 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
HUKUK GENEL KURULU
E. 1993/13-26
K. 1993/95
T. 3.3.1993
ÖZET : Taraflar arasındaki avukatlık ücret sözleşmesinde (davadaki
başarıya göre değişmek) koşuluna yer verilmediğinden, ücret sözleşmesi
geçersiz olup, uyuşmazlığın, taksim ve izale-i şüyu davasının açıldığı
tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre
çözümlenmesi gerekir.
Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan
yargılama sonunda; (Çorum Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın kabulüne
dair verilen 24.l2.l99l gün ve l2-358 sayılı kararın incelenmesi davalı
vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onüçüncü Hukuk Dairesi'nin
9.4.l992 gün ve 24l8-3378 sayılı ilamı ile; (... Sözleşmede aynen "davalı
şeyin D. l0'u (hissesi 25.000.000 TL.dır)" ücret olarak
kararlaştırıldığından sözleşme Avukatlık Kanunu'nun l64. maddesinin 3.
fıkrası hükmüne aykırı olup geçersizdir. Bu nedenle davacı ancak davanın
açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre
ücrete hak kesbedebilir. Mahkemece, buna göre ücret takdiri gerekirken
isteğin aynen kabul edilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya
yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki
kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:
Davacı Avukatın, davalının taksim ve izale-i şüyu davasının takibini
üstlendiği uyuşmazlık konusu değildir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde
taksim ve izale-i şüyu davaları için maktu ücreti vekalet öngörülmüştür. ll36
sayılı Avukatlık Kanunu'nun l63. maddesinin 2. fıkrasında avukatlık
ücretinin, avukatla iş sahibi arasında serbestçe kararlaştırılabileceği hükme
bağlandıktan sonra, aynı Kanunun l64. maddesinin l. fıkrasında, ücret
sözleşmesinin kural olarak belli bir miktarı kapsaması gerektiği
belirtilmiştir. Bu hükümlere göre, avukatlık ücreti, maktu bir miktarı
göstermek üzere serbestçe kararlaştırılabilecektir. Bu durumda, dava olunan
veya hüküm altına alınan şeyin değeri ile avukatlık ücreti arasında herhangi
bir bağlantı kurulmamaktadır. Bu koşullar altında avukatlık ücreti belli bir
miktarı kapsamak üzere serbestçe kararlaştırılabilir. Bu yönden Avukatlık
Kanunu'nda özel bir sınırlama getirilmemiştir. Böyle bir sözleşmenin ancak
genel hükümlere göre geçersizliği ileri sürülebilir veya iptali istenebilir.
Avukatlık Kanunu'nun l64. maddesinin ikinci fıkrasında yukarıdaki
serbesti kuralına, bazı koşullar altında bir istisna getirilmiştir. Buna
göre, hasılı davaya iştirak niteliğinde olmamak, davada gösterilen başarıya
göre değişmek ve yüzde yirmibeşi aşmamak üzere dava olunan veya hükmolunacak
şeyin değerinin belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak
kararlaştırılabilecektir. Burada avukatlık ücreti ile, dava olunan veya hüküm
altına alınacak şeyin değeri arasında bağlantı kurulduğunda, yasakoyucu,
maktu avukatlık ücretinde olduğu gibi serbesti ilkesini benimsememiş,
tarafların iradesine üç yönden sınırlandırma getirmiştir. Kamu düzeni ile
ilgili olan bu sınırlandırmalara uyulmadığı takdirde, avukatlık ücret
sözleşmesi geçersiz olacak ve bunun yerine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi
hükümleri uygulanacaktır.
Dava konusu olayda, taraflar arasında düzenlenen 20.2.l987 tarihli
avukatlık ücret sözleşmesinde işin konusu "ortaklığın giderilmesi- izale-i
şüyu" olarak gösterildikten sonra ücret kısmında "Davalı şeyin D. 10
(hissesi 25.000.000,_ TL.dir)" denilmiştir. Bu şekilde belirtilen avukatlık
ücreti, Avukatlık Kanunu'nun l63/2. ve l64/l. maddelerinde sözü edilen maktu
ücret olmayıp, l64/2. maddenin kapsamına giren nisbi avukatlık ücretidir.
Dava olunan şeyin belirtilen değerinin belli bir yüzdesinin aynı zamanda
maktu ücreti de ifade edeceği ve bu nedenle, buradaki ücretin nisbi değil
maktu ücreti gösterdiği ileri sürülerek, l64/2. maddenin kapsamı dışında
kaldığı yolundaki bir görüşe katılmak mümkün değildir. Çünkü böyle bir görüş,
giderek l64/2. maddenin uygulanmasını ortadan kaldırır.
Bu nedenlerle, çoğunluk tarafından, dava konusu olayda, Avukatlık
Kanununun l64/2. maddesi hükmünün uygulanması gerektiği görüşü
benimsenmiştir. Taraflar arasındaki avukatlık ücret sözleşmesinde, bu fıkrada
öngörülen (davadaki başarıya göre değişmek) koşuluna yer verilmediğinden,
ücret sözleşmesi geçersiz olup, uyuşmazlığın, taksim ve izale-i şüyu
davasının açıldığı tarihde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi
hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.
