 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1993/2-310
K. 1994/13
T. 31.1.1994
* 2918 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ
* TESCİLLİ ARAÇLARIN SATIŞI
ÖZET : 2918 sayılı Yasanın 20/e maddesine göre, tescilli araçları satan veya
devir alanlar, gerekli bilgi ve belgeleri sağlayarak ilgili tescil
kuruluşundan bir ay içinde adlarına tescil belgesi almadıkları takdirde bu
maddede yazılı ceza ile cezalandırılırlar. Satış ve devir işleri noterlerce
yapılır. Noterlerin satış ve devir işlemlerini işlemin tekemmülünü müteakip 7
iş günü içinde ilgili tescil kuruluşuna bildirmeleri gerekir. 26.12.1991
tarihinde noterlikçe düzenlenmiş kat'i satış senedi ile satın aldığı
otomobili bir aylık yasal süre içinde ilgili tescil bürosuna başvurup adına
tescil belgesi almayan sanığın suçu, suç tutanağının düzenlendiği 16.6.1992
günü değil, bir aylık sürenin bitim tarihi olan 25.1.1992 tarihini takip eden
gün oluşur ve bu suç temadi eden suçlardan değildir.
3756 sayılı Yasanın 25. maddesiyle Ceza Yasasının Ek 2. maddesine bir fıkra
eklenmiş "Trafik para cezaları 1. fıkraya göre hesap edilerek bulunacak olan
birim katsayısının yarısı ile çarpılması suretiyle belirlenir" hükmü
getirilmiş olduğundan, bu belirleme şekli hem idari, hem adli para cezalarını
kapsadığından; maddi olayda 26.1.1992 günü suç işleyen sanığa hükmolunacak
para cezası 1992 yılı Bütçe Yasası 29 Mart 1992 tarihinde yürürlüğe
girdiğinden 1991 yılı Bütçe Yasasındaki memur maaş katsayısı nazara alınmak
suretiyle Ceza Yasasına Ek 2. madde gereğince bulunacak üç birimin yarısı ile
Ek 1. maddeye göre tesbit edilen ceza miktarı çarpılarak saptanmalıdır. Yerel
mahkemece 3756 sayılı Yasa ile Ceza Yasasının Ek 2. maddesine eklenen 2.
fıkra nazara alınmadan 112.500 lira yerine 135.000 lira üzerinden ön ödeme
önerisinde bulunulması yasaya aykıdırı. Ancak, fazla yatırılan miktarın
sanığa iadesi suretiyle hüküm sonuç itibarıyla doğrudur.
(2918 s. Trafik K. m. 20/e) [765 s. TCK. ek m. 1, 2/1-2 (3756 s. Yasa ile
dğş.)]
Sanık Mustafa, 2918 sayılı Yasaya aykırı davranmak suçundan açılan kamu
davasının, ön ödeme nedeniyle TCY.nın 119. maddesi gereğince ortadan
kaldırılmasına ilişkin, (Artvin Sulh Ceza Mahkemesi)nce verilen 16.6.1992
gün, 121/117 sayılı hükmün C. Savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı
inceleyen Yargıtay İkinci Ceza Dairesi, 29.9.1992 gün, 8553/9012 sayı ile;
"Suçun temadi eden niteliği itibariyle tutanağın düzenlendiği 16.6.1992 günü
suç tarihi olup buna göre toplam 165.000 lira üzerinden önödeme tebligatı
yaptırılarak sonucuna göre karar verilecek yerde, 135.000 lira olarak noksan
miktarda önödeme yaptırılmak suretiyle kamu davasının ortadan kaldırılması"
isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme, 17.12.1992 gün, 197/237 sayı ile;
"Suç, Yasada mütemadi suç olarak düzenlenmemiştir. Araçların satışı, noter
tarafından trafik bürosuna bildirilecek, bir aylık süre geçtikten sonra, araç
sahibinin müracaatı beklenmeksizin harekete geçilerek, araç trafikten men
edilecek ve suç tutanağı düzenlenecektir. Araç sahibinin müracaatını beklemek
ve bu durumu mütemadi suç olarak kabul etmek yasanın amacına aykırıdır.
