 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1993/12511
K. 1993/15903
T. 24.12.1993
* KARAR DÜZELTME GÖREVİ
* ELATMANIN ÖNLENMESİ VE YIKIM (KAL') DAVASI
ÖZET : Karar düzeltme yolunun açık olup olmadığını incelemek Yerel Mahkemeye
değil, Yargıtay'ın ilgili Dairesine aittir. Dava konusu taşınmazın
paydaşlarından olan davalının, bir kısım yeri duvarla çevirerek "mermer"
imalathanesi yaptığı ve diğer paydaşların muvafakatını almadığı durumda
yıkıma karar verilmesi doğru ise de, diğer paydaşların kullanımına engel
olduğu saptanmadığından davalının taşınmazdan el çektirilmesi sonucunu
doğruacak şekilde elatmasının önlenmesine de karar verilmesi isabetsizdir.
(1086 s. HUMK. m. 440) (743 s. MK. m. 625, 648/3)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Turhal Asliye Hukuk Hakimliği)nden
verilen 12.12.1991 gün ve 372/569 sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan
26.4.1993 gün ve 1667/5265 sayılı kararın düzeltilmesi ve karar düzeltme
isteğinin Yerel Mahkemece değer yönünden reddine dair 18.8.1993 tarih,
372/569 sayılı ek kararın da ortadan kaldırılması davalı vekili tarafından
süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar düzeltme dilekçesinin süresinde verilip verilmediğini ve dava değeri
yönünden karar düzeltme yolunun açık olup olmadığını incelemek Yerel
Mahkemeye değil, Yargıtay'ın ilgili Dairesine aittir. HUMK.nun 432/4.
maddesinde öngörülen işlemin Yerel Mahkemece kıyasen karar düzeltme isteğine
de uygulanması mümkün değildir. Öyle ise, değinilen nitelikteki isteğin
incelenmesi ve ek kararla reddedilmesi doğru değildir. Kaldı ki, 2.000.000
lira olan dava değerinin karar düzeltme isteğinin incelenebilmesine olanak
sağlayan sınırı oluşturduğu da kuşkusuzdur.
Somut olayda, kayden "Bahçe" niteliğindeki 239 ada, 10 parsel sayılı
taşınmazın paşdaşlarından olan davalının bir kısım yeri duvarla çevirerek bu
kısma "mermer imalathanesi" yaptığı ve böylece taşınmazda intifa tarzının
kısmende olsa değişmesine sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Bunu yaparken,
diğer paydaşların muvafakatlarını almadığı sonucuna da varılmaktadır. O
halde, mahkemece MK.nun 625. maddesi gözetilmek suretiyle yıkıma karar
verilmesi doğrudur. Ne varki davacıların müşterek taşınmazdan
yararlanmalarının engellendiği (intifadan men olgusunun gerçekleştiği)
saptanmış değildir. Esasen böyle bir iddiada ileri sürülmemiştir. Bu
itibarla, yıkım (kal') ile yetinilmesi ve elatmanın önlenmesi isteğinin ise
reddedilmesi gerekirken paydaş bulunan davalının taşınmazdan ilgisini kesmesi
sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Anılan hususlar
karar düzeltme incelemesi sırasında anlaşıldığından, davalı vekilinin
isteğinin HUMK.nun 440. maddesi uyarınca kabulüne ve Yerel Mahkemenin
18.8.1993 tarih, 372/569 sayılı ek kararı ile Dairenin 26.4.1993 tarih,
1667/5265 sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, Turhal Asliye Hukuk
Mahkemesi'nden verilen 12.12.1991 tarih, 372/569 sayılı hükmün yukarıda
açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA),
alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.1993 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
|