Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C
Y A R G I T A Y
Onüçüncü Hukuk Dairesi

	E.	1992/8546
	K.	1993/348
	T.	25.1.1993

*  KİRA SÖZLEŞMESİ
*  CEZAİ ŞART
*  KUSURA DAYANAN İFA İMKANSIZLIĞI
*  TAZMİNAT

ÖZET : Kiranın konusu dükkan, davalılar tarafından başkasına satılmakla
 kusurlu ifa imkansızlığı gerçekleşmiş; böylece, kiralanan dükkanın aynen
 teslim borcu yerine davacının zararını giderim yükümü almıştır. Böylece
 kiralayanlar, hem olumlu zarar için tazminat hem de ceza koşulunu yükümlenmiş
 olmaktadırlar.

(818 s. BK. m. 158, 159, 249)

Taraflar arasındaki sözleşmeden doğan tazminat davasının yapılan yargılaması
 sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen
 reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmasız ve
 davalılar avukatlarınca da duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz
 dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı; Marmaris Noterliği'nce 9.2.1989 tarihinde düzenlenen kira sözleşmesi
 ile inşa halindeki dükkanı 1.5.1989 tarihinde noksansız teslim edilmesi
 koşulu ile davalılardan kiraladığını, böyle olmasına karşın davalıların
 dükkanı başkasına satarak sözleşmeden doğan edimlerini yerine
 getirmediklerini ileri sürerek, sözleşmede kararlaştırılan ceza koşulu ile
 kardan yoksunluk karşılığı toplam 100 milyon TL.nın  30 faiziyle birlikte
 davalılardan dayanışmalı olarak tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar; tazminatın aşırı olduğunu, gabin müzayaka halinin gerçekleştiğini,
 ticaretle uğraşmadığı için davacının kar mahrumiyeti isteyemiyeceğini, kira
 sözleşmesinin başlangıcı 1.5.1989'dan önce, 28.4.1989 tarihinde kiralanan
 başkasına satıldığından sözleşmenin fiilen imkansız hale geldiğini davacıya
 bildirdiklerini, o nedenle 48 milyon TL.sı gecikme tazminatının tümden yersiz
 olduğunu savunmuşlar, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, davalıların yükümlendikleri 2 milyon TL. ile ayda 2 milyon TL.sı
 üzerinden 24 ay için 48 milyon TL.sı geç teslim nedeni ile ceza koşulu, akde
 aykırı davranışdan kaynaklanan 15 milyon TL.sı ceza koşulu ki toplam 65
 milyon TL.nin davalılardan ortaklaşa ve zincirleme tahsiline, kar
 mahrumiyetine ilişkin 35 miyon TL.sı istemin reddine karar verilmiştir.

Hüküm, yanlarca temyiz edilmiştir.

İlk önce hukuki değerlendirmeler yapılacak daha sonra yanların temyiz
 nedenleri üzerinde durulacaktır.

1- Yanlar arasında Marmaris Noterliği'nin 9.2.1989 gün ve 3213 sayısı ile
 onamlı kira sözleşmesi yapıldığında çözümü gereken bir uyuşmazlık yoktur. Bu
 kira sözleşmesinde yanlar aşağıdaki koşullar altında anlaşmışlardır.

Kira müddeti iki yıldır.

İnşaat halindeki dükkan 1.5.1989 da Hamdi'ye (kiracı) noksansız teslim
 edilecektir. Gecikmesi halinde müteahhitler (kiralayanlar) her ay iki milyon
 lira cezai şart ödeyeceklerdir (sözleşme madde 3).

Tarafların karşılıklı mukaveleye uymaması halinde diğer tarafın her türlü
 zararını ödedikten maada ayrıca 15.000.000 TL.sı cezai şart ödemekle
 yükümlüdürler (sözleşme madde 6).

"Düzenleme şeklinde Taahhütname" başlıklı tarihsiz bir sözleşmeyle de
 davalıların ayrıca 2.000.000 TL.sı ödemeyi kabul ettikleri görülmektedir.

2- Davalıların kira sözleşmesinin konusunu oluşturan işyeri dükkanını 8.9.1989
 tarihinde başkasına sattıkları tapu kaydından anlaşıldığı gibi davalılarında
 kabulündedir.

