 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onsekizinci Hukuk Dairesi
E. 1993/12718
K. 1993/13477
T. 6.12.1993
* DEVRE MÜLK
* KAT İRTİFAKI
* ANA GAYRİMENKUL
* HARİCEN PAY SATINALMA
* KAT MÜLKİYETİ KANUNU
* GENEL HÜKÜMLER
ÖZET : Kat Mülkiyeti Kanununun devre mülk hakkını tanıyan 57. maddesinde;
mesken olarak kullanmaya elverişli bir yapı veya bağımsız bölümün ortak
malikleri ancak yapı veya bağımsız bölümden yılın belli dönemlerinde istifade
hakkı veren devre mülkün bir irtifak hakkı olarak tesisini isteyebileceği
belirlenmiştir. Bu durumda, taşınmazda malik ve paydaş olmayan kişinin devre
mülk hakkının tescilini isteyemeyeceği dikkate alındığında davacıların bu
davadaki amaçlarının haricen satın aldıkları taşınmazdaki paylarının tescili
olduğu sonucuna varılmalıdır.
Uyuşmazlık, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre değil, genel hükümlere göre
çözümleneceğinden davanın değeri dikkate alınarak Asliye Hukuk Mahkemesinde
bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmelidir.
(634 s. KMK. m. 57) (1086 s. HUMK. m. 2/2, 7, 27)
Dava dilekçesinde, devre mülk hakkının tapuya tescili istenilmiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı
olarak yapılması taraf vekillerince istenilmekle; dosyadaki tüm kağıtlar
okunup, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip gereği düşünüldü:
Davada, kat irtifakı tesis edilmiş bulunan anagayrimenkulde kayden ortak
olmayan ancak, malik olan şirkete ortak olmak suretiyle haricen pay satın
almış olduklarını iddia eden davacılar, devre mülk haklarının tesciline karar
verilmesini istemişlerdir.
Kat Mülkiyeti Kanununun devre mülk hakkını tanımlayan 57. maddesinde, mesken
olarak kulanmaya elverişli bir yapı veya bağımsız bölümün ortak malikleri
ancak, yapı veya bağımsız bölümden yılın belli dönemlerinde istifade hakkı
veren devre mülkün bir irtifak hakkı olarak tesisini isteyebileceği
belirlenmiştir. Bu durumda, taşınmazda malik ve paydaş olmayan kişinin devre
mülk hakkının tescilini isteyemeyeceği dikkate alındığında, davacıların bu
davadaki amaçlarının haricen satın aldıkları taşınmazdaki paylarının tescili
olduğu sonucuna varılmalıdır.
Davada, devre mülk tesisinin istenmediği, istenen hususun taşınmazdan
yararlanılacak "devrelerin" tescili olduğu ileri sürülmüş ise de, taşınmazdan
yararlanılacak devrelerin tesbiti, devre mülkü içeren irtifak hakkı ve
dolayısı ile mülkiyet hakkından bağımsız bir durumu ifade etmeyeceği açıktır.
Hal böyle olunca, uyuşmazlık Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre değil,
genel hükümlere göre çözümleneceğinden; davalıların, davada belirlenmiş olan
değere itirazları sonucu HUMK.nun 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davanın
mahkemece saptanan değeri de dikkate alınarak davaya genel hükümler
dairesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı
verilmesi gerekirken davanın reddedilerek işin esası hakkında hüküm tesisi
doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan
kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.
maddesi gereğince (BOZULMASINA), Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen
davacı yararına takdir edilen 25.000 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp
davacı tarafa verilmesine, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz
edenlere iadesine, 6.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|