 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
SAYI
Esas Karar
93/1444 93/3326
Özet :Miras sebebi ile istihkak davasının davalısı tereke
üzerinde hiç bir hakkı yoktur. Tereke malına tasarrufu mirascılar adına olup,
tereke malı yerine iktisap ettikleride tereke malı olur. İkame prensibi
M.K.577 ve müteakip maddelerinin koruma amacına uygun olur.
Temyiz Eden :Davacı
Taraflar arasındaki davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
Davacı davalının muris babaağanın mirascısı olmadığının hükmen
edildiğini ancak davalı mirascı imiş gibi aldığı taşınmaz malı diğer davalı
İrfan'a sattığını ileriye sürüp, davalıların haksız iktisap ettiklerinin
karşılığının tahsilini istemiştir.
Dava davalıların iyi niyetli olduklarından söz edilerek red
edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni
gerektirici sebeplere ve özellikle davalı İrfan'ın diğer davalının mirascı
olmadığını işlem tarihinde bildiğini kabule yeter bir delil ortaya konmamış
bulunmasına göre, İrfan hakkındaki davanın reddi doğru olup davacının bu
davalı yönünden temyiz isteği yerinde görülmemiştir.
2- "Terekeye veya bir kısmına vasiyet edenlere karşı kanuni veya
mansup mirascı sıfatıyla racih bir hakkı malik olduğuna sahip olan kimse,
miras sebebiyle istihkak davasında bulunabilir. (M.K.577)
"Miras sebebi ile istihkak davası sabit oldukta, hasım yedinde bulunan
malı zilyetlik kaidelerine göre davacıya verir. Hasım bu davalarda iktisap
mururu zamanı definde bulunamaz" (M.K.578)
Görüldüğü gibimiras sebebiyle istihkak davasından davalı olan kişinin
tereke üzerinde hiçbir hakkı yoktur. Tereke malı üzerinde yaptığı tasarruf
mirascılık sıfatına dayanmamakta olup, gerçek mirascılar adınadır. Tasarruf
sonunda tereke malı yerine iktisap edilende tereke malı olur. İkame prensibi
denen bu anlayış Medeni Kanunun 577 ve müteakip maddelerinde yer alan koruma
amacına uygun olur. Davalının tereke malının satması sonunda elde ettiği para
veya bu para ile aldığı şeylerinde istenebileceği (Y.H.G.K.20.1.1965 günlü
l5/32 sayılı kararı) düşünülmeden davalı Hakkının iyi niyetli olması
sebebiyle istemin reddi doğru bulunmamıştır.
3- Davalı Hakkının aldığı 22.8.l966 tarihli veraset ilamını iptal
ettirmesi ve terekede payının belirlenmesi için dava açması için davacıya
mehil verilmeden davaya bakılması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : 1- Davalı İrfan hakkında açılan davanın reddine dair hükmün
ONANMASINA,
2- Yukarıda ikinci ve üçüncü bentte açıklanan sebeplerle davacının
temyiz itirazlarının kabulü ile davacı Hakkı yararına kurulan hükmün
BOZULMASINA, 6.4.l993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
T.Alp N.Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu H.Dinç F.Kıbrıscıklı
|