3- Şu durum karşısında; doğru ve sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için ana
 çizgileriyle de olsa ceza koşulu ve hükümleri ile ifa imkansızlığı üzerinde
 durmak ve konuyu bu açıdan tartışmak gerekir.

a) Borçlar Yasamızda, ceza koşuluna ilişkin hükümler md. 158/161'de yer
 verilmiştir. BK. m. 158'e göre, bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa
 edilmemesi durumunda; ödenmek üzere ceza kararlaştırılmışsa, tersi
 sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı ancak sözleşmenin yerine getirilmesini ya
 da cezanın ödenmesini isteyebilir. Yeri gelmişken hemen vurgulayalım ki,
 burada alacaklıya seçimlik hakkı veren alternatif bir alacak değil,
 alternatif bir yetki söz konusudur. Eğer ceza, ifanın akitte belirtilen
 zamanda ve yerde yerine getirilmemesi durumunda ödenmek üzere
 kararlaştırılmışsa, alacaklı sözleşmenin yerine getirilmesiyle birlikte
 cezayı da isteyebilir. Meğer ki bu hakkından açıkca vazgeçmiş ya da yerine
 getirmeyi hiç bir önkoşul ileri sürmeksizin kabul etmiş olsun. Gerek öğretide
 ve gerekse yargısal inançlada benimsendiği üzere; BK. md. 158/I'de seçimlik
 ceza koşuluna; BK. m. 158/II'de ise ifaya eklenen ceza koşuluna yer
 verilmiştir.

aa) Ceza koşulundan söz edilebilmesi, öncelikle asıl borcun varlığına
 bağlıdır. Eş deyişle ortada ceza koşulunun kuvvetlendirdiği bir asıl borcun
 bulunması gerekir. Öyle ki ceza koşulu asıl borca yaptırım olarak bağlı ve
 borca aykırılık durumunda ortaya çıkan fer'i borç niteliğindedir. Ne varki bu
 edim (ceza koşulu) asıl borçtan bağımsız, ayrı olmalıdır.

bb) Ceza koşulunun istenebilmesi için, asıl borcun muaccel olması gerekir. Hem
 seçimlik ceza koşulunda, hem de ifaya eklenen ceza koşulunda, alacaklının
 cezanın ödenmesi için istemde bulunabilmesi, borçlunun borca aykırı davranmış
 olmasına bağlıdır. Asıl borcun hiç yerine getirilmemesi, ya da eksik yerine
 getirilmesi siçimlik ceza koşulunun; belirli zamanda ya da yerine
 getirilmemiş bulunması da ifaya eklenen ceza koşulunun ödenmesini gerektirir
 ki, her iki durumda da borca aykırılık söz konusudur.

cc) Asıl borç ile ceza koşulu arasında bir asıl borç-yan borç (fer'i borç)
 ilişkisi diğer bir anlatımla asıl borç ile ceza koşulu arasındaki bağlılık,
 ceza koşulunun istenebileceği (muaccel olacağı) ana kadar süregelir. Bu andan
 sonra, ceza koşulu bağımsızlaşır ve asıl borcun yazgısını paylaşmaktan
 kurtulur ve bağımsız bir borç haline gelir (Bkz., Becker, İsviçre Medeni
 Kanunu Şerhi, VI. cilt, Borçlar Kanunu, I. Kısım; Genel Hükümler, fasikül V;
 Çeviren: Osman Tolun, Sh. 233; Kenan Tunçomağ, Türk Borçlar Hukuku, C: I,
 Genel Hükümler Yıl: 1976, SH. 859; Ali Naim İnan, Borçlar Hukuku, Genel
 Hükümler; Yıl: 1979, Sh. 440; Fikret Eren, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler; C:
 III; Yıl: 1990, Sh. 367/368; Mustafa Reşit Karahasan, Türk Borçlar Hukuku, C:
 I, Yıl: 1992, Sh. 1659).

dd) Alacaklı bir zarara uğramasa bile, kararlaştırılan ceza koşulunun ödenmesi
 gerekir (BK. m. 159/I).

ee) Taraflar cezanın tutarını özgürce tesbit edebilirler. Ceza; yasaya ya da
 genel ahlaka aykırı bir borcu güçlendirmek için konulmuş ya da, tersine bir
 anlaşma olmadıkça, borcun ödenmesi borçlunun sorumlu tutulamıyacağı bir durum
 yüzünden olanaksız bulunmuşsa kararlaştırılan cezanın ödenmesi istenemez (BK.
 m. 19; 117). 

