 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
93/11477 93/12153
Özet: En yakın kanuni mirasçılar tarafından red edilen tereke resmi
tasfiye edilmelidir.
Temyiz eden :Davacı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
"En yakın kanuni mirascıların cümlesi tarafından redolunan miras, karı
kocadan sağ olana tebliğ olunur ve onun tarafından ancak bir ay içinde miras
kabul olunabilir." (M.K.552)
"Miras füruların cümlesi tarafından red edilmiş ise, red keyfiyeti
sulh mahkemesince karı kocadan sağ olana tebliğ olunur ve onun tarafından
ancak bir ay içinde miras kabul olunabilir." (M.K.553) Görüldüğü gibi
552.madde kendi içinde çelişki yaratacak biçimde bir hükmü taşımaktadır. Zira
en yakın mirascılar arasında eşde vardır. 20.9.l950 tarihli 4/l0 sayılı
içtihadı birleştirme kararında ifade edildiği üzere Medeni Kanun
yorumlanırken Mehaz İsviçre Medeni Kanunu ve yapılan çeviri yanlışlıkları
dikkate alınmalıdır. İcra İflas Kanunun l80. maddesinde yer alan "Red olunan
mirasların tasfiyesi" yolundaki hüküm ve Medeni Kanunun onaltıncı babının,
ikinci faslında ve "B" ile işaretli Mirasın reddini düzenleyen bölümde yer
alan 554.maddenin "tasfiyeden evvel" sözleri mirasın en yakın tüm mirascılar
tarafından reddi halinde tasfiye yoluna gidilmesini zorunlu kılmaktadır.
Ancak bu halde tasfiyenin biçimi hakkında açıklamalara bu kanunda yer
verilmemiştir. Görülüyorki, Türk Medeni Kanunun 552.maddesi hükmünde bir
boşluk bulunmaktadır. 552.madde uygulaması sırasında boşluk "ölenin en yakın
mirascıları tarafından red edilen miras, sulh hakimi tarafından iflas
kurallarına göre tasfiye edilir. Borçlar ödendikten sonra geriye kalan kısım
red vaki olmamış gibi, hak sahiplerine verilir." biçiminde mehaza uygun
olarak doldurulmalıdır. (Y.2.H.D.nin 25.2.1955 tarihli l002-l036 sayılı,
l0.6.l99l tarihli 6623-9045 sayılı kararları ile Y.H.G.K.nun 29.1.1975
tarihli l682-l00 sayılı kararları)
Medeni Kanunun 553.madde uyarınca yapılan işlem sonunda en yakın tüm
mirascıların reddi halinde icra iflas kanununun l80. maddesinden tasfiyenin
aynı kanunun sekizinci babı uyarınca ve Medeni Kanunun resmi tasfiyeye dair
hükümleri saklı kalmak kaydıyla yapılacağı açıklanmıştır. Bu işlemlerin
yürütülmesi için esasen bir istem gerekmez. (Y.2.H.D.nin 30.1.1951 tarihli
508/869 sayılı kararı) Mahkeme en yakın tüm mirascıların reddini belirlediği
anda ifas usulü ile tasfiyeye geçmelidir. Esasen ilgililerin bu yolda işlem
yapılması için Sulh hakimine müracaatını engelleyen bir hüküm de yoktur.
Muristen alacaklı olanların bir an önce tasfiye icrasında hukuki yararlarıda
açıktır. Red olunmayan bir terekeden alacaklarını alamayan, alacaklıları
koruma amacı ile konulan Medeni Kanunun 573.madde hükmünü, Medeni Kanunun
552.maddesi uygulamasına teşmil etmek mümkün değildir.
Davacı mirasın en yakın tüm mirascılar tarafından red edildiğini,
kendisinin alacaklı olduğunu iddia ettiğine göre bu iddialar araştırılıp
sonucu uyarınca ve yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde işlem yapmak
gerekirken davacının mirascı olmadığından ve sıfat yokluğundan söz edilerek
isteğin reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz
peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.
13.12.1993
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan F. Kıbrıscıklı Özcan Aksoy Ali İhsan Özuğur
|