 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1993/2-123
K. 1993/147
T. 10.5.1993
* CEZALARIN ERTELENMESİ
* GEREKÇE
ÖZET : 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca sanığın geçmişteki kişiliği
tartışılarak ilerde suç işleme eğilimi değerlendirilmeli ve sonucuna göre
cezasının ertelenmesine yer olup olmadığı karara bağlanmalıdır.
Sanığın geçmişteki kişiliğini irdelemeyerek ilerdeki suç işleme eğilimi
değerlendirilmeden "....Sanıkların nasiye-i halleri, suç sonucunun ağırlığı
ve yoğunluğu" vurgulanarak ertelemeye yer olmadığına ilişkin karara dayanak
yapılan gerekçe yasal ve yeterli değildir.
Zira, 647 sayılı Yasanın 6. maddesinde suçların ağırlığı ve sonucunun
yoğunluğu ertelemeye engel bir husus olarak gösterilmediği gibi, sanıkların
nasiye-i halleri de, kişiliklerinin irdelendiği ve suç işleme eğilimlerinin
değerlendirildiği anlamına gelmez.
(647 s. CİK. m. 6)
Tedbirsizlik veya dikkatsizlik sonucu ölüme ve yaralamaya sebebiyet vermek
suçundan sanık Osman Nuri'nin TCY.nın 455/2-son, 647 sayılı Yasanın 4.
maddesi uyarınca 5.520.000 lira ağır para cezası, sanık Hakan'ın ise
1.480.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, ertelemeye yer
olmadığına ilişkin, (Zeytinburnu İkinci Asliye Ceza Mahkemesi)nce, 6.11.1991
gün ve 1989/573-1991/699 sayı ile verilen hükmün, sanıklar tarafından temyizi
üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay İkinci Ceza Dairesi'nce 7.5.1992 gün ve
4490-5250 sayı ile;
(Sair itirazlar yerinde görülmeyerek;
1- Sanıkların geçmişteki halleri ile suç işleme hususundaki eğilimlerini
içermemesi itibariyle yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile haklarında 647
sayılı Yasanın 6. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2- ......) isabetsizliğinden bozulmasına karar vermiştir.
(2) numaralı bozmaya uyan Yerel Mahkeme ise, 4.11.1992 gün ve 359-769 sayı
ile; sanıkların duruşmada müşahade edilen nasieyi hallerine, suç konusunun
ağırlığı ve yoğunluğuna ve erteleme hususundaki takdirin sanıklar ve
mağdurlarla yüzyüze gelen Yerel Mahkemeye ait olduğuna Yargıtay'ın bu hususa
müdahale etmesinin olanaksız bulunduğuna ilişkin açıklamalarla önceki kararda
direnmiştir.
Bu karar da, Cumhuriyet Savcısı ve sanık Osman Nuri müdafi tarafından
süresinde temyiz edildiğinden, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın
"bozma" istekli 15.4.1993 gün ve 2/99621 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay
Birinci Başkanlığına gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanıklar hakkındaki
cezaların ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, gösterilen
gerekçenin yasal ve yeterli olup, olmadığı hususundadır.
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 11.10.1976 gün ve 365/415, 6.12.1982 gün ve
388/470 , 14.12.1981 gün ve 310/421, 19.4.1993 gün ve 69/99 sayılı
kararlarıyla, 7.6.1976 gün ve 4/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında
açıklandığı üzere, "Erteleme" cezanın doğrudan doğruya sanığın kişiliğine
uydurulmasını öngören yargısal bir şahsileştirme kurumudur.
Anayasanın 141/3 ve CYUY.nın 32. maddesine göre, tüm mahkeme ve hakimlik
kararları gerekçeli olmak zorundadır. "Gerekçe"; takdirin AKLA, HUKUKA ve
DOSYAYA uygun açıklamasıdır. Gerek Anayasamızda ve gerekse Yargılama
yasasında nelerin gerekçe olabileceği sınırlı bir biçimde sayılmamıştır.
Bununla beraber, erteleme konusunda gösterilecek gerekçe, sanığın kişiliği
ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde
olmalıdır. Gerekçenin açıklanan bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun
olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek
özelliği de tartışma götürmez bir gerçektir.
Cezaların ertelenip, ertelenmeyeceği hususundaki takdirin mutlaka yasal
olması, sanığın kişiliğine dayanması ve olay ile uyumlu bulunması koşuldur.
Esasen, bu hususta gerekçe gösterilmesi zorunluluğundan güdülen amaç, 647
sayılı Yasanın 6. maddesinde yazılı yasal nedenlere dayandırılmış olmak kayıt
ve koşulu ile, gerekçede bu hususta gösterilen nedenlerin yargıcının sadece
soyut kanılarına değil, ölçünün isabetle seçildiğini doğrulayıp açıklayan ve
dosya içeriğine, sanığın duruşmada gözlenen haliyle uygun bir değerlendirme
sonucu takdir hakkının yerinde kullanılıp, kullanılmadığının saptanmasıdır.
647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca sanığın geçmişteki kişiliği
tartışılarak ilerde suç işleme eğilimi değerlendirilmeli ve sonucuna göre
cezasının ertelenmesine yer olup olmadığı karara bağlanmalıdır. Sanığın
geçmişteki kişiliğini irdelemeyerek, ilerideki suç işleme eğilimi
değerlendirilmeden, "..... Sanıkların nasieyi halleri, suç sonucunun ağırlığı
ve yoğunluğu.." vurgulanarak ertelemeye yer olmadığına ilişkin karara dayanak
yapılan gerekçe yasal ve yeterli değildir. Zira, 647 sayılı Yasanın 6.
maddesinde, suçların ağırlığı ve sonucunun yoğunluğu ertelemeye engel bir
husus olarak gösterilmediği gibi, sanıkların nasiye-i halleride,
kişiliklerinin irdelendiği ve suç işleme eğilimlerinin değerlendirildiği
anlamına gelemez.
Bu itibarla, Yerel Mahkeme direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, Cumhuriyet Savcısının ve sanık Osman Nuri
müdafinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden istem gibi direnme
kararının (BOZULMASINA), 10.5.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|