Hakim, aşırı gördüğü cezaları indirmekle doğrudan görevlidir (BK. m. 161/I;
 II, III).

ff) BK. m. 160/II; 161/II; 161/III bir yana bırakılırsa, ceza koşuluna ilişkin
 hükümler buyurucu nitelikte değildir. Taraflar bunların tersini
 kararlaştırabilirler (Bkz., Tunçomağ, age. Sh. 861; Selahattin Sulhi Tekinay
 / Sermet Akman / HalŞk Burcuoğlu / Atilla Altop, Borçlar Hukuku, Yıl: 1985,
 Sh. 468; Eren: age. Sh. 565).

b) Borçlar Kanununun 9. maddesi, borcun hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesine
 bir tazmin müeyyidesi getirmektedir. Gerçekten bu temel kuralın anlamı;
 Borçlanılan edimin borçlunun kusurundan ötürü imkansızlaşması ve bu yüzden
 yerine getirilmemesi ya da eksik olarak yerine getirilmiş olmasıdır. Kısacası
 bu durumda kusura dayanan imkansızlıktan söz edilir.

Öğretide egemen olan görüşe göre; borçlunun kusuru yüzünden ifa imkansız hale
 gelse bile taraflar arasında borç ilişkisi devam eder. Böyle bir imkansızlık
 yalnızca alacak hakkının içeriğini değiştirir ve imkansızlaşan edimin yerini
 alacaklının zararını tazmin yükümü alır. Fakat taraflar arasında borç
 ilişkisi devam ettiği için örneğin rehin ya da, kefillik gibi asıl alacağa
 bağlı teminat; tazminat alacağı yönünden de devam eder (Bkz. Tuhr, Borçlar
 Hukuku, C. 1-2, Yargıtay Yayınları, Yıl: 1983, Çeviren Cevat Edege, Sh. 509;
 Becker age., Sh. 517, 518; Tekinay age., Cilt 2, Sh. 1138; Karahasan age.,
 Sh. 1367).

İfa borçlunun kusuruyla imkansızlaşırsa, alacaklı BK. md. 96 vd. çerçevesinde
 olumlu zararının tazmini için istemde bulunabilir. Sözleşmenin hiç ya da
 gereği gibi yerine getirilmemesi, alacaklıyı, gerçekleşmesini beklediği
 çıkardan yoksun bırakır ki; borçlu meydana gelen olumlu zarar (İFA MENFAATİ)
 giderimiyle sorumlu olur. Kısacası olumlu zarar alacaklının sağlıyacağı
 çıkarlardan yoksun kalmasının karşılığıdır.

c) Asıl borç, hiç ya da gereği gibi yapılmamışsa ya da zamanında yerine
 getirilmemişse, ceza koşulunun ödenmesi gerekir. Burada esas olan an, asıl
 borcun muacceliyet anıdır. Eğer asıl borcun ifası, borçlunun sorumlu olduğu
 bir durum yüzünden imkansızlaşmış bulunursa, borç sona erer (BK. md. 117);
 kararlaştırılan cezanın ödenmesi istenemez; şu varki bunun tersine anlaşma
 yapılabilir (BK. md. 161/II). Diğer bir anlatımla, borcun ödenmesi borçlunun
 sorumlu tutulamıyacağı bir durum yüzünden imkansızlaşmasında ceza koşulunun
 ödenmesi sözleşilebilir (Bkz. TUHR, age., Sh. 768; Karahasan age., C. I, Sh.
 1675/1676).

3- Az yukarıda yapılan açıklamaların ışığında somut olayla ilgili olarak şu
 sonuçlara varılması gerekir:

a) Öncelikle belirtmek gerekir ki, somut olayda taraflar arasında BK. md. 248
 ve ardından gelen hükümlerle düzene konan kira sözleşmesi ilişkisi kurulmuş
 olup, kiraya veren davalılar, kiralanan dükkanın sözleşmeyle güdülen amaca
 göre kullanılmaya elverişli bir durumda kiracı davacıya teslim etmek ve kira
 süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür (BK. md. 249).

Kiraya veren davalılar, sözleşmenin yapılmasıyla, dükkanı davacıya teslim
 borcu altına girmişlerdir. Burada, BK. md. 249'da açıklandığı üzere kiraya
 verenin, kiralananın kullanılmasını bırakma borcu söz konusudur.

Kira sözleşmesi kurulduktan sonra, taraflar sözleşme çerçevesinde karşılıklı
 edimlerin yerine getirilmesini birbirlerinden isteyebilirler. Sözleşmeye
 aykırı davranma durumunda da BK. md. 96 ve ardından gelen hükümler uygulama
 alanı bulur.

b) Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin özel koşullarında yer alan
 3. madde ile ifaya eklenen ceza koşulunun kararlaştırıldığında duraksamaya
 yer olmamalıdır. Öyle ki, kiralanan dükkanın 1.5.1989 tarihinde, noksansız
 davacıya teslim edilmemesi durumunda, davalıların davacıya her ay 2 milyon
 TL.sı ceza koşulu ödeyecekleri kararlaştırılmıştır. Tarafların kabulünde
 olduğu şekilde 1.5.1989 tarihinde kiralanan dükkan davacıya teslim
 edilmemiştir. İşte bu tarihte, ayda 2 milyon TL.sı ceza koşulu muacceliyet
 kazanmaya başlamıştır.

