirtildiğinden,
 dosyada mevcut bono beyyine başlangıcı teşkil etmez ve başkaca beyyine
 başlangıcı teşkil edecek belgede bulunmamaktadır. Bu durumda, muvazaa
 iddiasının tanık dinletmek suretiyle ispatı mümkün değildir ve karşı taraf da
 tanık dinlenmesine muvafakat etmemiştir. Ayrıca, satış vaadi sözleşmesinde
 satış bedelinin az gösterilmesi, başlı başına muvazaaya delalet etmez. Fatma,
 dava dilekçesinde her türlü delile dayandığına ve bu husus yemini de
 kapsadığına göre, kendisine veya vekiline, satış vaadi sözleşmesinin alınan
 borç paranın teminatı olmadığına ve muvazaaya müstenit bulunmadığına dair
 yemin teklif etme hakkı var olduğunun hatırlatılması iktiza eder.

Bu itibarla, satış vaadi sözleşmesinin alınan borç paranın teminatı olarak
 düzenlendiğine ilişkin muvazaa iddiasının tanıkla ispatı mümkün olmadığı ve
 diğer tarafında tanık dinlenmesine karşı çıktığı düşünülmeden, Fatma'nın
 Resmiye'ye muvazaa hususunda yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılmadan,
 satış vaadi sözleşmesinin iptaline ve bunun sonucu olarak ferağa icbar
 suretiyle tescil davasının reddine dair tesis olunan karar isabetli
 bulunmamıştır.

Kabule göre de;
Mevsuf muvazaanın varlığı kabul edilmekle, Borçlar Kanununun 18. maddesi
 gereğince görünürdeki satış vaadi sözleşmesi geçersiz ise de; bu sözleşme
 arkasında gizlenen para borcuna ilişkin sözleşme geçerlidir. Sözleşmenin
 tümüyle iptali ile gizli sözleşmeden doğan alacak hakkı ortadan kalkacağından
 sözü edilen gizli sözleşmeye itibar olunması gerekir. Bu nedenle, dava konusu
 satış vaadi sözleşmesinin borç alınan paranın teminatı olduğunun saptanmasına
 karar vermekle yetinilmek gerekirken mezkür sözleşmenin iptali hakkında
 hüküm, usul ve yasaya aykırıdır.

S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle Resmiye ve vekilinin yerinde görülen
 temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin
 alınan temyiz harcının yatırana iadesine, 19.10.1993 gününde oybirliğiyle
 karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Bankalar hukuku] go to this web-site 
  • 17.06.2025 10:32
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini