 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1993/10-304
K. 1993/337
T. 20.12.1993
* GEREKÇEDE ÇELİŞKİ
ÖZET : Yerel Mahkeme; "sanığın sabıkasız oluşu ve ahlaki temayülleri"
hususunda olumlu bir kanaate vardığını açıklayarak, hakkında TCK.nun 59.
maddesini uyguladığı halde, "sanığın geçmişteki ahlaki temayüllerine göre
cezasının ertelenmesi halinde ilerde bir daha suç işlemeyeceği yolunda
mahkemeye kanaat gelmediği" açıklaması ile cezanın ertelenmesine yer
olmadığına karar vererek, gerekçede çelişkiye düşmüştür. Sanığın kişiliğinin
tekliği ve kararın bütünlüğü bozulmaksızın tüm olgular saptanmalı, bunlardan
çıkartılan sonuçların uyumu ve mantıkiliği korunmalıdır.
(765 s. TCK. m. 59, 89) (647 s. CİK. m. 6) (1412 s. CMUK. m. 32, 260)
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Adnan'ın, 3167 sayılı Yasanın
16/1, Türk Ceza Yasasının 59 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca
1.500.000 lira ağır para cezası ve 1 yıl süre ile bankalarda çek hesabı açmak
ve çek keşide etmekten yasaklanmasına, ertelemeye yer olmadığına ilişkin,
(Beyoğlu Dördüncü Asliye Ceza Mahkemesi)nce 8.7.1992 gün ve 256-841 sayı ile
verilen kararın, sanık tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay
Onuncu Ceza Dairesi'nce, 28.9.1993 gün ve 4170-9566 sayı ile;
(Sanığın, "sabıkasız oluşu ve ahlaki temayülleri" tahfif sebebi sayıldığı
halde, karar kendi içinde çelişecek şekilde, "sanığın geçmişteki ahlaki
temayüllerine göre, cezasının tecili halinde bir daha suç işlemeyeceği
yolunda mahkemeye kanaat gelmediğinden bahisle "647 sayılı Yasanın 6.
maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi) isabetsizliğinden
bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı ise, 10.11.1993 gün ve 92/80149 sayı ile;
(Yerel Mahkemenin kararı sanığın temyizi üzerine denetime tabi tutulmuştur.
Aleyhe temyiz olmadığından T.C Yasasının 59. maddesinin uygulanmasına esas
alınan gerekçenin yasaya uygun olup olmadığı ve 647 sayılı Yasanın 4. maddesi
uygulanırken gerekçe gösterilmemesi temyiz denetimi dışında tutulmalıdır.
Sanığın sabıkasının bulunması nedeniyle geçmişteki hali ile suç işleme
eğiliminde olduğu, cezasının ertelenmesi halinde ilerde suç işlemekten
çekinmesine sebep olacağı hakkında mahkemeye kanaat gelmediğinden erteleme
isteminin reddine ilişkin olarak gösterilen gerekçe yasal ve yeterlidir)
açıklamasıyla itiraz etmiştir.
Dosya, Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, sanığa tayin
edilen cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, gösterilen
gerekçenin önceki kabulle çelişik olup olmadığı ve bunun sonucu olarak yasal
ve yeterli bulunup bulunmadığı hususundadır.
Yerel Mahkeme; "Sanığın sabıkasız oluşu ve ahlaki temayülleri" hususunda
olumlu bir kanaate vardığını açıklayarak, hakkında T.C Yasasının 59. maddesi
ile cezadan indirim yaptığı halde, "sanığın geçmişteki ahlaki temayüllerine
göre cezasının ertelenmesi halinde ilerde bir daha suç işlemeyeceği yolunda
mahkemeye kanaat gelmediği" açıklaması ile cezanın ertelenmesine yer
olmadığına karar vermiştir. Yerel Mahkeme, T.C Yasasının 59. maddesi ile
cezadan indirim yaparken, T.C Yasasının 89 ve 647 sayılı Yasanın 6.
maddesinde öngörülen nedenleri değerlendirip, olumlu bularak uygulama yapmış;
bilahare aynı gerekçeyi olumsuz tarafından benimseyerek ertelemeye yer
olmadığına karar vermek suretiyle, gerekçede çelişkiye düşmüştür. İtirazda
yer alan; aleyhe inceleme yapılmadığı için TCK.nun 59. maddesinin
uygulanmasına dayanak gösterilen gerekçenin denetim dışı tutulup daire
incelemesi de gözetilemeyeceği ve değerlendirilemiyeceği yönündeki düşünceye
katılmak mümkün değildir. Çünkü, karar küldür ve sanığın kişiliği tektir. Bu
bütünlük bozulmaksızın tüm olgular saptanmalı bunlardan çıkartılan sonuçların
uyumu ve mantıkiliği korunmalıdır.
S o n u ç : Açıklanan durum karşısında Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının
(REDDİNE), 20.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|