Olayda, 26.12.1991 günü noterde satış yapılmış olup, 25.1.1992 günü suç
oluşmuştur. Bu tarih nazara alındığında, cezanın alt sınırı 135.000 lira
hafif para cezasıdır" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi C. Savcısı tarafından süresinde
istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın "Onama" istemli
11.11.1993 günlü tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel
Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Sanık, Rize Birinci Noterliği'nin 26.12.1991 günlü kat'i satış senedi ile
otomobil satın almış, 2918 sayılı Yasanın 20/e maddesinde belirtilen bir
aylık süre içerisinde ilgili tescil bürosuna başvurmamış ve adına tescil
belgesi almamıştır. Sanık hakkında 16.6.1992 tarihli trafik suç tutanağı
düzenlenerek aynı gün mahkemeye verilmiş, suç tarihinin 27.1.1992 günü olduğu
kabul edilerek asgari ceza olan 135.000 lira hafif para cezasını ödemesi
hususunda önödeme önerisinde bulunulmuştur. Asgari cezanın ödenmesi nedeniyle
sanık hakkındaki davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmiş, C. Savcısının
temyizi üzerine hüküm bozulmuştur. Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında
oluşta bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Çözümlenecek sorun; suç tarihinin belirlenmesi ve para cezası hükmonulurken
Ceza Yasasının değişik Ek 2. maddesine 3756 sayılı Yasa ile eklenen 2.
fıkranın uygulanıp uygulanamayacağına ilişkindir.
1- 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 20. maddesinde;
"Tescil süreleri satış ve devirler, noterlerin sorumluluğu ile ilgili esaslar
şunlardır:
a) Araç sahipleri,
1- Tescili zorunlu ve ilk tescili yapılacak olan araçların satın alma veya
gümrükten çekme tarihinden itibaren 3 ay içinde tescili için; hurdaya
çıkarılma halinde çıkarılış tarihinden itibaren 1 ay içinde tescilin
silinmesi için; yazılı olarak ilgili tescil kuruluşuna başvurmak, 2- Tescilin
yapılması veya silinmesi için de yönetmelikle belirtilen bilgi ve belgeleri
sağlamak,
zorundadırlar.
b) Araçların giriş işlemlerini yapan gümrük idareleri bu durumu 15 gün içinde
araç sahiplerinin beyan ettikleri tescil kuruluşuna bildirmekle
yükümlüdürler.
c) Tescil belgesi, aracın başkasına satış veya devrine, hurdaya çıkarılmasına
veya araçta, yönetmelikte belirtilen niteliklerin değişmesine kadar geçerli
sayılır.
d) Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, araç sahibi adına
düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak noterlerce yapılır.
Bu satış, noterlerce tescil belgesine tarih konularak ve tasdik edilmek
suretiyle işlenir. Ayrıca, tescil edilmiş araçların satış ve devir işlemleri
noterler tarafından sicile işlenmek üzere, işlemin tekemmülünü müteakip en
geç 7 iş günü içinde ilgili tescil kuruluşuna bildirilir.
Noterlerce yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir.
e) Tescilli araçları satın veya devir alanlar, gerekli bilgi ve belgeleri
sağlayarak ilgili tescil kuruluşundan bir ay içinde adlarına tescil belgesi
almak zorundadırlar.
Araç satın alıp, bu maddenin (a) bendinin (1) numaralı alt bendi ile (e) bendi
hükmüne uymayanlar beşbin liradan onbin liraya kadar hafif para cezası ve bir
aydan üç aya kadar hafif hapis cezası, (d) bendi hükmüne uymayan noterler
onbin liradan yirmibeşbin liraya kadar hafif para cezası ile
cezalandırılırlar.
Ayrıca, satış ve devirlerde, belirlenen sürelerde alıcı adına tescili
yapılmadan trafiğe çıkarılan araçlar, tescil yapılıncaya kadar trafik
zabıtasınca trafikten men edilir" hükmü yer almaktadır.
Yasanın 21. maddesi ise "Tescil edilen araçlar "Trafik belgesi" ve "Tescil
plakası" alınmadan karaloyuna çıkarılamaz.
