 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onuncu Hukuk Dairesi
E. 1992/866
K. 1992/7270
T. 25.6.1992
* BELEDİYE HÜKMİ ŞAHSİYETİNE AİTPRİM VE GECİKME ZAMMI BORCU
* BELEDİYE BAŞKANININ KİŞİSELSORUMLULUĞU
ÖZET : Belediye Başkanı, 506 sayılı Yasanın 80/son maddesinde öngörülen "...
Kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu
görevlileri..." sözcükleri kapsamına girdiğinden, belediye hükmi şahsiyetine
ait prim ve gecikme zammı borcunun ödenmemesinden, belediye başkanları
kişisel olarak sorumludur.
(506 s. SSK. m. 80/son) (1580 s. Belediye K. m. 120, 126)
Davacı; Ankara Onbirinci İcra Müdürlüğü'nün 1991/796 sayılı dosyasına vaki
itirazın iptaliyle, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine
karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin
süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen
raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve
aşağıdaki karar tesbit edildi:
Y....Belediye Başkanlığı'nın İmar Müdürlüğü işyerine ait Eylül 1990 ayı prim
borcunu süresinde ödemediği ve prim + gecikme zammı için, Belediye Başkanı
aleyhine icra takibi açıldığı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu,
merciye yapılan Kurum şikayetinin reddi üzerine, Kurum'un itirazın iptaliyle
takibin devamı, icra inkar tazminatı ve masraf ve avukatlık parasının borçlu
davalıdan tahsili için, işbu davayı açtığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davada uyuşmazlık konusu olan yön, belediye hükmi şahsiyetine ait prim ve
gecikme zammı borcunun ödenmemesinden, Belediye Başkanı olan davalının
kişisel olarak sorumlu bulunup bulunmadığı, sözkonusu alacağın kendisinden
istenip istenemeyeceğidir.
506 sayılı Kanunun 80/son fıkrasının 14.5.1985 gün ve 3203 sayılı Kanunla
değişik metninde, "sigorta primlerini haklı sebepler olmaksızın birinci
fıkrada belirtilen süre içersinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu ve
kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, mesul muhasip,
sayman ............Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve
müteselsilen sorumludur" denilmiştir, primlerin süresinde ödenmediği ve ödeme
konusunda haklı bir sebebe dayanılmadığı ve maddedeki müşterek ve müteselsil
sorumluluk kurallarına dayanılarak işbu davanın açıldığı dosya içeriğiyle
sabittir.
Çözülmesi gerekli olan konu, Belediye Başkanının, maddedeki "Kamu kurum ve
kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri ...."
sözcüklerinin kapsamına girip girmediği hususudur.
Belediyenin, Türk İdari teşkilatına göre, kamu kurum ve kuruluşu olduğu
belirgindir. Belediye Başkanının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu
görevlilerinden olup olmadığı ve bu sözcüklerin mesul muhasip ve saymana mı
matuf olduğu hususu çözümlenirken, yasanın açık metni ve amacının öncelikle
gözönünde tutulması zorunludur. Mesul Muhasip ve Sayman, madde metninde
ayrıca tadat edilmiştir. Oysa, bu sözcüklerden önce "tahakkuk ve tediyeler
ile görevli kamu görevlileri" sözcükleri kullanılmıştır. Mesul Muhasip ve
Sayman, tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlilerinden olduklarına ve
"kamu görevlisi" sözcüğü daha geniş kapsamlı ve anlamlı bulunduğuna göre,
evleyitle, Mesul Muhasip ve Sayman'ı iade edeceğinden, bu sözcüğün
arkasından, mesul muhasip ve sayman'ın zikredilmesi "tahakkuk ve tediye ile
görevli kamu görevlileri" sözcüklerinin, özellikle muhasip ve saymandan gayri
kamu görevlisi kişileri ifade etmek için yazıldığını ortaya koymaktadır. Yasa
koyucunun gereksiz tekrarlamalar yaptığı düşünülemez. Gerçekten de tahakkuk
ve tediye ile görevli ve bu işlemlerde görev alan, muhasip ve saymandan başka
kamu görevlileri mevcuttur. Yasa koyucu primin ödenmesini güvenceye bağlamak
ve prim tahsilinde görevli işverenin çalıştırdığı tüm kişilerin, primin
tahakkuk ve tediyesindeki görevlerini eksiksiz yapmalarını ve bu kişilerin
söz konusu görevlerinde daha dikkatli ve özenli çalışmalarını sağlamak
amacıyla, kendilerine sorumluluk yükleyen böyle bir düzenlemeyi bilinçli ve
kapsamlı bir şekilde gerçekleştirmiştir. İmdi, Belediye Reisi, 1580 sayılı
Kanun m. 120 uyarınca Belediye bütçesini hazırlayacak, belediyenin o bütçe
yılı içerisinde ödemek zorunda kalacağı prim miktarlarını tahmin edecek ve
gider bütçesinde gerekli ödeneği ayıracaktır. 126. madde uyarınca Belediye
Reisi, Belediye Bütçesinin amiri itası sıfatıyla, primlerin tahakkuk ve
tediyesini sağlayacak, denetleyecek, temin edecektir.
O halde "tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri..." sözcüklerinin
kapsamına, Belediye Reislerinin de girdiğinde kuşku yoktur.
Davalının prim tahakkuk döneminde, işyerinde Belediye Reisi olduğu da
tartışmasızdır.
İşbu fiili ve hukuki gerçekler karşısında davanın kabulü gerekirken yazılı
şekilde reddine karar verilmiş olması, isabetsizdir.
O halde, davacı Kurum'un bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve
hüküm bozulmalıdır.
S o n u ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA),
25.6.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|