Davalılar kiralanan işyerini 8.9.1989 tarihinde başkasına satmakla ifayı
 kusurlu olarak imkansızlaştırdıkları da çok açıktır. Bu durumda, 1.5.1989 -
 8.9.1989 arasında oluşan 4 ay 7 günlük dönem için ifaya eklenen ceza koşulu
 muacceliyet kazanmıştır ki, bunun toplamı 8.666.667 TL.dır. Böylece
 gerçekleşen ve muacceliyet kazanan ceza koşulu artık bağımsız bir borç haline
 geldiği için asıl borcun durumu örneğin olayımızda olduğu gibi ifanın
 kusursuz imkansızlaşması ceza koşuluna etkisini sürdüremiyecektir.

Kiranın konusu dükkan, davalılar tarafından 8.9.1989 tarihinde başkasına
 satılmakla kusurlu ifa imkansızlığı gerçekleşmiş; böylece kiralanan dükkanın
 aynen teslim borcu yerine davacının zararını giderim yükümü almıştır. Bu
 aşamada, yanlar arasındaki borç ilişkisi devam eder ki, bu durumda alacak
 (aynen ifayı istemek) hakkının içeriği değişikliğe uğramış ve imkansızlaşan
 edimin yerini, davacı kiracının olumlu zararını tazmin yükümü almış
 bulunduğundan, ifaya eklenen ceza koşulunun dükkanın başkasına satıldığı
 8.9.1989 tarihine kadar hesaplanması gerekir. Öyleyse davacı yararına 4 ay 7
 gün karşılığı toplam 8.666.667 TL. ceza koşulunun ödetilmesine karar
 verilmesi gerekir.

Yerel mahkemece, 4 ay 7 günlük süre yerine kira sözleşmesinin süresi olan 24
 ay için ifaya eklenen ceza koşulunun ödetilmesine karar verilmesi usul ve
 yasaya aykırıdır.

c) Kira sözleşmesinin özel koşullarında yer alan 6. maddesiyle seçimlik ceza
 koşulunun kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.

Bir borcun yerine getirilmemesi ya da eksik olarak yerine getirilmesi
 durumunda, ödenmek üzere bir ceza kararlaştırılmışsa tersi anlaşılmadıkça,
 alacaklı ya borcun yerine getirilmesini ya da cezanın ödenmesini isteyebilir
 (BK. md. 158/II).

Somut olayda, davalılar kiralanan dükkanı başkasına satmakla kusurlu ifa
 imkansızlığı gerçekleşmiştir.

Kira sözleşmesinin (6) ncı maddesi ile; "mukaveleye uymayan tarafın diğer
 tarafa her türlü zararını ödemekten maada" ayrıca 15 milyon TL. ceza
 koşulununda" ödeneceği hükme bağlandığından, böylece kiralayanlar, hem olumlu
 zarar için tazminat hem de ceza koşulunu ödemeyi yükümlenmiş olmaktadırlar.
 BK. md. 158'deki hüküm, buyurucu nitelikte olmadığından, tarafların kira
 sözleşmesinin özel koşullarına koydukları 6. madde geçerlidir ve de tarafları
 bağlar. Davacı kiracı, ceza koşulunun bu biçimde ağırlaştırıldığını noter
 onamlı kira sözleşmesiyle kanıtlamıştır. Öyleyse davacı, hem kardan
 (kazançtan) yoksunluk için tazminat ve hem de kararlaştırılan 15 milyon TL.sı
 ceza koşulunu isteyebilir (Bkz., TUHR, age., Sh. 769).

Şu durum karşısında, davacının yoksun kaldığı kar (kazanç) tutarının neden
 ibaret bulunduğu, delil ve karşı deliller toplandıktan sonra bilirkişi
 kurulundan alınacak rapora göre belirlenmeli, anılan tazminatın ödetilmesine
 karar verilmelidir. Mahkemece, tüm bu yönler gözden kaçırılarak istemin bu
 bölümünün reddedilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.

4- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici
 nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına
 göre yerinde olmayan tarafların diğer temyiz itiazlarının reddi gerekir.

S o n u ç : Sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün yukarıda açıklanan
 nedenlerle taraflar yararına (BOZULMASINA), 24.800 lira duruşma avukatlık
 parasının davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, istek halinde peşin
 harcın iadesine, 25.1.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini