 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu
E. 1993/1-792
K. 1994/9
T. 26.01.1994
Özet: Tapu sicilindeki kayda iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya diğer
bir ayni hak iktisap eden kimsenin bu iktisabı, yasal koruma altındadır ve
asıl olan kayden iktisap edenin iyiniyetli bulunmasıdır.
MK.nun 931. maddesinde hüküm altına alınan bu husus, açıkca kayda
dayanarak iktisapta bulunanlara ilişkin olup, belgeye güvenme de sözkonusu
değildir.
Yine, sahte bir belgeye dayanarak taşınmaz mal iktisap eden ve "ilk
el" durumunda olan kişi, iyiniyet iddiasında bulunamaz. Nevarki, sahte yada
geçersiz bir belgeye dayanarak tapuda bir kaydın başka bir şahsa geçmesinde,
o şahıs aleyhine açılacak davalarda iyiniyet savunmasında bulunamazsa da
ondan bu taşınmazın iktisap eden diğer bir kişi, iktabını kayda göre yaptığı
ve "ikinci el" durumuna geldiğinden MK.nun 931. maddesinin koruyuculuğu
altına girer.
Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan
yargılama sonunda, (Gebze İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın kabulüne
dair verilen 26.11.1991 gün ve 455-659 sayılı kararın incelenmesi davalı
vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Birinci Hukuk Dairesi'nin
20.4.1992 gün ve 1566-5163 sayılı ilamıyle; (... Davaya konu 816 parsel
sayılı taşınmazın, davacıların mirasbırakanlarına (Ali oğlu Mehmet Ali) ait
olmasına karşın, dava dışı kişilerin aynı ismi taşıyan (Osman oğlu Mehmet
Ali)'den aldıkları veraset belgesi uyarınca tapu idaresinde 14.8.1986
tarihinde intikalen adlarına tescil ettirdikleri ve aynı gün davalıya satış
suretiyle temlik ettikleri, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden,
anlaşılmaktadır.
27.12.1993 tarih, 11/60 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme
Kararında da belirtildiği üzere, intikal ve ferağ işlemleri için tapu
idaresine bir ilmuhaber vermesi, intikal işleminin ferağ ve tescil işleminden
önce gelmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmadığı gibi bu işlemlerin aynı anda
yürütülmüş olması durumunda da lehine temlik yapılan kişinin edinimi
(iktisabı) tapu kaydına dayanıyor demektir. Bu edimin, yalnızca iki işlemin
bir ilmuhaber üzerine ve aynı zamanda yapılmış olması nedeniyle yok
sayılamaz. Böyle sayılabilmesi için edinenin kötüniyetle hareket etmiş
olduğunun kanıtlanması gerekir. O halde, ikinci el konumunda bulunan ve kural
olarak MK.nun 931. maddesinin koruyuculuğu altındaki davalının kötüniyetle,
el ve işbirliği içerisinde hareket edip etmediğinin, maddi olguyu bilen ve
bilmesi gereken kişi durumunda bulunup bulunmadığının araştırılarak
değerlendirilmesi, tarafların bu yönde gösterecekleri tüm delillerin
toplanması, hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken,
sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararında belirlenmiş olan, ilkeye ters
düşecek biçimde aksine düşüncelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması
isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,
yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın, davacılar mirasbırakanı Ali oğlu Mehmet
Ali'den geldiği, ancak isim benzerliğinden yararlanan Osman oğlu Mehmet Ali
mirasçıları tarafından kayıt maliki kendi miras bırakanlarıymış gibi
mirasçılık belgesi alınarak, tapuda aynı gün aynı işlemle kaydın Osman oğlu
Mehmet Ali mirasçıları üzerine intikalini takiben davalı Cavit'e satış
suretiyle temlikinin yapıldığı toplanan delillerle anlaşıldığı gibi kısmen
de, kayden belgelenmiştir.
Belirtmek gerekir ki, tapu sicilindeki kayda iyiniyetle istinat ederek
mülkiyet veya diğer bir ayni hak iktisap eden kimsenin bu iktisabı, yasal
himaye altındadır ve asıl olan kayden iktisap edenin iyiniyetli bulunmasıdır.
