 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10.CEZA DAİRESİ
Esas No :1993/13234
Karar No :1994/1905
Tebliğname No : 10/52568
YARGITAY İLAMI
Nas-ı ızrar suçundan sanıklar Ali İhsan Eroğlu ve Ahmet
Eroğlu'nun yapılan yargılanmaları sonunda; Hükümlülüklerine, sanık Ali İhsan
Eroğlu'nun cezasının ertelenmesine dair SENİRKENT Asliye Ceza Mahkemesinden
verilen 13.5.1993 gün ve 1992/31 esas 1993/20 karar sayılı hükmün süresi
içinde Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili ile sanıklar vekili tarafından
istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının bozma isteyen 24.11.1993
tarihli tebliğnamesiyle daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve
dosya içeriğine uygun gerekçeye göre; yerinde görülmeyen diğer temyiz
itirazlarının reddine; Ancak:
1-CMUK.nun 236. maddesine aykırı olarak sanıklardan Ahmet Eroğlu'nun
kimliği açık olarak tesbit edilmeden sorgusunun yapılması,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.4.1990 gün ve 1990/93-117 sayılı
kararında belirtildiği üzere, 2245 sayılı Yasayla yapılan değişiklik ile
TCK.nun 516. maddesininin ilk fıkrası dışında kalan ve 7 bent halinde sayılan
hallerde eylemin özelliğine, zararın ağırlığına, zarara uğrayan şeyin önem ve
değerine nazaran 1 ila 7 yıl arasıda etkin bir ceza yaptırımına bağlanmak
istenmiş olmasına, böyle bir düzenleme yapılırken TCK.nun 522. maddesindeki
cezayı ağırlaştırıcı nedenler yetersiz görülerek maddenin kendi içerisine
yeni ağırlaştırıcı sebepler konularak özel olarak düzenlenmesi karşısında
maddenin ilk fıkrası hariç diğer fıkralarla ile ilgili olarak hafif ve pek
hafif sayıldığı hallerde uygulanabileceği halde, zararın pek fahiş sayılması
hallerinde 522. madde ile arttırım yoluna gidilemeyeceği, ancak TCK.nun 29.
maddesi esas alınarak temel ceza belirlenirken değerlendirmeye tabi
tutulacağı gözönüne alınarak, sanıklar hakkında zararın pek fahiş olması
sebebiyle TCK.nun 522. maddesi ile arttırma yapılamayacağından
değerlendirmenin hükme dayanak yapılan TCK.nun 516/6. madde ve fıkrasında
yazılı ceza sınırları içinde yapılmasında zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı müdahil vekili ile sanıklar vekilinin temyiz itirazları
bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi
BOZULMASINA, 17.2.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
H.Doğan Ş.Güngör M.İ.Ünal H.Demirörs Ö.Göğüş
|