 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onyedinci Hukuk Dairesi
E. 1993/1116
K. 1993/7507
T. 15.6.1993
* ASKI İLAN SÜRESİ
* KADASTRO TESBİTİNİN KESİNLEŞMESİ
* TESBİTTEN ÖNCEKİ HAKLAR
* ASLİ MÜDAHİL SIFATI İLE DAVAYA KATILMA
* KADASTRO KOMİSYONUNUN RED KARARI
* GÖREVSİZLİK
ÖZET : 3402 sayılı Kadastro Yasasının 27. maddesi gereğince, Kadastro
Mahkemelerinde dava açıldıktan sonra tesbitten önceki haklara dayanılarak
asli müdahil sıfatiyle davaya katılanların iddialarına ait uyuşmazlıkların
kadastro mahkemelerinde görülebilmesi için ortada usulüne uygun olarak
açılmış bir davanın bulunması ve davaya katılan kişinin tutanağa itiraz
etmemiş olması gerekir.
Somut olayda, davacı Hazine tutanağa itiraz etmemiş ise de, itiraz eden gerçek
şahıs kadastro komisyonunun red kararına karşı dava açmamıştır. O halde,
davanın görev yönünden reddi gerekir.
(3402 s. Kadastro K. m. 26/2, 27) (1086 s. HUMK. m. 7, 27)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda,
davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davacı Hazine tarafından süresi
içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 201 parsel sayılı 5650 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz
tapu kaydı ve zilyetlik nedeni ile Rasim ve arkadaşları ile Hazine adına
tesbit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde İbrahim'in itirazı kosimyonca
reddedilmiş, askı ilan süresinden sonra Hazinenin Asliye Mahkemesinde
davalılar Rasim ve arkadaşları aleyhinde açtığı tapu iptali ve yüzölçüm
fazlalığının yol olarak tesbiti davası görevsizlikle kadastro mahkemesine
aktarılmıştır. Mahkemece, Hazinenin davasının kısmen kabulüne, taşınmazın
keşif haritasında (A) harfi ile işaretli 105 metrekarelik bölümünün yol
olarak sınırlandırılmasına, geri kalan 5545 metrekarelik kısmının tesbitteki
pay oranına göre davalılar Rasim ve arkadaşları ile davacı Hazine adına
tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 201 parselle ilgili kadastro tutanağı 6.2.1980 tarihinde askı
ilanına çıkarılmıştır. Hazinenin askı ilan süresi içinde tesbite karşı bir
itirazı vaki olmamıştır. Davacı Hazine 30 günlük yasal süre geçirildikten
sonra 5.11.1980 tarihinde dava açmıştır. Bu durumda kadastro tesbiti Hazine
yönünden kesinleşmiştir. Kesinleşen tesbit aleyhine açılan davalara kadastro
mahkemesinde bakılamaz. Öte yandan 3402 sayılı Kadastro Yasasının 27. maddesi
gereğince Kadastro Mahkemelerinde dava açıldıktan sonra tesbitten önceki
haklara dayanılarak asli müdahil sıfatiyle davaya katılanların iddialarına
ait uyuşmazlıkların kadastro mahkemelerinde görülebilmesi için ortada usulüne
uygun olarak açılmış bir davanın bulunması ve davaya katılan kişinin tutanağa
itiraz etmemiş olması gerekir. Somut olayda, davacı Hazine tutanağa itiraz
etmemiş ise de itiraz eden gerçek şahıs kadastro komisyonunun red kararına
karşı dava açmamıştır. Bu durumda, Hazinenin davası da kadastro mahkemesinde
görülemez. Mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her
aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. O halde davanın görev yönünden
reddine, tutanağın onaylı bir örneğinin dosya içinde bırakılarak dava
dosyasının görevli Çatalca Asliye Hukuk Mahkemesi'ne, tutanak aslı ve
eklerinin de kesinleşen komisyon kararı gibi işlem yapılması için Tapu Sicil
Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi
hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile açıklanan
nedenlerden ötürü hükmün (BOZULMASINA), 15.6.1993 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
|