 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1992/8578
K. 1992/15330
T. 10.12.1992
* MEN'İ MÜDAHALE VE KAL'
* RUHSATSIZ VE TAŞKIN İNŞAAT
ÖZET : Komşu 23 parselde paydaş olan davalılar, izinsiz ve ruhsatsız olarak
yaptırdıkları apartmanı, Belediyenin 9 parseline ve genel yola
taşırmışlardır. Apartmanın kal'inin aşırı zarara yol açacağı uzman
bilirkişilerce ifade edilmiş isede; binanın bir kısmının 23 parselde kalması
ve ayrıca genel yola tecavüzlü bulunması itibariyle en az levazım bedeli
karşılığında Belediyeye temliki ve böylece olayda MK. nun 649 ve onu izleyen
maddelerinin uygulanma olanağı yoktur.
(743 s. MK. m. 648, 649)
Yanlar arasındaki davadan dolayı, (Sarıyer Asliye Birinci Hukuk Hakimliği)nden
verilen hüküm Dairenin 22.12.1983 tarih ve 12636-14051 sayılı kararı ile
bozulmuştur. Bozma kararına uyularak yeniden görülen dava sonunda, yerel
mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde
davacı İdare vekili tarafından temyiz edildiğinden; dosya incelendi, gereği
görüşülüp düşünüldü:
Dava konusu taşınmaza ve anayapıya (muhtesata) ilişkin olarak önceden verilen
"müdahalenin önlenilmesine ve yıkıma" ilişkin 7.7.1982 tarih 381/454 sayılı
yerel mahkeme kararı, Dairece; (...davacı Belediye, 9 parsel sayılı
taşınmazın kayden malikidir. Belediyeye ait 9 parselin gecekondu ıslah ve
tasfiye bölgesi ve 775 sayılı Yasanın uygulama alanı dışında bulunduğu
Belediyeden gelen cevap ile bellidir. Komşu 23 parselde paydaş olan
davalılar, izinsiz ve ruhsatsız olarak yaptırdıkları apartmanı, Belediyenin 9
parseline ve genel yola taşırmışlar ve bu apartmandan haricen daireler
satmışlardır. Apartmanın kal'inin aşırı zarara yol açacağı uzman
bilirkişilerce ifade edilmiş isede; binanın bir kısmının 23 parselde kalması
ve ayrıca genel yola tecavüzlü bulunması itibariyle enaz levazım bedeli
karşılığında Belediyeye temliki ve böylece olayda MK.nun 649 ve onu izleyen
maddelerinin uygulanma olanağı yoktur. Bu durumda, yazılı olduğu üzere hüküm
kurulması doğrudur...) denerek onanmıştır. Dairenin sözü edilen 16.11.1982
gün ve 13007/13197 sayılı onama kararı da; karar düzeltme isteği üzerine (...
dava konusu taşınmazın hükümden sonra yürürlüğe giren 2805 ve 2960 sayılı
Yasalardan hangisinin kapsamına girdiği saptanarak davalıların o yasadan
doğan haklardan yararlanma olanakları bulunup bulunmadığının araştırılması ve
sonucuna göre hüküm kurulması gerekir...) şeklindeki gerekçeyle ortadan
kaldırılmış ve yerel mahkemenin kararı değinilen nedenle bozulmuştur.
Gerçekten, bozmayı takip eden günlerde ve işbu davaya bakılmakta iken,
kişilere çekişmeli yapıdan ötürü "tapu tahsis belgesi" verilmiş ve anılan
belgenin verildiği davacı Belediyeye ait tapu kaydının beyanlar hanesine
işaretlenmiştir. Nevarki, daha sonra, yapılan tahsisin ve tahsis belgesinin,
tahsisi gerçekleştirilen İdare (Belediye) tarafından geri alındığı ve geri
alma kararında kesinleştiği belgelenmiş durumdadır. Kuşkusuz, tahsisi geri
alan işlemin, özel yasalarına aykırı bulunduğu ve haklı sebebe dayanmadığı
ileri sürülebilir. Ancak, bunun tartışılma yeri, adlö yargı yerleri olmayıp,
idarö yargı yerleridir.
O halde, açıklanan kurala göre, kişilerin özel yasalardan kaynaklanan
haklarından sözedilerek sonuca gidilmesi ve çekişmeli yapının korunması
mümkün değildir. Özel yasalar dikkate alınamayınca da, uyuşmazlığın MK. nun
genel hükümleri doğrultusunda çözümlenmesi zarureti ortaya çıkar. Genel
hükümlerin, yapı sahipleri yararına gözetilemeyeceği ise, toplanan deliller
itibariyle sabittir. Esasen, Dairenin önceki hükmü onayan gerekçeli kararında
anılan hususlar açıkça vurgulanmıştır. Bu itibarla, yukarıda değinilen ilke
ve olgular dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken,
yazılı olduğu üzere reddedilmesi isabetsizdir.
Davacı Belediyenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen
nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan
harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.12.1992 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
|