 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu
E. 1993/2-639
K. 1994/26
T. 02.02.1994
Özet: İptali istenen miras taksim sözleşmesi; altı madde halinde
tanzim edilmiş ve tasime konu yapılan taşınmaz mallardan yalnızca 20 parsel
sayılı taşınmazda, miras bırakanın mirascıları eşi Ayşe ve çocuklarına 1/3'er
eşit hisse bırakılması öngörülmüş, diğer taşınmaz malların ise murisin
cocukları arasında genelde bağımsız parsel bırakmak suretiyle paylaşımı
kararlaştırılmıştır. İlgililerince tapuda henüz bir işlem yapılmadan
taşınmazlarda imar uygulaması bağlamış ve 20 parselde hamur kuralı uygulanmak
suretiyle şuyulu olarak üçüncü şahıslar adına da olmak üzere müteaddit imar
çapları oluşmuştur. Anılan parsel yönünden doğan imkansızlığın, sözleşmenin
bütününü bozamaz.
Bu durumda, 20 parselle ilgili sözleşmenin 1. maddesinin iptali ile
(kısmi iptal) yetinilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki "taksim mukavelesinin iptali" davasından dolayı
yapılan yargılama sonunda; (Alaşehir İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi)nce
davanın kabulüne dair verilen 09.07.1992 gün ve 1991/152 sayılı kararın
incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay İkinci
Hukuk Dairesi'nin 12.03.1992 gün ve 1730-2558 sayılı ilamı ile; (...Taraflar
arasında yapılan mirasın paylaşılması ile ilgili sözleşme konusu
taşınmazların imar parselasyonuna tabi tutulması sonucu yerine getirilmesi
olanaksız hale gelmiştir. Borçlar Kanununun 20. maddesinde öngörüldüğü gibi
imkansızlık sözleşmeden önce değil, Borçlar Kanununun 117. maddesinde
belirtilen sözleşmenin doğmasından sonra, temerrütten önce oluşan yerine
getirme imkansızlığıdır. Borçlar Kanununun 96. maddesi gereği borç oluştuktan
sonra meydana gelen imkansızlıkta borçlunun kusuru yoksa ödence ile sorumlu
olmaz. Sorumlu olması için kusurlu olması gerekir. Borçlar Kanununun 20.
maddesi gereği sözleşmenin yapıldığı anda var olan imkansızlık sözleşmenin
hiç yapılmamış gibi onu geçersiz kılar.
Eylemli imkansızlık paylaşım sözleşmesinden sonra oluşmuş buluduğuna
göre, çekişmenin Borçlar Kanununun 96 ve 117. maddeleri uyarınca çözümlenmesi
gerekir. Kaldı ki olayda kısmi yerine getirme olanağı yok olmamıştır.
Paylaşım haritasında kalan imar parsellerinin paylaşım esaslarına göre
paydaşlar adına kütüklenmesi olanağı da vardır. Borçlar Kanunun 117.
maddesine dayanma imkansızlık sadece borçluyu borcu yerine getirme
yükümllülüğünden kurtarır. Sözleşmenin iptalini gerektirmez. Bu itibarla
hükmün bozulmsı gerekirken temyiz incelenmesinde gözden kaçarak kararın
onandığı görülmüş olmakla iş bu onama kararının kaldırılması ve hükmün
bozulması uygun düşmüştür...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri
çevrilmekle, yeniden yapılan yargılma sonunda, mahkemece, önceki kararda
direnilmiştir.
Temyiz eden : Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, gereği
görüşüldü:
Dava, miras taksim sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir.
İptali istenen miras paylaşım sözleşmesinin konusu taşınmaz malların,
kardeş bulunan tarafların müşterek miras bırakanları babalarından kaldığı
tartışmasızdır. Yine uyuşmazlık konusu olmayan bir hususda paylaşım
sözleşmesinin, miras bırakının ölümünden sonra bu yerlerin kadastro tesbiti
görüp, taşınmazların kadastral durumlarının tesbitini takiben 1973 yılında,
miras bırakanın eşi ve davanın tarafları iki çocuğu arasında düzenlendiğidir.