Bu madde hükmüne uymayan sürücüler ellibin lira para cezası ile
cezalandırılırlar.
...............
Bu gibi araçlar eksiklikleri gidirelinceye kadar trafikten men edilir..."
şeklinde düzenlenmiştir.
20. maddeye göre; tescili zorunlu araçları satın alanlar veya gümrükten
çekenler üç ay içinde tescili, aracı hurdaya çıkaranlar ise bu tarihten
itibaren bir ay içinde tescilin silinmesini istemek, tescilli araçları satın
veya devir alanlar ise bir ay içinde ilgili tescil bürosundan tescil belgesi
almak, işlemi yapan gümrük idareleri onbeş gün, noterler ise yedi iş günü
içinde bu durumu ilgili tescil kuruluşlarına bildirmek zorundadırlar. Yasa;
işlemi yapana bildirim, aracı satın alana adına tescil ettirme zorunluluğu ve
uymayanlara cezai yaptırım getirmiştir.
Satın veya devir alınan aracın, yasada belirlenen sürede tescil işleminin
yapılmaması yani hareketsiz kalınması halinde suç oluşacaktır. Diğer bir
deyişle suç; yasada belirlenen işlemlerin belirtilen süre içinde yapılmaması
halinde, bu sürenin sonunda işlenmiş sayılacaktır. Suçun oluştuğu bu tarihten
sonra geçen sürede, ihmali suç değil yasaya aykırılık durumu devam
etmektedir. Suçun teşekkülü için "tescil işlemini yapmama" yeterli olup
yasada belirlenen tarihten sonra yapılması veya hiç yapılmaması sonuca etkili
değildir. Yasanın 20. maddesinin (e) bendinde belirtilen sürenin sonunda
ihmal hareketi sona ereceğinden ani suç sözkonusudur ve suç bu tarihte
oluşmuştur. suçun mütemadi suç olduğu, teselsülün; suç tutanağı
düzenleninceye kadar devam ettiği, ihmali hareketin sürdüğü ileri sürülemez.
Suç tutanağının düzenlendiği veya aracın trafikten men edildiği tarihte suçun
oluştuğunun kabulü, aynı durumda olanlar arasında ayırıma neden olacaktır.
Zira, aynı gün aracı satın alan iki kişiden birisinin, yasal sürenin
dolmasından bir ay, diğerinin on sene sonra trafik bürosuna tescil için
başvurması halinde ortaya çıkan suç nedeniyle, 3506 sayılı Yasayla, Ceza
Yasasına eklenen ek maddeler nazara alındığında farklı müeyyidelere tabi
tutulacaklardır. Ayrıca, bu durumda zamanaşımı hiç başlamayacak ve ihmali bu
hareketi nedeniyle sanık, ömür boyu ceza tehditi altında tutulacaktır. Bu
nedenle, görevlilerce aracın trafikten men edilmesi, olaya el konması ile
suçun meydana geldiği anı birbirinden ayırmak gerekir.
Öte yandan, Yasanın 20. maddesinde süreye uymama ve tescil belgesi almama
cezalandırılmış, aracı kullanan hakkında müeyyide getirilmemiştir. 21.
maddede ise "trafik belgesi ve tescil plakası" almadan taşıt kullananlar
cezalandırılmış, aracın trafikten men edileceği hükme bağlanmıştır. Böylece
20. madede sadece belirlenen sürede tescil belgesi almama cezalandırılarak
suç tarihinin bir aylık yasal sürenin sonu olduğu kabul edilmiştir.
"Satış ve devir işlerini yapan yetkili kurumların bu hususu, belirlenen sürede
ilgili tescil bürosuna bildirmeleri" hükümü ile de, işlemlerin
hızlandırılması amaçlanmıştır. Tescil belgesi alınmadığı takdirde, yasal
sürenin sonunda suç oluşacak ve bu durumu yetkili kurumların bildirimi ile
öğrenen trafik zabıtası harekete geçerek yasal işlemler başlayacaktır. Suç,
zamanaşımına uğramayacak, kayıtların gerçeğe uygun tutulması sağlanacak ve
yasa koyucunun amacı gerçekleşecektir. Araçların trafikten men edilmesi de
bir tedbir olup, aynı amaçla kabul edilmiştir.
