 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
93/11964 94/1059
ÖZET: Yabancı unsurlu boşanma davalarında geçeci tedbir niteliğinde
olmayan nafaka hakkında da nafaka alacaklısının mutat meskeni tarafların
müşterek hukuku ve hakimin hukuku sıra ile uygulanır.
Tedbir nafakasında hakimin hukuku (Lex Fori) uygulanmalıdır.
Yabancı para ile nafaka tayin edilemez.
Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda
mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul hukuku hakkında Kanunun 27.maddesi
uyarınca "Türk Mahkemelerinin Milletler arası yetkisini iç hukukun yer
itibariyle yetki kuralları tayin eder"
Bu sebeple 28.5.1993 tarihli yetki itirazının reddi doğrudur.
İki tarafta ABD Tebasıdır. Böyle olunca 2675 sayılı kanunun 13/1.
maddesi uyarınca "Boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri eşlerin müşterek
milli hukukuna tabidir.Aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca "Gecici tedbir
niteliğinde olmayan boşanma ve ayrılıkla ilgili nafaka talepleri, boşanma ve
ayrılık hakkında yetkili olan hukuka tabidir"
"Yardım nafakası dışında boşanma veya ayrılık davası açılınca davanın
devamı süresince... Medeni Kanunun 137.maddesinde düzenlenen tedbir
nafakası... Milletlerarası özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkındaki Kanununun 21
de düzenlenen nafakaya ait değildir. Yukarda açıkladığımız nafaka türleri
doğdukları hukuki ilişkinin tabi olduğu hukuka tabidirler. Bu nedenle
Milletlerarası Hukuk Usulu Kanunu bunlar için özel madde getirmeyi gerekli
görmemiştir."(Aysel Çelikel sf.232)
Ancak 1973 tarihli olup Türkiyenin onaylayarak 6.2.1993 tarihinde
yürürlüğe koyduğu nafaka yükümlülüğüne uygulanacak kanuna dair milletler
arası sözleşmenin 1. maddesi uyarınca sözleşme hükümleri Aile hukukundan
doğan nafaka yükümlülüklerinde de uygulanacaktır. Sözleşmenin kabul ettiği
ana kurala göre uygulanacak Hukuk "nafaka alacaklısının mutad meskeni"
Hukukudur. (Md.4) Sözleşmede yer alan genel kurala ek olarak iki ayrı hukukun
yetkisi kabul edilmiştir. Bunlar tarafların müşterek milli hukuku ve Lex
Foridir ( Hakimin Hukukudur) Mutat mesken kanuna göre borçludan nafaka
alınmaması halinde tarafların müşterek milli hukuku uygulanacak (md.5) Bu
hukuka göre de nafaka alınamaması halinde başvurulan merci hukuku yani Lex
Fori uygulanacaktır. (md.6)
Öte yandan 2675 sayılı kanunun 5. maddesi uyarınca "yetkili yabancı
hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk Kamu düzenine açıkca
aykırı olması halinde bu hüküm uygulanmaz, gerekli görülen hallerde Türk
Hukuku Uygulanır" Medeni Kanunda 3444 sayılı kanunla yapılan değişiklik
sonunda Hakim 137. madde uyarınca resen gerekli tedbirleri almak, bu arada
resen nafakaya hükmetmek zorundadır. Hüküm eşleri ve çoçukları özellikle
aile düzenini koruma amacına yönelik olup kamu düzeni ile yakın ilişkilidir.
Şu halde Türkiyede bulunan yabancı karı kocanın açtıkları davaya bakan
Hakim davanın devamı süresince geçerli olmak üzere Medeni Kanunun 137.
maddesi uyarınca nafaka tayini ile mükellef olup bu yönde işlem yapılmasında
bir yanlışlık yoktur.
Yerel mahkemede yargılama sırasında iddia ve ısbat edilmeyen konular
Temyiz incelemesi sonunda bozma sebebi sayılmayacağı gibi temyiz dilekçesine
ekli 25.6.1993 tarihli sözleşme Medeni Kanunda yer alan usul hükümlerinden
olan 150/5. madde çerçevesinde geçerlilik kazanmadığından dikkate alınmasıda
mümkün değildir.
Ancak: Borçlar Kanunun 83/1. maddesi uyarınca hakimin memleket parası
üzerinden hüküm tesisi gerekirken ABD doları ile nafaka ödenmesine karar
vermesi doğru değildir.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA Temyiz
peşin harcın yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.
oybirliğiyle karar verildi. 2.2.1994
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Ş.D.Kabukcuoğlu Ferman Kıbrıscıklı Özcan Aksoy A.i.Özuğur
|