 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Birinci Ceza Dairesi
E. 1993/1258
K. 1993/1790
T. 29.9.1993
* ZİNA HALİNDE YAKALAMAK
* ÖZEL TAHRİK
ÖZET : TCK.nun 462. maddesinin uygulanmasında zaman koşulu ehemmiyet arzederse
de; bunun dar yorumlanmaması, genel tahrik hükmünün gazap ve şedit elem
halinden daha vahim olan şartlar altında fiilinin işlenmesine karar
verilmesi, araya başka bir sebebin girmemesi ve bu hususun açıklıkla
anlaşılması durumunda 462. maddenin uygulanması mümkün görülmelidir.
Özel tahrik sebebi altında ve bunu etkisinde kalıp öldürme kararını böyle bir
ortamda kararlaştıran failin, araya başka neden girmeden bir süre sonra fiili
işlemesi durumunda 462. maddenin uygulanması kanun amacına uygun düşer.
(765 s. TCK. m. 462)
Yılmaz'ı kasten öldürmekten sanık Dursun'un yapılan yargılanması sonunda;
hükümlülüğüne ilişkin, (Boyabat Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 23.12.1992
gün ve 30/50 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanık
tarafından istenilmiş olduğundan, dava dosyası C. Başsavcılığı'ndan
tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit
edildi:
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul,
oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin kılınmış,
savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen
hükümde bozma sebepleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık
vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine. Ancak:
1- TCK.nun 462/1. maddesi; "öldürme ve müessir fiilin zinayı icra halinde ve
gayrimeşru cinsi münasebette bulunduğu esnada meşhuden yakalanan veya zina
yapmak veya gayrimeşru cinsi münasebette bulunmak üzere yahut henüz zina
yapmış veya gayrimeşru cinsi münasebette bulunmuş olduğunda zevahire göre
şüphe edilmiyecek surette görünen bir koca veya karı yahut kızkardeş veya
fürudan biri, yahut bunların müşterek faili veya her ikisi aleyhinde karı
veya koca yahut usullerden biri veya erkek veya kızkardeş tarafından işlenmiş
olursa fiilin muayyen olan cezası sekizde bire indirilip ve ağır hapis cezası
hapis cezasına tahvil olunur" hükmünü içerir.
Bu hüküm, genel tahrik hükmünü düzenleyen TCK.nun 51. maddesine nazaran özel
niteliktedir. 51. maddede tahrik oluşturan hususlar belirtmeksizin failin
maruz kaldığı gazap ve şedit elemin tesiri altında bir suçu işlemesi kanuni
hafifletici neden sayıldığı halde 462. maddesinde tahrik edici hareketlerin
zina veya gayrimeşru cinsi münasebetten kaynaklanması kabul edilmektedir. Şu
hale göre özel tahrik şartları bulunduğunda o hükmün daha ziyade lehe olması
nedeniyle öncelikle tatbiki gerekir.
462. maddenin uygulanmasında zaman koşulu ehemmiyet arzederse de; bunun dar
yorumlanmaması, genel tahrik hükmünün gazap ve şedit elem halinden daha vahim
olan şartlar altında fiilin işlenmesine karar verilmesi, araya başka bir
sebebin girmemesi ve bu hususun açıklıkla anlaşılması durumunda 462. maddenin
uygulanması mümkün görülmelidir. Bu itibarla; özel tahrik sebebi altında ve
bunun etkisinde kalıp, öldürme kararını böyle bir ortamda kararlaştıran
failin araya başka neden girmeden bir süre sonra fiili işlemesi durumunda
462. maddenin uygulanması kanun amacına uygun düşer.
İncelenen olayda; tarihten bir sene kadar önce sanık ve ailesinin başka bir
evde otururlarken, gece pencereden birinin eve girmek istediği, sanığın kızı
Sevim'in görüp haber vermesi üzerine şahsın kaçtığı, Sevim'in ifadesine göre
bunun maktül olduğunu öğrendiği, daha sonra karısı ile maktül arasında ilişki
bulunduğu şüphesi ile gizli ve sessiz bir şekilde takibe başladığı, ancak
kesin bir şey belirleyemeyip, kuşkusunu gideremediği, olaydan 15-20 gün önce
de sanığın eşi ile komşusu Sefa'nın eşi kavga ederken, Sefa'nın eşinin "Benim
kocam, senin kocan gibi boynuzlu değildir" demesi üzerine, yeniden karısından
şüphelenmeye başladığı, sanığın olay günü Orman'a çalışmaya gittiği, evde
kalan çocuklarını, karısının evde ekmek pişireceği bahanesiyle hayvan
otlatmaya gönderdiği, karısının evde yalnız kaldığı sırada maktülün eve
geldiği ve kapıyı kilitledikleri, bir süre sonra evine öğlen yemeğine dönen
sanığın kapıyı kilitli görüp, çaldığı kapının 3-4 dakika sonra karısı
tarafından açıldığı, bu arada maktülün dolap içine saklandığı, kapıyı üst
başı dağınık açan karısına "neden kapıyı kilitledin" diyen sanığa;
"yalnızdım, korktum" dediği, daha sonra sanığın yemeğini yediği, bu arada
çocukların da hayvan otlatmaktan döndükleri, sanığın bir süre dinlendikten
sonra ormandan çıra hazırlamak için dolapta bulunan kesim motorunu almak için
kapısını açtığında maktülü dolap içinde çömelmiş halde gördüğü ve
şüphelerinin doğru olduğuna kani olarak kaçmaya çalışan maktülü içerde
kilitlediği, kilitleme mücadelesi sırasında karısının dışarıya kaçtığı,
sanığın bundan sonra dışarıya çıkıp karısını aramaya çalıştığı, bulamadığı,
eve geldiğinde çocukların maktülü bacadan kaçmaya çalıştığını söylemeleri
üzerine dolaba kilitleyip, kapısını çaktığı ve karısını tekrar aramaya
başladığı, fakat bulamayıp eve tekrar geldiği ve saat 21.00 sıralarında
maktülü bağlayıp, boğduğu ve evin zemin katı altına sakladığı, bilahare
götürüp bulunduğu yere attığı, dosya içeriği ve delillerden anlaşılmıştır.
Bu oluş içinde sanığın, önceleri maktülden şüphelendiği, olay günü tesadüfen
dolabı açtığında onu orada görüp, şüphelerinin doğruluğuna kani olarak
namusuna vaki tecavüz nedeniyle onu öldürmeye karar verdiği ve fakat kaçan
karısını yakalamak için peşinden giderek o anda fiili icra etmeyip, bir kaç
saat erteleme durumunda kaldığı, fakat fikrinden ve kararından bu aşamada
vazgeçmediği görüldüğüne göre, 462. maddesindeki zaman koşulu suçta
oluşmaktadır.
Bu itibarla, sanık hakkında TCK.nun 462. maddesi uygulanması gerekirken
TCK.nun 51/2. maddesinin tatbiki ile fazla ceza tayini,
2- Kabule göre; ağır tahrik şartlarında kabul edilen sanığa, oluşa göre yasal
nedenleri bulunmadığı halde temel cezanın teşdiden tayini ve TCK. nun 51/2.
maddesi ile yapılan indirim arasında sanık aleyhine belirlenmesi olaya ve
hakkaniyete uygun bulunmadığından;
Sanık vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile açıklanan sebepten dolayı
kısmen tebliğnamedeki istem gibi (BOZULMASINA), 29.9.1993 gününde oybirliği
ile karar verildi.
|