 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
l9. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
Esas Karar
93/1542 93/7085
Y A R G I T A Y İ L A M I
Davacı 1. Çukurova Çelik Endüstrisi A.Ş. 2. Çukurova İthalat ve
İhracaat T.A.Ş. 3. Mehmet Emin Karamehmet 4. Çukurova Holding A.Ş. Vekilleri
Av.Rafet Ataç vs. ile davalı Adabank A.Ş. Vekilleri Av. Hakkı Özgür vs.
arasında görülen menfi tesbit davası hakkında İstanbul 7. Asliye Ticaret
Mahkemesinden verilen 26.11.1991 gün ve 224-1099 sayılı hükmün onanmasına
ilişkin Dairemizin 5.11.1992 gün ve 2649-5680 sayılı ilamına karşı davalı
vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla
dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
K A R A R
1. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında
benimsenen gerektirici sebeplere ve özellikle taraflar arasında akdedilmiş
bulunan sözleşmenin 24/7. maddesi hükmüne, anılan maddenin son paragrafındaki
müeyyidenin ilk paragrafın uygulanmasına mani teşkil etmemesine, ek
taahhütnamenin son cümlesindeki kısa vadeli kredi faiz oranına 15 ilavesi
ile temerrüt faizinin uygulanacağının belirtilmesinin kredinin Türk Lirası
üzerinden kurulduğunu göstermesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı
dışındaki sair karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
2. Davalı bankaca, davacı lehine verdiği aval nedeniyle muhataba
toplam 2.092.094 Amerikan Dolarının transferinin gerçekleştirildiği ve
davacının ek taahhütname hükümlerine rağmen poliçe bedelini süresinde davalı
bankaya yatırmadığı ve mütemerrit duruma düştüğü taraflar arasında
tartışmasızdır.
Bilirkişi raporunda açıklandığı gibi davalı transfer edilen poliçe
bedelini döviz kredisi olarak izlemiş, bu tutara 9 akreditif aval ve
transfer komisyonu ile 32 gecikme faizi tahakkuk ettirmiş, davacı şirketin
borcunu Türk Lirası olarak ödemeye başlaması üzerine döviz kredisinde
izlediği hesaba 14.3.1988 tarihinde 7.3.1988-14.3.1988 tarihleri arası için 7
gün gecikme faizi ( 32) tahakkuk ettirmek suretiyle 2.306.417.42 Amerikan
Dolarına ulaşan bu krediyi bu bakiyeden kapatarak Türk Lirası karşılığı olan
meblağları muhtelif alacak hesabına borç işlemiştir. Borç olarak işlenen
toplam 3.500.055.329 Lira yukarıda belirtilen 2.306.417.42 Amerikan Doları ve
kur farkı kalemleri gözönüne alınarak ulaşılan tutardır. Mahkemece hükme esas
alınan bilirkişi raporunda davacının sorumlu olduğu tutar tesbit edilirken,
firmaya açılan kredinin gayri nakdi kredi olduğu transfer edilen poliçe
bedellerininin Türk Lirası karşılıklarına davalı bankaca uygulanmakta olan
kısa vadeli kredi faiz oranı + 15 eklenmek suretiyle temerrüt faizi
uygulanması gerektiği döviz kredisi olmadığından davalının kur farkı
(komisyon) adı altında bir istemde bulunamıyacağı, sonuç olarak alacak +
temerrüt faizi + kaynak kullanımını destekleme fonu + gider vergisi ve
transfer komisyonu olmak üzere alacaklı bulunduğu miktar tesbit edilerek,
davalı bankanın ayrıca bankalar arası serbest piyasada serbest kur üzerinden
döviz satın alarak döviz pozisyonundaki açığını kapatmasının davacının
sorumluluğunda olmayacağı, davalı bankanın döviz yükümlülüklerini gözönünde
tutarak gerekli olan tutarda döviz bulundurmak zorunda olduğu mütalaa
edilmiştir. Davalı, dava dilekçesine cevabında ve izleyen layihalarında,
davacının ek taahhütname gereği poliçe bedellerini vadesinden 15 gün evvel
başlamak üzere vade bitimine 7 gün kalıncaya kadar bankalarına yatıracağını
taahhüt ettiği halde, bu taahhüde uymadığını yapmış oldukları döviz
transferleri nedeniyle döviz pozisyonlarında meydana gelen açığı kapamak
zorunda olduklarından, bankalardan fazla fiyatlarda döviz aldıklarını,
davacının temerrüt tarihinde ödemesi gereken 2.092.094 Amerikan Dolarını
yada poliçe bedeli doların satın alınabileceği Türk Lirasını bankaya
yatırmış olsaydı bunu dövize çevirerek uyguladıkları komisyon nisbeti
üzerinden müşterisine kullandırabileceklerini, böylece zarar görmeyecekleri
gibi ticari gelir de sağlayacaklarını savunmuştur. B.K.nun 96, 102.
maddeleri hükümleri gereği alacaklı, hakkından kısmen veya tamamen istifa
edemediği taktirde borçlu kendisine hiçbir kusurun isnat edilemiyeceğini
ispat etmedikçe bundan doğan zararı tazmine mecbur ve yine mütemerrit olan
borçlu borcunun teehhürle ifasından dolayı zarar ve ziyandan mükellef olduğu
gibi, yine aynı yasanın 105. maddesi, alacaklının düçar olduğu zararını talep
edebileceği geçmiş günler faizinden fazla olması halinde, borçlunun kendisine
hiçbir kusur isnat edilemiyeceğini ispat etmedikçe bu zararı dahi tazminle
mükellef olduğunu hükme bağlamıştır. B.K.nun 105. maddesindeki zarara dayanak
alınan alacak kavramına, sözleşmelerden doğan veya haksız fiile dayalı
alacakların tamamı dahil olup, temerrüde konu ve faize hak veren yasal bir
alacağın mevcudiyeti yeterlidir. Bu durumda ise, borçlu mütemerrit olmasaydı
ve borcunu zamanında ödeseydi alacaklının varlığı ne duruma gelecek idi ise o
durum sağlanmalıdır. Bu ölçüler içinde, davalının savunması gözönüne
alınarak, var ise faizle karşılanamayan davalı zararının kanıtlanması ve
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte olup, hüküm bu nedenle
bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenle sair karar düzeltme
isteminin reddine, 2 nolu bentte yazılı nedenlerle karar düzeltme isteminin
kabulüne, Dairemizin 5.11.1992 tarih, 1992/2649 Esas, 92/5680 sayılı onama
kararının kaldırılmasına, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, önce alınan
onama harcının istek halinde iadesine, vekili evvelce duruşmaya gelen davalı
yararına taktir edilen 11.000 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan
alınarak davalıya ödenmesine 27.10.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Cengiz Kostakoğlu Y.M.Günel N.Sucu K.Acar K.O.Şengün
|