 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Sekizinci Ceza Dairesi
E. 1993/11775
K. 1994/5
T. 5.1.1994
* YAYIN YOLUYLA BÖLÜCÜLÜK PROPAGANDASI
ÖZET : Metnin bütününden; yayın yoluyla, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin
ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan propaganda
yapıldığı anlaşıldığına göre; yayıncı sanığın eyleminin TCK.nun değil,
Terörle Mücadele Yasasının hükümleri kapsamında nitelendirilmesi gerekir.
(765 s. TCK. m. 312/2-3) (3713 s. TMK. m. 8)
Devletin Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhine propaganda yapmak,
halkı ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etmekten sanık Mehmet'in
yapılan yargılanması sonunda; TCK.nun 312/2-3; 5680 sayılı Basın Kanununun
16/4; TCK.nun 72; 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis,
3.770.000 lira ağır para cezasıyla hükümlülüğüne ve zoralıma dair, (Ankara
Devlet Güvenlik Mahkemesi)nden verilen 4.5.1993 gün ve 104 esas, 45 karar
sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili ve C.
Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan
tebliğname ile 9.12.1993 günü Daireye gönderilmekle incelenip, gereği
düşünüldü:
Her ne kadar mahkemece, sanığın yayınladığı .................... Destanları
isimli kitabında, ana temanın ırk mülahazasıyla kürt olarak isimlendirilen
ayrı kültür yapısına sahip bölge halkını Türk toplumuna karşı husumet ve
düşmanlığa açıkça tahrik etmek niteliğinde işlendiği belirtilmekte ise de;
aynı kararın gerekçesinde, yayıncının kürt aşireti isyanlarını kahramanlık
olarak gösterip mensuplarını mücadelelerinden dolayı kutlama, yaşanan bölgeyi
kürdistan olarak tanımlayıp bölge insanlarını kürt olarak isimlendirme, ayrı
bir ırk ve millet olma şuurunun verilmesini isteme, gibi verileri içeren
şiirlere yer verdiğinide kabul etmiş görünmekle bölücülük unsurlarının
varlığını da ifade etmiş, filhakika kitapta yer alan (koçkiri) şiirinde
kürdistanın kürtlerin vatanı olduğu, kısmen nazım, kısmen nesir olarak kaleme
alınan (kom) da, kürdistan muhtariyet idaresine muvafakat eden İstanbul
Saltanat Hükümeti'nin kararını Mustafa Kemal Hükümeti'nin kabul edip
etmiyeceği yolunda verilen muhtıra üzerine gönderilen oylama amaçlı kurulun
nasıl kovulduğu belirtilip, müteakiben Ankara Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı'na çekilen ve Diyarbakır, Elazığ, Van ve Bitlis Vilayetleri'nde
müstakil bir kürdistan teşekkül etmesi lazım geldiği, aksi takdirde bu hakkın
silah zoruyla alınacağı ihtaratını kapsayan Batı dersim aşiret reisleri
imzalı telgraf metninin övücü sözlerle aynen dercedildiği, (şavkıyan şafak)
başlıklı deyişte; günü geldiğinde Hozat'ta kürt bayrağı çekilerek Dersim'den
dünyaya kürdistanın bağımsızlığını ilan edileceği, yurdun kurtarılması için
Sivas'a yürüneceği, Ankara Hükümeti'nden de tanınmalarının isteneceği, dava
adamları olmayan hükümet yanlısı kürt büyüklerinin dışlanması gerekeceği
ifadelerinin yer aldığı, (Sivas zindanında) isimli şiirde (kürdistan denilen
büyük anadan doğmaktadır yeniden Hitit güneşi) mısralarının, (yıldız dağının
dumanı) isimli de (Türkleşmiş kürtlerin tümen tümen saflarına katılmakta
olduğu) sözlerinin, (sevgili vatan) başlıklıda (kürdistanın orduları
kahrettiler Barbarları, vatan için öleceğiz, istemeyiz Moğolları) dörtlüğünün
ve kürt peşmergelerin büyük ve kutsal davanın özgürlük savaşçıları olduğu
anlatımının bulunduğu, Ağrı ve Dersim destanları bölümünde, Şeyh Sait ve
Dersim isyanları'nın önderlerinin övüldüğü kürt halkının direniş ve zafer
bayramı başlığı altında verilen nevroz bölümünde başlığın bizatihi bölücülük
unsurları içerdiği, demirci kürt önderi kawa'nın üç renkli önlüğünün
sonradan kürt bayrağına dönüşecek olduğu, (Artık yağ tutmuştur yayık, dava
büyük, kavga kanlı, yol uzundur. Bu uzun yolda sevgili vatan uğruna yürüyor
halkımız) ve (Bir şehidin kanı kurumadan, bir şehit daha, böyle yaklaşıyoruz
sabaha) sözleri bütünüyle değerlendirildiğinde ülkenin toprak bütünlüğünün
bozulup bir bölümünde bağımsız kürdistanın kurulması için vaki isyan
hareketleri övülüp, bu amaçla sürdürülmesi uğrunda savaş çığırtkanlığı
yapıldığı, bölücü amaçlı terör örgütüne manevi destek sağlanmak istendiği
anlaşılmış, destanlar adı ile özellikle seçilip özenle sıralanan nazım-nesir
karışımı deyişlerde yayın yoluyla 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının 8.
maddesinde hükme bağlanan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ülkesi ve milleti
ile bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan propaganda yapıldığı açığa
çıkmıştır.
Bu itibarla, yayıncı sanığın eyleminin TCK.nun 312/2-3 değil, 3713 sayılı
Kanunun 8. maddesi kapsamında nitelendirilmesi lüzumundan zuhul olunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık vekili ve C. Savcısının temyiz itirazları bu
itibarla yerinde görülmüş olmakla hükmün tebliğname vechile (BOZULMASINA),
5.1.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|