 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
92/9841 92/10304
ÖZET : Evlatlık kendi ana ve babasına göstermeye kanunen ahlaken, örf
ve adet gereği yükümlü bulunduğu saygı, sevgi ve özeni göstermeye mecburdur.
"İsterlerse silsinler""S...et onlarla uğraşamam" sözleri, ufak tefek
kargınlık sonucu söylenen sözlerden olup evlatlık ilişkisinin ref'ini
gerektirmez.
Taraflar arasındaki evlatlık iptali davasının yapılan muhakemesi
sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
"Evlatlık rabıtası... mirasından mahrum bırakacak bir hal durumunda
evlatlık edinen kimsenin talebi üzerine hakim tarafından dahi ref edilir"
(Medeni Kanunun 258) Mahfuz hisseli mirascı murisine veya yakınlarına karşı
ağır bir cürüm ika ederse veya kanunca mükellef olduğu vazifeleri ifada büyük
bir kusur iktisap ederse muris mirastan iskat edebilir. (Medeni Kanunun 457)
Evlatlık Medeni Kanunun 253 ve devamı maddelerince evlat edinene, kendi ana
ve babasına göstermeye kanunen, ahlaken, örf ve adet gereği yükümlü bulunduğu
saygı, sevgi ve Özeni göstermeye mecburdur. (Y.H.G.K. 27.12.1977 tarihli
369/1524 sayılı kararı) Davaya konu olayda davalı evlatlığın bir şahide
"isterse silsinler" ne olduğunu soran soran diğer şahide de "S...et onlarla
uğraşamam" biçiminde sözler söylemesi yukarıda açıklanan görevlerin ağır
ihlali olarak değerlendirilemez. Aksi düşünce ufak tefek kırgınlıklar sonucu
söylenen sözlerle de evlatlık ilişkisinin ref'ine veya mirascılıktan ıskata
yok açarki bu kanunun amacı ile bağdaşmaz.
Yukarıda açıklanan sebeplerle davanın reddi gerekirken yetersiz
gerekçe ile evlatlık ilişkisinin refine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA
26.10.1992 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Hakkı Dinç Özcan Aksoy A.İhsan Özuğur
MUHALEFET ŞERHİ
Evlat edinme ilişkisi evlatlıkla evlat edinmeler arasında düzgün soy
bağını yapay olarak düzenleyen bir aile hukuku sözleşmesidir. Bu ilişkinin
temelinde bir yanda çocuğu olmayanların evlat özlemini gidermek diğer
taraftan genellikle kimsesiz çocukları bir aile ortamı içinde şefkatle
sevgiyle büyütüp yetiştirmek ve topluma kazandırma amaçı
bulunmaktadır.
Olayımızda evlendirilip kendisine bir de daire tahsis edilen evlatlık
geçerli bir sebep yokken evlat edinenleri terk etmiş, davranışının hatalı
olduğu konusunda gönderilen aracıları geri çevirmiş ve barışmak istemediğini
hatta isterlerse evlatlık bağını bozsunlar ama onları uğraştıracağım
şeklindeki gereksiz davranışlarla aradaki lişikiyi amacından saptırdığı, son
olarak barıştırıcı olarak gönderilen kişiyede "s... onlar uğraşılmaya
değmez." demek suretiyle küçük düşürmüş ve hakeret etmiştir. Halbuki ana,
baba ve çocuklar biribirlerine karşı aile yararlarının gerektirdiği yardım ve
saygıyı göstermek zorundadır. (M.K.m.260) Çocuklar ana babalarının sözlerini
dinlemek onlara itaat etmek zorundadırlar. (M.K.m.260) Ailenin onuru
ortaktır. Ailenin tüm bireyleri bu onuru korumakla yükümlüdür. (M.K.m.24)
Davalı tutum ve davranışı ile yasanın kendisine yüklediği bu yükümlülüklere
aykırı davranışta bulunmuş evlat edinenlerin evlat özlemini giderme arzu ve
isteklerine ret çekmiş diğer yandan tüm barışma uzlaşma isteklerini geri
çevirip ayrıca hakaret etmiş ve küçük düşürmüştür. Sayın çoğunluk buna rağmen
olaya aşırı hoşgörü ile bakmıştır. Aşırı hoşgörü ile olaylara bakılması evlat
edinenleri arzuladıkları saygıdan, yardımdan ve kurulan evlatlık bağından
beklenen evlat özlemini gidermeden yoksun bırakır. Bir kadının kocasına veya
bir kocanın karısına aynı sözü sarf etmesi evlilik birliğini temelinden
sarsan bir olay yada kötü muamele olarak değerlendirilip boşanma ve manevi
ödence istemeye hak kazandıran haksız bir eylem olarak kabul edilir. Türk örf
ve adetlerine hakim olan ahlaki kurallar ana babayı saygı duyulan toz
kondurulmaması gereken kutsal emanetler gibi korunması gereken varlıklar
olarak değerlendirilmektedir.
Davalı belirtilen davranışlarıyla yapay olarak kurulan evlatlık bağını
eylemli olarak koparmış manevi amacı saptırmış ve evlat edinenlere karşı
yasal olarak ve ahlak kuralları gereği yükümlü olduğu aileyi görevlerini
yerine getirmemekle ağır kusur işlemiştir. Evlatlık sözleşmesinin bozulması
bu itibarla doğrudur. Hükmün onanması gerekir.
Üye
Nedim Turhan
|