 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Tebliğname
1993/10-184 1993/220 10/3730
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararı veren
Yargıtay Dairesi : 10. Ceza Dairesi
Mahkemesi : Ankara 21.Asliye Ceza
Günü : 4.12.1992
Sayısı : 853-1310
Davacı : K.H.
Sanık : Hikmet Onuk
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Hikmet Onuk'un,
aynı Yasa'nın 16/1. maddesi uyarınca 1 yıl hapis ve 1 yıl süre ile çek hesabı
açmak ve çek keşide etmekten yasaklanmasına ilişkin Ankara 21.Asliye Ceza
Mahkemesin'ce 24.5.1991 gün ve 236/593 sayı ile verilen kararın, sanık
tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza
Dairesin'ce 2.6.1992 gün ve 4840/6795 sayı ile,
(Sair itirazlar yerinde görülmeyerek;
1- 3167 Sayılı Yasa'nın 7. maddesi uyarınca çıkarılan iadeli taahütlü
tebliğat evrakını alan Erim Onuk'un 5584 Sayılı Yasa'nın 17. maddesinde
belirtilen iadeli taahütlü mektup almaya yetkili olup, olmadığı
araştırılarak, yetkili olmadığının anlaşılması halinde yeniden tebliğat
yapılarak belgelerinin dosyaya konulduktan sonra sonucuna göre hüküm
kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2......) İsabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 4.12.1992 gün ve 853-1310 sayı ile, (2) numaralı
bozmaya uyarak, 3167 Sayılı Yasa, çekle ödemelerin düzenlenmesi ve çek
hamillerinin korunması hakkında düzenlenmiş bulunan bir yasa'dır.
Yasa'nın genel gerekçesinde, çek hamilllerinin korunması ihtiyacından
dolayı, bu yasanın kabul edildiği belirtilmiştir. Amaç, çek hamillerinin
korunmasıdır.
Yasa'nın 12. maddesinde ise bu yasa uyarınca yapılan ihtarlar herhangi
bir adres değişikliğinde bulunulmadığı takdirde, çek hesabı sahibinin hesabı
açtırırken bildirdiği adrese yapılmakla geçerli olur hükmü yer almaktadır.
5584 Sayılı Posta Yasa'sının 17. maddesinde iadeli taahütlü mektubun
tebliği ve geçerli sayılma koşulları düzenlenmişse de çek Yasa'dan sonra
yürürlüğe girmiş özel bir yasa olup, tebliğat hususunda çek hamilini korumaya
yönelik 12. madde kabul edilmiştir.
Kaldı ki, olayda sanığın bankaya bildirdiği adrese usulüne uygun
olarak çıkarılan tebliğat, bu adreste sanıkla aynı soyadını taşımakta olan
Erim Onuk imzasına tebliğ edilmiştir. Artık, Erim Onuk'un Posta Yasa'sı
hükümlerine göre iadeli taahütlü mektup almaya yetkili oluup olmadığını
araştırmaya gerek yoktur. Çek hesabı açılırken bankaya bildirilen adresin
değiştiğine dair bir bilgi bankaya bildirilmemekle, bu adrese yapılan
tebliğat geçerlidir.
Öte yandan, yasa bir kez düzeltme hakkı tanımıştır. Bozmaya uyulduğu
takdirde ikinci kez düzeltme hakkı tanınmış olur ki, bu duruma Yasa'nın
amacına aykırıdır.) Açıklamasıyla, direnmiştir.
Bu kararda, sanık tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bozma istekli 23.6.1993 gün ve 3730
sayılı tebliğnamesiyle, Birinci başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel
Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, keşideci sanığın
çek hesabı açarken muhatap bankaya bildirdiği adrese 3167 sayılı Yasa
uyarınca çıkarılan iadeli taahütlü tebliğatın o yerde, herhangi kişiye
tebliğinin yeterli ve geçerli olup olmadığı hususundadır.
Sanığın keşide ettiği suça konu çekin karşılıksız çıkması üzerine,
sanığın muhatap bankaya bildirdiği adrese çıkarılan iadeli taahütlü tebliğat
Erim Onuk adlı kişi tarafından alınmıştır. Tebliğat parçasında Erim Onuk'un
kim olduğuna, niçin muhatap Hikmet'e değilde tebliğin Erim'e yapıldığına ve
Erim adlı bu kişinin tebliğatı almaya ehil ve yetkili kişi olup, olmadığına
ilişkin herhangi bir açıklama bulunmamaktadır.