Öte yandan; Ceza Yasasının 103. maddesinde kaynak yasadan farklı olarak cürüm
ve kabahat ayrımı yapılmış, cürümlerde temadi ve teselsül kabul edildiği
halde, kabahatlerde kabul edilmemiştir. 2918 sayılı Yasanın 20. maddesinde
kabul edilen suç, kabahat olup bu nedenle de temadiden söz edilemez.
Maddi olayda, sanık 26.12.1991 tarihinde noter satış senedi ile satın aldığı
otomobili, 2918 sayılı Yasanın 20/e maddesi gereğince bir ay içinde adına
tescil ettirmediğinden, sanığa yüklenen suç; bir aylık yasal sürenin sona
erdiği 25.1.1992 tarihini takip eden gün, oluşmuştur. Bu tarih nazara
alınarak sanığa hükmolunacak cezanın tayin ve takdiri gerekmektedir. Yerel
Mahkeme direnme kararı bu itibarla "Suç tarihi" yönünden isabetlidir.
2- 11.11.1988 günlü Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 3493 saylı
Yasa ile Karayolları Trafik Yasasında değişiklik yapılarak bazı cezalar idari
para cezasına çevrilmiş ve para cezaları arttırılmıştır. Yaklaşık biray sonra
14.12.1988 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 3506 sayılı Yasa ile Ceza
Yasasına eklenen Ek 1 ve Ek 2. maddelerle para cezaları yeniden arttırıma
tabi tutulmuştur. "Cezaların bir ay ara ile ikinci kez artırılmasının şoför
esnafının moralini bozduğu, dikkatlerinin dağılmasına neden olduğu, 3506
sayılı Yasa ile getirilen yükün hafifletilmesi gerektiği" gerekçesiyle 3756
sayılı Yasanın 25. maddesiyle Ceza Yasasının Ek 2. maddesine bir fıkra
eklenmiş, "trafik para cezaları 1. fıkraya göre hesap edilerek bulunacak olan
birim katsayısının yarısı ile çarpılması suretiyle belirlenir" hükmü
getirilmiştir.
Karayolları Trafik Yasasında, trafik zabıtasınca idari mahkemelerce adli para
cezasına hükmolunacağı kabul edilmiştir. 3756 sayılı Yasanın 25. maddesi ile
yapılan değişiklikte böyle bir ayırım yapılmamış, genel deyim kullanılarak
"trafik para cezaları" denmiştir. "Trafik para cezaları" ibaresinin, sadece
yetkili makamlarca verilen, takip ve tahsili 2918 sayılı Yasanın 114 ve 115.
maddeleri ile yönetmelikte düzenlenen idari para cezalarını kapsadığı,
yargısal nitelikte olan suçlar nedeniyle mahkemelerce verilen para cezalarını
kapsamadığı ileri sürülemez. Böyle bir kabul yasakoyucunun amacına ve eşitlik
ilkelerine aykırıdır. Yasakoyucu tarafından bu hükmün sadece idari para
cezalarında uygulanacağı açıkca belirtilmediği gibi, Yasanın amacı da nazara
alındığında, Karayolları Trafik Yasasında yer alan tüm cezalarda, 3506 sayılı
Yasa ile Ceza Yasasına Ek 1 ve Ek 2. maddelerle yapılacak artırımda birim
katsayısının yarısı dikkate alınmalıdır.
Bu itibarla:
Maddi olayda sanık, yüklenen suçu 26.1.1992 günü işlemiştir. 1992 Yılı Bütçe
Yasası 29 Mart 1992 tarihinde yürürlüğe girdiğinden 1991 yılı Bütçe
Yasasındaki memur maaş katsayısı nazara alınmak suretiyle Ceza Yasasına Ek 2.
madde gereğince bulunacak üç birimin yarısı ile Ek 1. maddeye göre tespit
edilen ceza miktarı çarpılarak hükmolunacak para cezası saptanmalıdır. Yerel
Mahkemece 3756 sayılı Yasa ile Ceza Yasasının Ek 2. maddesine eklenen 2.
fıkra nazara alınmadan, sonuç olarak 112.500 lira hafif para cezası yerine
135.000 lira üzerinden ön ödeme önerisinde bulunulması yasaya aykırıdır.
