 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
93/12530 94/316
ÖZET: Evlilik birliğinin yeniden kurulamaması sebebine dayanan
davalarında delil ile ispatı gerekir. Davalının kabul ve ikrarı hakimi
bağlamaz.
Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda
mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Boşanma davalarında boşanmaya neden gösterilen hadiseler hakkında iki
tarafın ikrarı hakimi bağlamaz. (M.K.md.150/3) Bu hadiselerin bilbeyyine
kanıtlanması gerekir. Davalının fiili ayrılık süresi ile ilgili kabul beyanı
onu davada hazır bulunmak mecburiyetinden kurtarır, başka hukuki bir sonuç
doğurmaz. (HUMK.md.95/2) O halde mahkemece yapılacak iş, taraflardan bu
konudaki delillerini sormak, toplamak, sonucuna göre bir kaar vermekten
ibarettir. Bu yön gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm
kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün gösterilen nedenle BOZULMASINA, temyiz
peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi.
17.1.1994
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Ferman Kıbrıscıklı Özcan Aksoy A.İhsan Özuğur
(Muhalif) (Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, 3444 s.y. ile değişik Medeni Kanunun l34/son maddesiyle
öngörülen 3 yıllık fiili ayrılık hukuksal nedenine dayalıdır.
Daha önce açılıp red edilerek kesinleşen dava ile eldeki dava arasında
geçen üç yıllık süre içinde tarafların bir araya gelmedikleri taraflarca
kabul edilmiştir. Bu konuda taraflar arasında çekişme bulunmamaktadır. Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanununun 74-75. maddeleri uyarınca hakim taraflar
arasında çekişme konusu olan maddi veya hukuki olayları inceler. Tarafların
isteği dışına çıkamaz ve çekişmesiz konularda delil toplayamaz. Belirtilen bu
hükümlerle Medeni Kanunun l50 1 ve 3.fıkraları arasında da bir çelişki
yoktur. Medeni Kanunun l50. maddesi tarafların ikrar ve kabullerinin
geçersizliğini değil hakimi bağlamayacağını hükme bağlamıştır. Başka bir
anlatımla hakim bununla bağlo olmadan kendi vicdani kanaati doğrultusunda
kabul dışına çıkarak başkaca karar verebilir. Hakimin kanaat sahibi olması
halinde tarafların kabulüde bir delildir. Somut olayda üç yıllık eylemli
ayrılık tarafların karşılıklı kabulü, davacının bir başka kadınla yaşadığı bu
birleşmeden iki çocuk sahibi olduğunu gösteren nüfus kaydı ile sabittir.
Nüfus kayıtları tarafların ayrı yaşamına ilişkin sözlerini doğrulamıştır.
Hakimin bu itibarla olayın varlığı hususunda vicdani kanaate ulaşması doğru
bir algılamadır. Diğer yönden üç yıllık süre içinde bir araya gelinmediğini
belirten davalının bu beyanın aksini bilebilecek tanıkların bulunmasının
kabulü de hayatın olağan akışına aykırı düşer. Tarafları böyle bir durumun
varlığını veya yokluğunu kanıtlamaya zorlamanın ıspat hukuku anlayışıyla
bağdaşmaz. Bu itibarla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 95/2. maddesinin de
bu olayda uygulama olanağı yoktur. Hükmün onanması görüşüyle sayın çoğunluğun
görüşlerine katılmıyoruz.
ÜYE ÜYE
Nedim Turhan Ferman Kıbrıscıklı
|