Sözleşmenin düzenlendiği tarih itibariyle, taksime, asıl malikin bütün
mirasçıları iştirak etmiş bulunmaktadır. Mirasçıların, miras bırakanlarından
kendilerine intikal eden taşınmaz malların tümünü taksime tabi
tutulabilecekleri gibi bunlardan bir yada birkaçını aralarında paylaşıp
diğerlerini paylaşım konusu yapmamaları da mümkündür. Mirasçılar arasında
yapılan ve iptali istenen miras taksim sözleşmesinin MK.nun 611. maddesine
uygun bulunduğu ilgili ve Mahkemenin kabulündedir. Sözleşmelerin taraflarının
gerçek iradelerini yansıtıp geçerli olmaları durumunda, onun amacını
sağlamaya yönelik olarak geçerliliğini sürdürebilmek için olumlu biçimde
yorumlanması da keza vazgeçilemez bir usul kuralıdır. İptali istenen miras
taksim sözleşmesi; 6 madde halinde tanzim edilmiş ve taksime konu yapılan
taşınmaz mallardan yalnızca 20 parsel sayılı taşınmazda, miras bırakanın
mirasçıları eşi Ayşe ve cocuklarına 1/3'er eşit hisse bırakılması öngörülmüş,
diğer taşınmaz malların ise murisin çocukları arasına genelde bağımsız parsel
bırakmak suretiyle paylaşımı kararlaştırılmıştır. Mirasçılar arasındaki miras
taksiminden sonra ve ilgililerince tapuda henüz bir işlem yapılmadan
taşınmazlarda, imar uygulaması başlamış ve 20 parsel sayılı taşınmazda hamur
kuralı uygulanmak suretiyle şuyulu olarak üçüncü şahıslar adına da olmak
üzere müteaddit imar çapları oluşmuştur. Gerçekten krokiye bağlanan ve
geçerli olan miras taksim sözleşmesinde her bir paydaşa bırakılması
kararlaştırılan kısma isabet eden imar çaplarının, o paydaşa bırakılması
asıldır. Ancak 20 parselde miras taksim sözleşmesinden sonra oluşan bu
eylemli durum itibariyle anılan parsel yönünden sözleşmenin yerine
getirilmesinde imkansızlığın doğduğu aşikardır.
Taksime konu diğer taşınmazlar iki kardeş arasında bölüştürüldüğü gibi
miras bırakanın eşi ve tarafların annesi bulunan Ayşe'de temyize konu davadan
bir süre önce ölmüş, mirasçı olarak çocukları tarafları bırakmıştır. Taksim
sözleşmesinin yerine getirilmesinde imar uygulaması sonucu 20 parsel yönünden
doğan eylemli imkansızlığın, taksime konu diğer taşınmazlar içinde varlığı
kanıtlanabilmiş değildir.
Somut olayda, kalan mirasçı adedi itibariyle de 20 parselde doğan
imkansızlığın, sözleşmenin bütününü bozacağından söz edilemiyeceği açıktır.
Bu durumda, Alaşehir Noterliğinden düzenlenen 08.10.1973 günlü miras
taksim sözleşmesinin 1. maddesinde yer alan tapunun 87 cilt, 76. sahife ve 6
numarada kayıtlı 20 kadastro parseline revizyon gören ve imar uygulamasına
tabi tutulan, mirasçılar arasında 3 eşit parçaya bölünmesi kararlaştırılan
taşınmazla ilgili kısmı sözleşmeden sonra doğan imkansızlık nedeniyle iptal
edilmelidir.
O itibarla, bu husus gözetilmeksizin taksim sözleşmesinin 20 parselle
ilgili 1. maddesinin iptali ile yetinilmesi gerekirken, kalan mirasçı sayısı
itibariyle de bütünü bozmayacağı nazara alınmaksızın tümünün iptaline ilişkin
önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde usul ve yasaya aykırı olan direnme kararı bozulmadır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme
kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi
gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri
verilmesine, 02.02.1994 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar
verildi.
Birinci Başkanvekili 11.H.D.Bşk. 10.H.D.Bşk. 8.H.D.Bşk.
İ.Teoman PAMİR N.özkan İ.T.Ozanoğlu M.F.Ildız
Onama
17.H.D.Bşk. 13.H.D.Bşk. 12.H.D.Bşk. 15.H.D.Bşk.
H.H.Karadoğan A.İ.Arslan B.C.Kadılar M.S.Aykonu
7.H.D.Bşk. 14.H.D.Bşk. 16.H.D.Bşk. S.Tamur
H.Örmeci E.Özdenerol O.Arslan
9.H.D.Bşk.V. M.Elçin Y.M.Günel Ç.Aşçıoğlu
M.Demirtürk Onama İlaveli Bozma
A.C.Göğüş D.Topçuoğlu A.Haznedaroğlu N.Yavuz
Onama
İ.P.solak K.Öztekin T.Algan N.Turhan
Daire Bozması Onama Onama Daire Bozması
B.Kartal T.Uğur M.A.Selçuk H.Dinç
Daire Bozması
İ.Demirkıran M.H.Surlu M.M.Aktürk O.İzgiey
Onama
G.Nazlıoğlu O.C.Yüksel N.Ertuğrul O.G.Çankaya
Daire Bozması Onama
E .Ertekin A.E.Baçcıoğlu E.K.Kurşun K.O.Şengün
Onama
N.Tutar G.Arıkan
|