 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
SAYI
Esas Karar
93/1335 93/2166
Özet :Vasiyetnameye konu olan malın daha sonra lehtarın hibesi
vasiyetten rucu amacının delili olamaz.
Temyiz Eden : Davacı
Taraflar arasındaki davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
1- Medeni Kanunun 491. maddesinin son cümlesinde murisin sonradan
yaptığı tasarrufla, daha önce yaptığı vasiyetin bağdaşmaması halinde
vasiyetin hükümsüz olacağı hükme bağlanmıştır. Kanunda yer alan bu karine
tamamlayıcı hukuk kuralı niteliğinde olduğundan murisin iradesinin ne
olduğunun ortaya koyulması halinde, murisin iradesine itabar etmek
zorunludur.
Somut olayda muris muayyen malını davalı derneğe 22.5.l981 tarihinde
vasiyet ettikten sonra aynı malı yine bu davalıya 27.4.l982 de hibe etmiştir.
Bu işlem vasiyetnameyi ortadan kaldırma, ondan rucu amacı taşımamakta, ancak
o malın mutlaka ona geçmesini amaçlamaktadır. Delillerin bu çerçevede
değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.
2- Medeni Kanunun 466 ve 502 maddeleri hükümleri ile mirascının mahfuz
hissesine tecavüz teşkil eden ölüme bağlı tasarrufların başkaca hiçbir kayıt
ve şart aranmadan tenkis edilebileceği belirlenmiştir. Medeni Kanunun 507/4.
maddesi hükmü ancak sağlar arası tasarrufların tenkisi söz konusu olduğunda
uygulanabilir. Ancak bu madde belirtilen halde davacı, murisin mahfuz hisse
kurallarını ihlal kastıyla hareket ettiğini isbatlamak zorundadır.
Şu halde vasiyetname bakımından da murisin mahfuz hisse kurallarını
ihlal amacı güttüğünün isbatlanamadığından söz edilerak davanın reddi usul ve
kanuna aykırıdır.
SONUÇ :Hükmün açıklanan sebeplerle BOZULMASINA 4.3.l993 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
T.Alp N.Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu H.Dinç F.Kıbrıscıklı
|