 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
93/12909 94/968
ÖZET :Yabancı memleketten verilen nafaka ilamında baba ile çoçuk
arasında babalık hükmünü de kapsadığından bu bölümün tanınması istemini
Newyork ve Laheye sözleşmeleri uyarınca savcı takip edemez.
Taraflar arasındaki babalık-tenfiz davasının yapılan muhakemesi
sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
26.l.l971 gün ve 1331 sayılı kanunla onaylanan nafaka alacaklarının
yabancı memleketlerde tahsili ile ilgili 20 Haziran l956 tarihli sözleşmenin
(Newyork sözleşmesi) l. maddesinde sözleşmenin amacının nafakanın tahsilini
kolaylaştırmak olduğu ifade edilmiştir. 5. maddenin 3. fıkrasında yargılama
usulünün borçlunun tabi oldugu devletin kanununa göre ya bir tenfiz kararı
veya tescil usulü, yada yeni bir dava şeklinde olabilecegi; 6. maddenin l.
fıkrasında aracı kurumun görevleri aynı maddenin 3. fıkrası ile l. maddenin
2. fıkrasında uygulanacak kanun hükümleri gösterilmiştir ve bu hükümlere göre
borçlunun bulunduğu ülkenin hukukunun uygulanması gerekmektedir.
l482 sayılı kanunla onaylanıp 25.4.l972 de yürürlüğe giren 24 Ekim l956
tarihli "çocuklara karşı nafaka mükellefiyetine uygulanacak kanuna dair
sözleşmenin (lahaye sözleşmesi) uygulanabilmesi için ise sözleşmenin l.
maddesine göre çocuğun nesebi sahih, nesebi gayrı sahih veya evlat edinilmiş
olması gerekmektedir. Bu sözleşmenin amacı çocuklara karşı nafaka
mükellefiyeti konusunda uygulanacak kanunun tesbitinde müşterek prensipleri
belirlemektir.
Öte yandan l5 Nisan l958 tarihinde imzalanıp l620 sayılı kanunla
onaylanan ve 27.6.l973 te yürürlüğe giren "çocuklara karşı nafaka yükümlülüğü
konusundaki kararların tanınması ve tenfizine" ilişkin sözleşmenin (La haye
sözleşmesi) l. maddesinde sözleşmenin sadece nafaka yükümlülüğüne inhisar
ettiği belirtilmiş ve 6. maddesinde tenfiz kararında da tenfiz merciinin
mensup olduğu devletin usul hükümlerinin uygulanacağı gösterilmiştir.
Somut olaya gelince;
Yabanca mahkemece verilmiş bir nafaka kararı bulunmamaktadır. Açılan
dava ise nafakaya ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizi olmayıp,
babalığın tespitine dair yabancı mahkeme kararının tenfiz veya tanınması
isteğini kapsamaktadır. Bu hale göre ihtilafın 23.ll.l982 tarihinde yürürlüğe
giren 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu hükümlerine
göre çözümlenmesi gerekecektir.
Söz konusu 2675 sayılı kanunun l7. maddesi ile çocuk ve baba arasındaki
kişisel ve mali ilişkilerde babanın milli hukuku uygulanır hükmü getirilmiş;
36. maddesinde istemin ne şekilde yapılacağı, 37. maddesinde mahkemeye
sunulması gereken belgelerin neler olduğu, 38. maddesinde tenfiz ve 39.
maddesinde de itiraz koşulları açıklanmış; Medeni Kanunun 295. ve müteakip
maddelerinde babalık davasının açılması ve koşulları gösterilmiştir.
Bu durumda,
1- Babalığın tespitine dair yabancı mahkeme kararının tenfiz veya
tanınmasına ilişkin davacı veya temsilcisi tarafından açılmış bir dava
olmadığı halde bu konuda yetkisi bulunmayan aracı kurumun görevlendirmesi
üzerine Cumhuriyet Savcılığınca açılan dava ile duruşma yapılıp yazılı
şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2- Mahkemenin kabul şekline göre de;
Davalının yokluğunda oluşturulan ve tenfizine itiraz edilen yabancı
mahkeme kararının çocuk ile davalı arasında irs ilişkisini gösterir ve Türk
hukukuna göre oluşturulmuş babalığın tespiti kararı niteliğinde olup olmadığı
araştırılıp tartışılmadan ve bu konuda deliller toplanmadan eksik inceleme
ile hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz
peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirligiyle 31.l.l994 tarihinde
karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Ferman Kıbrıscıklı Özcan Aksoy A.İhsan Özuğur
|