 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu
Sayı:
E.93/2-612
K.93746
T.24.11.1993
Özet:Ana ile baba olduğu iddia edilen kişinin uzun süre birlikte
yaşamaları evlenme vaadinin bulunduğunu göstermez.
Taraflar arasındaki babalık davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen
13.11.1991 gün ve 122-665 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından
istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 8.10.1992 gün ve 8303-9218
sayılı ilamı ile (... 1-Uzman Tıp kuruluşunun baba olmayacağı şeklinde
vereceği raporu mahkemenin davayı reddi yolunda vereceği karara kuvvetli
delil teşkil edecektir. Bu sebeplede rapora esas olmak üzere yalnız kan
grubunun alınması yeterli değildir. Babalığa esas olmak üzere alt grubların
tesbit edilmesi de zorunludur. Olayımızda babanın kan grubu tesbit edilmiş
isede alt grublar belirlenmemiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş,
davalının uzman bir tıp kuruluşundan babalığa esas olmak üzere (alt grublar
dahil) kan grub ve faktörleri tesbit ettirmek, bilahare Adli Tıp kurumundan
rapor almak ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Bu
yön gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Medeni Kanunun 310. maddesi davalının anaya evlenme vaadi eylediği
veya cinsel ilişki suç teşkil ettiği yada kadın üzerindeki nüfusunu kötüye
kullandığı takdirde davacının isteği üzerine hakim babalığa hükmeder"
hükmünü getirmiştir. Toplanan delillerden cinsel ilişkinin suç oluşturmadığı
gibi davalı tarafından nüfusun kötüye kullanılmadığı da isbatlanamamıştır.
Davacı kadın ile davalının uzun süre birlikte yaşamalarıda evlenme vadi
şeklinde yorumlanamaz. O halde mahkemece tabii babalık yerine bütün
neticeleriyle birlikte (tam babalığa) karar verilmesi de isabetsizdir.
Temyiz aşamasında bu yönlerin gözden kaçtığı ve hükmün onandığı
görülmekle davacının karar düzeltme isteğinin kabulüne dairemizin onama
kararının kaldırılmasına ve yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün bozulmasına
karar verilmesi gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri
çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda
direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili Av. Y.Erdivanlı
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve
kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel
Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki
kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı
bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme
kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanunun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde
temyiz peşin harcının geri verilmesine 24.11.1993 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
B.B.Vekili 3.H.D.Bşk. 15.H.D.Bşk. 18.H.D.Bşk
İ.Teoman Pamir E.Doğrusöz M.S. Aykonu S.Rezaki
|