Özel Daire bozma kararına bu nedenlerle uyulmak gerekirken, önceki
kararda direnilmesi usul ve Yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
S O N U Ç :Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme
kararının yukarıda açıklanan ve Özel Daire bozma kararında gösterilen
nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek
halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 3.3.l993 gününde oyçokluğu
ile karar verildi.
Birinci Başkanvekil 16.H.D.Bşk. 10.H.D.Bşk. 17.H.D.Bşk.
İ.Teoman PAMİR İ.Özmen İ.T.Ozanoğlu H.H.Karadoğan
Onama
9.H.D.Bşk 12.H.D.Bşk. 14.H.D.Bşk. S.Tamur
S.Çetinelli B.C.Kadılar E.Özdenerol Onama
19.H.D.Bşk.V. K.N.Fadıllıoğlu T.Y.Darendelioğlu 15.H.D.Bşk.V.
M.S.Aykonu Onama Y.Akman
İ.Haznedaroğlu Y.M.Günel Ç.Aşçıoğlu G.Kaynak
Onama
A.C.Göğüş E.A.Özkul D.Topçuoğlu ll.H.D.Bşk.V.
Onama H.S.Terzibaşıoğlu
K.Kadıoğlu C.Çetiner İ.P.Solak N.Turhan
onama Onama
Ş.D.Kabukçuoğlu B.Kartal 8.H.D.Bşk.V. 18.H.D.Bşk.V.
Onama Onama T.Uğur M.A.Selçuk
Ş.E.Serim O.Uzgören M.M.Aktürk İ.Demirkıran
Onama Onama
//..
M.H.Surlu O.İzgiey G.Nazlıoğlu A.Ertük
Onama Onama
E.Ertekin Z.Sağdur M.S.Özer A.Güneren
K.O.Şengün B.Özkaya İ.Özmen A.Nazlıoğlu
Onama
KARŞI OY YAZISI
Avukatlık Kanunu'nun avukatlık ücreti ile ilgili l63 ve l64. maddeleri
hükümlerine göre; avukatlık ücreti, avukatla iş sahibi arasında serbestçe
kararlaştırılır ve ücret sözleşmesinin kural olarak belli bir miktarı
kapsaması gereklidir. Şu kadarki, davada gösterilen başarıya göre değişmek ve
yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava olunan veya hükmolunacak şeyin değerinin
belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.
Olayımızdaki sözleşmede (davalı şeyin değerinin l0'u) dedikten sonra
hissesinin de 25.000.000 TL. olduğu belirlenmiş ve ücret bu şekilde
kararlaştırılmıştır. Dava olunan tutar 25.000.000 lira olarak belirlenmiş
olmakla bunun l0'u demek suretiyle ödenecek ücrette belirlenmiş olmaktadır.
Basit bir matematik hesabiyle bunun 2.500.000 lira olduğu ilk bakışta
anlaşılır. Tarafların iradesi bu miktar ücrette birleşmiştir. Açıkça
2.500.000 lira denmedi diye sözleşmeyi geçersiz saymak tarafların amacına
aykırı düşer. Esasen deyişler arasında sonuç itibariyle fark yoktur.
Tarafların amaçladıkları maktu bir ücrettir. Avukatlık Kanunu'nun
değişikliğinden önceki uygulama ile ilgili 7.4.l954 tarih, l953/l2-l945/9
sayılı Tevhidi İçtihat Kararında; "müddeabihin yüzde nisbeti de malum bir
miktar olduğundan ücret mukavelenamesinde müddeabih üzerinden tayin edilecek
ücrette malum ve muayyen ücret demektir" şeklindeki yorumu bu düşüncemizi
güçlendirmektedir.
Kaldıki, yüzde üzerinden ücret kararlaştırılmasını salt başarı şartına
bağlamak yasa koyucunun amacına da ters düşer. Kanunun l64ncü maddesinin l.
fıkrasında kuralı koyduktan sonra 2. fıkrasındaki hükmü istisnaen başarıya
göre değişme şartı ile ücretin, kararlaşırılabileceği yani başarıya göre
kademeli bir ücret belirlenebileceği şeklinde anlamak yasaya ve hakkaniyete
uygun düşer. Yüzde olarak kararlaştırılan her ücret sözleşmesinde başarı
şartını aramak gerekmez. Sayın çoğunluğun görüşüne göre bir yandan belli bir
ücret geçerli kabul edilirken bu ücretin değişik şekilde ifadesi olan
25.000.000 liranın l0'u dendiği için sözleşmeyi geçersiz saymak çelişki
yaratır, adalet şekle feda edilmiş olur.
Bu nedenlerle sayın soğunluğun görüşüne katılamıyorum.
Kamil KADIOĞLU
l3.Hukuk Dairesi Üyesi
|