 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Sekizinci Hukuk Dairesi
E. 1993/1710
K. 1993/2373
T. 12.3.1993
* TAPU İPTALİ VE TESCİL
* KAMU HİZMETİNE TAHSİS
ÖZET : Yürürlüğü sırasında 1757 sayılı Kanun uyarınca yapılan tahsis işleminin
kazanmaya engel teşkil edebilmesi için, taşınmazın mücerret Toprak Tarım
Müsteşarlığı emrine geçirilmesi yeterli değildir. Mücerret emre geçirme 3402
sayılı Kanunun anladığı manada tahsis sayılmaz. Tahsis işleminin bir kamu
hizmetine ve özellikle kamu hizmetinin gereği olan tesisin yapılması amacına
yönelik olması gerekir. Bu durumda hangi maksat için hangi kamu kurumuna
tahsis yapıldığı ve böyle bir tahsis varsa 3402 sayılı Kanunda yazılı kamu
hizmetine tahsis anlamına gelip gelmediği araştırılmalıdır.
(3402 s. Kadastro K. m. 17, 46)(1757 s. TTRK. m. 19, 22)
Süleyman ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen
kabulüne dair, (Söke Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 1.12.1992 gün ve
455/1058 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine vekili tarafından
süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
1757 sayılı Toprak Reformu Kanununun 22. maddesi hükmü uyarınca taşınmaza ait
tapu kaydındaki açıklamaya göre nizalı taşınmaz ToprakTarım Müsteşarlığı
emrine tahsis edilmiş bulunmaktadır. Bilindiği gibi 1757 sayılı Toprak ve
Tarım Reformu Kanunu Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş bulunmaktadır.
Ancak, açıklamalardan anlaşıldığına göre tahsis 1757 sayılı Kanun yürürlükte
iken yapılmıştır. 3402 sayılı Kanunun 46. maddesi hükmüne göre tahsis
işleminin kazanmaya engel olabilmesi için tahsisin kamu hizmetine yapılmış
olması gerekir. Özellikle kamu hizmetinin gereği olan tesisin yapılması
amacına yönelik olması icabeder. Oysa, 1757 sayılı Kanunun 22. maddesinin 1.
fıkrasında çiftçilerin eğitilmesi, tohumluk, damızlık ve benzeri
ihtiyaçlarının karşılanması amaçları ile Devlete ait mevcut kuruluşlardan
yararlanılacağı, ayrıca gerekli hallerde toprak ve tarım reformu müsteşarlığı
emrine geçen araziden uygun görülenler, üzerinde 1. fıkrada öngörülen
amaçlarla üretim ve eğitim müesseseleri kurulmak üzere ilgili kuruluşlara
tahsis yapılabileceği açıklanmıştır. Olayımızda bir tahsisten sözedilmiş ise
de,tahsisin hangi maksatla yapıldığı, 1757 sayılı Kanunun 22. maddesinde
açıklanan maksatlarla taşınmaz üzerinde böyle bir amaca tahsis için bir yapı
meydana getirilip getirilmediğinin Toprak Tarım Müsteşarlığı emrine bu
maksatla tahsis yapılıp yapılmadığının yada yine aynı maddenin 1. fıkrasında
geçen kamu hizmetlerinin görülebilmesi amacıyla başka kurumlara tahsis edilip
edilmediğinin araştırılması gerekir. Zira, 1757 sayılı Kanunun 19. maddesi
hükmüne göre esasen toprak reformunun gerçekleştirilebilmesi için bir kısım
arazilerin Toprak Tarım Müsteşarlığı emrine geçirilmesi öngörülmüştür. Emre
geçiş şekli toprak rezervi niteliğindedir. Bunlardan kamu hizmetinin amacına
tahsisi uygun görülenler için ayrıca bir tahsis işleminin oluşturulması
gerekmektedir. Sadece mücerret emre geçiş 3402 sayılı Kanunun anladığı manada
tahsis sayılmaz. Amme hizmetine tahsis için taşınmaz üzerinde fiilen örneğin
bir eğitim tesisi ve bina yapılması da şart değildir. Toprak Tarım
Müsteşarlığı'na çiftçilerin eğitilmesi, tohumların ıslahı, damızlık tohumlar
üretilmesi ve benzeri ihtiyaçlar için Toprak Tarım Müsteşarlığı'na olduğu
gibi başka bir kuruluşa da tahsis söz konusu olabilir. Bu durumlar dahi kamu
hizmetine tahsis sayılır. Bölge Muhakemat Müdürlüğü'nün dosya içerisindeki
yazısında taşınmazın tahsis amacına uygun şekilde ilgili kamu kurumunca
çalışmaların yapıldığı bildirilmektedir. Hangi maksat için hangi kamu
kurumuna tahsis yapıldığının Toprak Tarım Müsteşarlığı'ndan, Köy Hizmetleri
Genel Müdürlüğü'nden, gerekiyorsa diğer ilgili kurumlardan sorulmak suretiyle
belirlenmesi, böyle bir tahsis var ise bunun 3402 sayılı Kanunun 46. ve 17.
maddesinde sözü edilen kamu hizmetine tahsis anlamına gelip gelmediğinin
tartışılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler
araştırılmadan tahsisin hangi amacın gerçekleştirilmesi için yapıldığı
belirlenmeden ya da tahsis yapılmadığına dair gerekçe gösterilmeden yazılı
şekilde hüküm verilmiş olması isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 12.3.1993 tarihinde oybirliği ile
karar verildi.
|