Ancak, sanık tarafından fazla yatırılan 22.500 liranın sanığa iadesi
suretiyle, sonucu itibariyle doğru olan direnme hükmünün onanmasına karar
verilmelidir.
* Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım Kurul Üyeleri; "Satın alınan taşıtın
tescil işleminin yaptırılmaması halinde, yasaya aykırılık, Karayolları Trafik
Yasasının 20. maddesinde belirtilen bir aylık sürenin sonunda başlamakta ve
olaya el konuncaya kadar devam etmektedir. İhmali hareket devam ettiği
sürece, yasaya aykırılık durumu da sürmektedir. Maddede, satış ve devir yapan
kurumlara bu durumu trafik tescil bürosuna bildirme yükümlülüğünün
getirilmesi, tescil işleminin zamanında yapılmasına yönelik tedbirlerden
olup, suçun ani suç olduğunu göstermemektedir.
Ayrıca 2918 sayılı Yasanın 20. maddesine işlerlik kazandırılması, nakil
vasıtalarının tescilinin sağlanması için; 3321, 3538, 3672 sayılı Yasalarla,
"lastik tekerlekli traktör ile motorlu bisiklet ve motosiklet" sahiplerine
tescil için yeniden süre tanınmıştır. Yasa koyucunun temadiyi kabul etmemesi,
suçun ani suç olup satın almadan itibaren bir ay sonra oluştuğunun kabulü
halinde, 2918 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden ve adı geçen yasaların
yürürlük tarihinden iki sene önce işlenen suçlar zamanaşımına uğrayacağından
tescil hususunda yeniden yasa çıkartılmasına gerek kalmayacaktı. 3321, 3538,
3672 sayılı Yasaların kabulü, bu suçun temadi ettiğinin kanunkoyucu
tarafından kabul edildiğini göstermektedir.
TCY.nın 103. maddesindeki "cürümler" sözcüğü kaynak yasada olduğu gibi
"suçlar" şeklinde anlaşılmalıdır. Bu nedenle, suç tarihine ilişkin direnme
hükmü yasaya aykırı olup bozulmalıdır" gerekçesiyle,
* Bir kısım Kurul Üyeleri ise; "Karayolları Trafik Yasasında yer alan bir
kısım suçlara hükmolunan cezalar, idari nitelikteki para cezasına
dönüştürülmüş ve 3493 sayılı Yasa ile cezası artırılmıştır. Yasa ile
mahkemelerce verilen "hafif para cezası" ve yetkili memurlarca verilen "para
cezası" ayrımı belirgin bir biçimde korunmuş ve yetkili memurlarca verilen
"para cezası" yasanın gerekçesinde "Trafik para cezası" olarak
tanımlanmıştır.
Ceza Yasasının Ek 2. maddesine 3756 sayılı Yasa ile eklenen 2. fıkrada yer
alan "Trafik para cezaları" ibaresi, yukarda açıklandığı üzere yetkili
makamlarca verilen para cezalarını kapsamakta, mahkemelerce hükmolunan hafif
para cezalarını kapsamaktadır. Bu itibarla, direnme kararının para cezasının
miktarına ilişkin bölümü isabetlidir" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
S o n u ç : Açıklanan nedenlerle; 1- Yerel Mahkeme direnme kararının suç
tarihi yönünden isabetli olduğuna,
2- Ceza Yasasının Ek 2. maddesinin 2. fıkrası nazara alınmadan, suç tarihi
itibariyle 112.500 lira yerine 135.000 lira hafif para cezasını ödemesi
hususunda sanığa önödeme tebligatında bulunulması yasaya aykırı ise de, fazla
yatırılan 22.500 liranın sanığa iadesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya
uygun bulunan direnme hükmünün bu biçimde düzeltilerek (ONANMASINA),
31.1.1994 günü oyçokluğuyla karar verildi.
|