MK.nun 931. maddesinde de hüküm altına alınan bu husus, açıkça kayda
dayanarak iktisapta bulunanlara ilişkin olup, belgeye güvenme de söz konusu
değildir.
Yine, sahte bir belgeye istinaden taşınmaz mal iktisap eden ve "ilk
el" durumunda olan kişi, iyiniyet iddiasında bulunamaz. Nevarki, sahte ya da
geçersiz bir belgeye istinaden tapuda bir kaydın başka bir şahsa geçmesinde o
şahıs, aleyhine açılacak davalarda iyiniyet savunmasında bulunamazsa da,
ondan bu taşınmazı iktisap eden diğer bir kişi, iktisabını kayda göre yaptığı
ve "ikinci el"den geldiğinden MK.nun 931. maddesinin koruyuculuğu altına
girer.
MK.nun 931. maddesine yönelik bu izahat çerçevesinde somut olaya
yaklaşıldığında, öncelikle çözümlenmesi gereken sorun, davalı Cavit'in dava
konusu 816 parsel sayılı taşınmazı tapuda iktisabında, ilk el mi, yoksa
ikinci el mi olduğudur.
Çekişmeli taşınmaza ait tapu kaydı; velev ki, sahte de olsa kayıt
malikinden alınan mirasçılık belgesiyle intikali yapılarak aynı gün davalıya
satış suretiyle geçirilmiştir.
Taşınmazı mirasçılık belgesiyle üzerlerine intikal ettirenlerin, bu
intikali gerçekleştirmeden, kayden başka şahsa satış yapma imkanları
bulunmadığından, diğer bir anlatımla, ferağ için intikal zorunlu olduğu
cihetle, temlikin, intikalin yapıldığı anda ya da daha ileri bir tarihte
gerçekleştirilmiş olmasının bu yeri intikalden sonra iktisap eden kişinin
"ikinci el" olduğu ve kayden iktisapta bulunduğu gerçeğini değiştirmeyeceği
açıktır.
Nitekim, 27.12.1939 gün, 11-60 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme
Kararında da, aynı ilke, duraksamaya yer bırakmayacak açıklıkla
vurgulanmıştır.
Bu itibarla, davalı Cavit'in kayda dayanarak iktisapta bulunan "ikinci
el" durumunda olduğu ve o nedenle de MK.nun 931. maddesinin koruyuculuğu
altında bulunması gerektiği belirtilerek, edinmede iyi ya da kötü niyetli
olup olmadığının araştırılması gereğine işaretle bozulan ve Hukuk Genel
Kurulu'nca da aynen benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,
önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde, usul ve yasaya aykırı
bulunan direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme
kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden
dolayı HUMK.nun 429. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), istek halinde temyiz
peşin harcının geri verilmesine 26.1.1994 gününde, oyçokluğuyla karar
verildi.
Birinci Başkanvekili 17.H.D.Bşk. 6.H.D.Bşk. 18.H.D.Bşk.
İ.Teoman PAMİR H.H.Karadoğan Ö.N.Doğan S.Rezaki
7.H.D.Bşk. 20.H.D.Bşk. 2.H.D.Bşk. 16.H.D.Bşk.
H.Örmeci F.Atbaşoğlu T.Alp O.Arslan
Onama Onama
M.C.Keskin O.Yalçınkaya 5.H.D.Bşk.V. 19.H.D.Bşk.V.
Y.S.Kitiş Y.M.Günel
Onama
G.Eriş M.Erman 3.H.D.Bşk.V. S.Tükenmez
Y.Yılbaş
Onama
1.H.D.Bşk.V. K.öztekin H.Seyrek C.Sanin
E.Özkaya Onama
A.T.Seçkin B.Kartal K.Öge H.Dinç
Onama Onama
S.Sapanoğlu Ş.E.Serim Ş.Yüksel N.Akman
Onama
İ.Demirkıran M.H.Surlu M.M.Aktürk C.Dikmen
Onama Onama
K.Acar A.Ertürk O.G.Çankaya A.E.Baçcıoğlu
Onama Onama
M.Tutar B.Özkaya İ.Karataş H.Mustafaoğlu
H.kılıç G.Arıkan
Onama Onama
|