 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
92/9207 92/10420
ÖZET : Çocuğun velayeti
Şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi boşanma davasının devamı
değildir. (N.T.Muhalif)
Taraflar arasındaki kişisel ilişki davasının yapılan muhakemesi
sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Taraflar l8.2.l986 tarihinde boşanmışlardır. Müşterek çocuk l977
doğumlu Emine ile l980 doğumlu Nurcanın velayeti babaya bırakılmış, anne
ilede şahsi ilişki kurulmuştur. Karar 8.5.l986 da kesinleşmiştir.
Medeni Kanunun l49.maddesi ana veya babanın başkası ile evlenmesi,
başka yere gitmesi, ölmesi gibi bir durumun meydana gelmesi halinde, hakimin
doğrudan doğruya veya ana babanın isteği üzerine gerekli tedbirleri
alabileceği ilkesini benimsemiştir. Ana baba değişikliği isteyebileceği gibi,
hakim kendiliğinden de nazara alabilecektir. Yeni düzenlemeye sebep olan
hadiseler Medeni Kanunun l49.maddesinde örnek olarak gösterilmiş ve bu durum
gibi sözcüğü ile ifade edilmeye çalışılmıştır. Mahkemece velayet ve şahsi
ilişki düzenlenirken herşeyden önce çocuğun yararı ön planda tutulacaktır.
Şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi ile ilgili dava boşanma davasının
devamı değildir. Ondan bağımsız müstakil bir davadır. (Fevzi Fevzioğlu l986
Aile Hukuku s.394) Nitekim boşanma davası sırasında unutulan ve sonradan
istenilen iştirak nafakası, velayet, her türlü nafakanın artırılması
eksiltilmesi hakkındaki davalarda bu özelliği taşımakta olup müstakil biçimde
açılması gerekmektedir.
Olayımızda davacı, şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesini boşanmaya
karar veren mahkemeden istenmiştir. Açıklanan ilkelere aykırı olarak talep
boşanmanın devamı şeklinde düşünülerek velayet yeniden düzenlenmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; dilekçe üzerinde davacıdan gerekli
başvurma ve nisbi harcı almak işi ayrı bir esasa kaydını yapmak, tarafların
gösterecekleri tüm delilleri toplamak ve hasıl olacak sonuca göre bir karar
vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeen yasanın yorumunda yanılgıya düşülerek
yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma
sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına 28.l0.l992
tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Hakkı Dinç Özcan Aksoy A.İhsan Özuğur
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
İstek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinden ibarettir. Davacı
anne boşanma sırasındaki durum değiştiğini bu itibarla ilişkinin yeniden
düzenlenmesi konusunda hakimi uyarmıştır. Medeni Kanunun l49.maddesi
çoğunluğun görüşünde belirtildiği gibi bazı koşulların değişmesi halinde
hakime boşanmanın eki niteliğinde bulunan önlemlerde doğrudan değişiklik
yapabilme yetkisi tanımıştır. Yasa bu yetkiye kamu düzeni nedeniyle
tanımıştır. Hakimin doğrudan yapabileceği işlemleri taraflarca yapılacak
işlemlerden farklıdır. Tarafların isteyebileceği hukuki yardımların harca
tabi olacağı kuşkusuzdur. Ancak Hakimin burada yaptığı işlem tedbir
niteliğinde bir önlemdir. Hukuk Usuli Muhakemeleri Kanunun 901/3-4, l04 ve
l05 maddeleri uyarınca harcada tabi olmayan (başvurma dışında) işlemlerdir.
Tarafların Medeni Kanunun l6l ve sonraki maddeleri uyarınca hakimin
müdahalesini istemeleri bir dava olarak değil bir ihtar bir uyarı olarak
değerlendirilmesi gerekir.
Bu itibarla çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum.
ÜYE
Nedim Turhan
|