Tebliğata ilişkin düzenlemeler 7201 Sayılı Tebliğat Yasası ile 5584
Sayılı Posta Yasa'sında ve özel olarak da, 3167 sayılı Yasa'nın 12.
maddesinde yeralmaktadır.
7201 Sayılı Tebliğat Yasa'sındaki genel ilke, tebliğatın bizzat
muhataba, olanak bulunmadığı takdirde ehil ve yetkili olan bir yakınına veya
çalıştığı işyerine, bu da olanaklı olmadığında tebliğatı öğrenebilmesini
sağlayacak araçlarla yapılmasıdır. Nitekim 16. maddede muhatap adreste
bulunmadığı takdirde ailesi efradına veya hizmetçisine tebliğat yapılacağı
belirtilmiştir.
3167 Sayılı Yasa'nın 12. maddesinde ise; "Bu yasa uyarınca yapılacak
ihtarlar, herhangig bir adres değişikliği bildiriminde bulunulmadığı müddetçe
çek hesabı sahibinin hesabı açtırırken bildirdiği adrese yapılmakla geçerli
olur." hükmüne yer verilmiştir.
Dikkat edileceği üzere bu hüküm de, tebliğatın yapılmakla geçerli
sayılacağı durum ifade edilmektedir. Bi başka anlatımla çek Yasa'sının 12.
maddesi uyarınca, keşidecinin çek hesabı açtırırken, muhatap bankaya
bildirdiği adresi değiştirdiğine dair bankaya bir bilgi vermemesi halinde, bu
adrese usulüne uygun yasanın öngördüğü koşulları içerir biçimde yapılacak
tebliğatlar geçerli sayılacaktır.
Ancak, tebliatın usulüne uygun biçimde yapılıp yapılmadığını saptamak
için, 5584 Sayılı posta yasa'sının 17. maddesi hükmünün gözönüne alınması
gerekir. Çeke yasasının 12. maddesindeki hüküm, muhatap bankaya bildirilen
adreste herhangi bir kimsenin tebliğatı alması halinde, tebliğatın geçerli
olacağını öngörmemektedir. Önemli adreste tebliğatın posta yasasının 17.
maddesinde öngörüldüğü üzere tebliğatı almaya ehil ve yetkili bir kimseye
yapılmasıdır. Eğer tebliğat, muhatap bankaya bildirilen adrese yapılmış,
tebliğatı almaya ehil ve yetkili bir kimse tarafından tebliğat alınmışsa tabi
ki geçerli sayılacaktır. Ancak, tebliğat bu adreste herhangi bir kimseye yani
tebliğatı almaya ehil ve yetkili olmayan bir kimseye yapılmışsa geçerli
sayılamayacaktır.
İnceleme konusu olayda, tebliğat keşideci tarafından çek hesabı
açtırılırken bildirilen adrese çıkarılmışsa da tebliğatın niçin muhatap
Hikmet Onuk'a yapılamadığı ve onun yerine tebliğatı alan Erim Onuk'un kim
olduğu, orada ne sıfatla bulunduğu yani tebliatı almaya ehil ve yetkili bir
kimse olduğunu gösterir herhangi bir açıklama tebliğat parçasında
bulunmamaktadır. O halde tebliğtaın usulüne uygun biçimde yapıldığı
söylenemez. Bu itibarla Erim Onuk'un posta Yasa'sının 17. maddesi uyarınca
tebliğatı almaya ehil ve yetkili olup olmadığı araştırılmalı, ehil ve yetkili
olmadığı anlaşılırsa 3167 Sayılı Yasa'nın 7. maddesinde öngörüldüğü üzere
yeniden iadeli taahütlü mektupla ihtar çıkarılmalıdır.
Bu nedenle, direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, sanığın temyiz itirazları bu itibarla
yerinde görüldüğünden, direnme kararının istem gibi BOZULMASINA 4.10.1993
gününde oybirliğiyle karar verildi.
Birinci Başkanvek. 2.C.D.Bşk. 8.C.D.Bşk. 1.C.D.Bşk.
Mehmet Uygun A.Kılıçcıoğlu M.Aksoy T.Güven
10.C.D.Bşk. 7.C.D.Bşk. 9.C.D.Bşk. M.Z.Turan
H.Doğan C.Karakoç D.Tavil
M.N.Ünver M.B.Tüzinal C.Özdikiş A.Saysel
M.Ertuğrul M.V.Benli A.İ.Hekimoğlu A.Coşkuntürk
M.İ.Ünal B.Kızıltan O.Şirin Ş.Erol
Y.Turan İ.Yücel M.F.İnan S.Erkan
Ö.Göğüş
|